Cambridge Üniversitesi’nden gökbilimciler Kanadalı bir ekiple birlikte TOI-270 d ötegezegeni üzerinde araştırmalar yaptılar ve bu gezegende yaşanabilir koşulların varlığına işaret edebilecek ilginç sonuçlar elde ettiler.


Sanatçının dış gezegen TOI-270 d’nin yüzeyini sıvı okyanusla tasvir etmesi. Kaynak: Amanda Smith/PA

James Webb Uzay Teleskobu (JWST) kullanılarak yapılan gözlemlerde, Cambridge Üniversitesi’nden gökbilimciler Kanadalı bir ekiple birlikte, dış gezegen TOI-270 d’nin atmosferinde su buharının varlığını ve metan ile karbondioksitin kimyasal izlerini keşfettiler. Dünya’nın yarıçapının iki katı olan ve gezegenimizden yaklaşık 70 ışıkyılı uzaklıkta bulunan.

Araştırmacılar, böyle bir kimyasal karışımın, gezegenin tüm yüzeyini kaplayan derin bir okyanusun yanı sıra hidrojen açısından zengin bir atmosferin varlığına işaret edebileceğini öne sürüyor. Analizi yürüten Profesör Nikku Madhusudhan’a göre, TOI-270’in okyanus sıcaklıkları 100 santigrat dereceye ve hatta daha yükseğe ulaşabiliyor; yüksek atmosferik basınçta bu koşullar hala sıvı okyanus formunu koruyabiliyor. Ancak böyle bir okyanusun yaşamın ortaya çıkışı için uygun olup olmayacağı sorusu hala devam ediyor.

Ek gözlemler yapan Kanadalı bilim adamlarından oluşan bir ekip, TOI-270 d’de bir okyanusun varlığına dair hipotez hakkındaki şüphelerini dile getirdi. Gezegendeki sıcaklıkların 4000°C’ye kadar çıkabildiğini, sıvı suyun varlığını imkansız hale getirdiğini belirtiyorlar. Bunun yerine TOI-270 d’nin yüzeyinin kayalık malzemeden oluştuğunu ve yoğun bir hidrojen ve su buharı atmosferiyle kaplı olduğunu öne sürüyorlar.

TOI-270 d okyanusunun varlığına ilişkin ilk kanıt, hidrojen açısından zengin bir atmosferde doğal olarak meydana gelebilecek amonyakın bulunmamasına dayanıyordu. Ancak amonyak suda yüksek oranda çözünür, dolayısıyla eğer ötegezegenin bir okyanusu olsaydı atmosferden kaybolurdu.

Her iki ekip de TOI-270 d’nin atmosferinde biyolojik süreçlerle ilgili olabilecek ancak başka kaynaklara da sahip olabilecek karbon disülfit tespit etti. Ancak başka bir biyolojik imza molekülü olan dimetil sülfüre dair hiçbir kanıt bulamadılar.

TOI-270 d, gökbilimcilerin özellikle ilgisini çekiyor: Gezegenin bir tarafı sürekli olarak yıldızına bakarken, diğer tarafı sonsuz karanlığa gömülüyor ve gündüz ile gece tarafları arasında keskin bir sıcaklık kontrastı yaratıyor. Gündüz tarafında okyanus çok yüksek sıcaklıklara kadar ısınacak, gece tarafında ise yaşamın ortaya çıkması için daha uygun koşullar ortaya çıkabilecek. Bununla birlikte, Dünya yüzeyindeki basınçtan onlarca veya yüzlerce kat daha yüksek basınçlara sahip yüksek atmosferik basınç ve muazzam miktarlardaki su buharı, bu koşulları son derece aşırı hale getirir.

Montreal Üniversitesi’nden Profesör Bjorn Benneke ek araştırmalar yürüttü. Ona göre dış gezegendeki sıcaklık 4000°C’ye ulaşabiliyor ve su, sıvı ile gaz arasındaki çizginin bulanıklaştığı süper kritik bir durumda.

TOI-270 d ile ilgili daha ileri çalışmalar, bu tür ötegezegenlerde hangi koşulların mevcut olabileceğini ve bunlardan hangilerinin yaşamın ortaya çıkması için en uygun koşulları sağlayabileceğini açıklığa kavuşturmaya ve anlamaya yardımcı olacaktır.



genel-22