Ulusal Bilgi İşlem ve Özgürlükler Komisyonu (CNIL) video koruması ve video gözetimi ile ilgili konularla sık sık ilgilenirken, kişisel veri koruma yetkilisi artık potansiyel tehlikelere dikkat çekmek kamusal alanda sözde “akıllı” veya “artırılmış” video cihazlarının konuşlandırılması.
Özellikle sanayi, savunma, bağlantılı şehirler ve perakendede kullanılan yapay zeka tabanlı akıllı kamera pazarı hızla büyüyor. Ancak, yükselişi risksiz değildir.
Basitçe söylemek gerekirse, yakalananları insan gözüne başvurmadan gerçek zamanlı olarak analiz etmek ve yorumlamak amacıyla otomatik görüntü işleme yazılımı ile birleştirilmiş bir video koruma cihazıdır.
Yazılım katmanı, nesneleri, silüetleri veya hareketleri olasılıklı bir şekilde tanımayı mümkün kılar. Böyle bir cihaz, özellikle bir metro treninin ne sıklıkla gittiğini hesaplamayı, maske takmaya uygunluk istatistiklerini elde etmeyi ve hatta kalabalık hareketlerini veya terk edilmiş nesneleri tespit etmeyi mümkün kılabilir.
Artırılmış bir cihaz mutlaka yüz tanıma anlamına gelmez
CNIL için bu kameralar “bireylerin hak ve özgürlükleri için yeni sorunlar” ortaya çıkarıyorsa, biyometrik kamera sistemlerinden ayırt edilmelidir.
Gerçekten de, yüz tanımaya dayalı kameralardan farklı olarak, artırılmış kameralar, bireylerin özelliklerini (fiziksel veya davranışsal) işlemez veya filme alınan kişileri tanımlamak için kullanılmazlar. Ancak bu iki kriter biyometrik tanıma cihazlarında her zaman bulunur, diye özetliyor CNIL.
Basitçe söylemek gerekirse, artırılmış bir kameranın amacı, bir kişiyi benzersiz bir şekilde tanımlamadan AI aracılığıyla kategorize etmek ve analiz etmektir. Biyometrik kamera, gerçek zamanlı olarak yakalanan görüntüleri önceden var olan bir dizi görüntü ile karşılaştırarak bir kişiyi tanımlamayı veya kimliğini doğrulamayı amaçlar.
CNIL, sürveyans riski konusunda uyarıyor
Ve bu ayrımın gerçek yasal sonuçları vardır. Bu nedenle, CNIL, biyometrik tanıma cihazlarının, GDPR tarafından büyük çoğunluğu için prensipte yasaklanan “hassas” veri işlemeyi içerdiğini vurgulamaktadır.
Öte yandan, artırılmış video cihazlarıyla ilgili olarak, CNIL, ortaya çıkan kullanıma bağlı olarak risklerin daha “dereceli” olduğunu kabul eder. Örneğin, bir kamera ihlalleri tespit ederse veya yoldan geçenlerle hedefli reklamlara izin verirse, bireyler için risk daha yüksek olacaktır. Aksine, akıllı bir cihaz metro kullanımına ilişkin istatistik çıkarmayı hedefliyorsa, özel alana izinsiz giriş seviyesi daha düşük olacaktır.
CNIL, doğası gereği “müdahaleci” olan ve henüz belirli bir yasal çerçeveye tabi olmayan bu teknolojilerin kötü kontrol edilen genelleştirilmesi konusunda uyarıda bulunuyor.
Düzenleyiciye göre, kırmızı çizgi, bu akıllı kameraları insanları “puanlamak” amacıyla kullanmak olacaktır. Bu nedenle CNIL, “bu araçların kamusal alanda adil kullanımına ilişkin genel bir değerlendirme” çağrısında bulunuyor.