Bir araştırma ekibi Alaska’da okyanus tabanında tuhaf bir altın nesne buldu. ‘Uzaylı’ cisim, Alaska Körfezi’nde denizin 3,2 kilometre altında bulundu. Bilim adamları, biyolojik doğası nedeniyle yapılan keşif karşısında şaşkına döndü

Alaska kıyılarında derin deniz araştırmaları yürüten bir grup araştırmacı, geçen hafta büyüleyici bir keşifte bulundu.

Deniz tabanından 3,2 kilometreden fazla derinlikte bulunan, pirinç sarısı renginde ayırt edici bir nesne buldular. Ancak araştırmacılar esrarengiz keşiflerinin kesin doğasını henüz belirleyemediler.

Devam eden NOAA keşif gezisinin koordinatörü olarak görev yapan Sam Candio, ekibin merakını dile getirerek şunları ifade etti: “‘Altın küreyi’ toplayıp gemiye getirmemize rağmen, onu hala tespit edemiyoruz. biyolojik kökenli olduğu gerçeğidir.”

İlgili Makaleler

Hintli

Hindistan Tropikal Meteoroloji Enstitüsü, iklim tahminleri ve tahminleri için Hindistan’ı dünya sahnesine çıkarıyor

Hintli

NASA, Delta II roketinde hava durumu tahminini iyileştirmek için NOAA’nın JPSS-1 uydusunu başarıyla fırlattı

Yaklaşık 4 inç genişliğinde (10 santimetre) ölçülen olağandışı nesne, 30 Ağustos’ta Alaska kıyılarının 10.827 fit (3.300 metre) gibi şaşırtıcı bir derinliğinde bir kayaya güvenli bir şekilde yapıştırıldı. Bilim insanları bu keşfi, Okeanos Explorer olarak bilinen NOAA gemisinden aktif olarak çalıştırılan uzaktan kumandalı araç Deep Discoverer’ı kullanırken yaptılar.

Bu ilgi çekici keşif, 16 Eylül’e kadar devam etmesi planlanan, Seascape Alaska 5: Alaska Körfezi Uzaktan Kumandalı Araç Keşif ve Haritalama adlı devam eden keşif gezisi kapsamında gerçekleşti. Araştırma ekibinin çabaları, Alaska Körfezi’ndeki derin deniz ekosisteminin gizemlerini ortaya çıkarmaya yönelik daha geniş bir misyonun parçası.

Okyanus yüzeyinin altındaki şaşırtıcı nesne ilgi çekici özellikler sergiliyordu. Kayaya sıkı sıkıya bağlı olduğu tabanının yakınında küçük bir delik vardı. İç renklenme dış sarı-kahverengi görünüme benziyordu.

Araştırmacılar başlangıçta nesnenin kimliğine ilişkin çeşitli olasılıklar hakkında spekülasyonlar yaptı; bunlar arasında onun bir yumurta kabuğu, bir deniz süngerinin ölü bir kısmı veya hatta daha önce keşfedilmemiş bir mercan türü olma potansiyeli de vardı. Bu esrarengiz nesnenin kesin doğası, daha ileri araştırmalar ortaya çıktıkça bilim camiasını cezbetmeye devam ediyor.

Sam Candio, gizemli nesnenin daha derinlemesine anlaşılmasının, onu laboratuvar ortamına getirmeyi gerektirebileceğini vurguladı. Burada bilim insanları daha gelişmiş araçlardan faydalanabilir ve bilimsel topluluğun kolektif uzmanlığından faydalanabilir. Araştırma gemisindeki mevcut ekipman, özel bir laboratuvardaki mevcut kaynaklarla karşılaştırıldığında sınırlıdır.

Candio, bu keşif karşısında şaşkınlığa uğramak utanç verici olsa da, bunun kendi gezegenimiz ve onun önemli bir bölümünü kaplayan okyanus hakkında öğrenilmesi gereken çok sayıda şeyin dokunaklı bir hatırlatıcısı olduğunu kabul etti.

Deep Discoverer’ın emme örnekleyicisi tarafından toplanan örnek şu anda Okeanos Explorer’da bulunuyor. Araştırma ekibi bunu daha kesin bir şekilde tanımlayabileceklerinden umutlu.

Kubbe şeklindeki yapı, sudan çıkarıldığında ıslak kartonu andırıyor ancak doğal su altı ortamındaki görünümü göz önüne alındığında, basit bir ıslak karton parçası olmadığı açıkça görülüyor. Devam eden soruşturma bu ilgi çekici gizeme ışık tutma vaadini taşıyor.



genel-5