Karanlık madde, Evrenin kütlesinin %80’inden fazlasını oluşturan gizemli bir maddedir. Elektromanyetik radyasyonla etkileşime girmediği için doğrudan gözlemlenemez. Ancak kütleçekimsel etkileşimler yoluyla galaksiler ve galaksi kümeleri gibi görünür maddeler üzerindeki etkisini görmek mümkün.

Son yıllarda, karanlık maddenin Evrendeki erken manyetik alanların incelenmesine nasıl yardımcı olabileceğine dair bir fikir ortaya çıktı. Manyetik alanlar yalnızca yıldızların ve gezegenlerin çevresinde mevcut değildir, aynı zamanda galaksilerin yanı sıra galaksiler arasında da uzanır. Ancak nasıl ortaya çıktıkları ve neden her yere yayıldıkları hala tam olarak belli değil.


Galaksiler arasında uzanan manyetik alan çizgilerinin çizimi. Kaynak: Chris Mihos/CWRU

Bir hipotez, zayıf manyetik alanların Evrenin ilk aşamalarında oluştuğu yönündedir. Eğer bu doğruysa, evrende maddenin en bol bulunan formu olan karanlık maddenin dağılımında izlerini bırakmaları gerekir. Karanlık madde sıradan maddeyle yalnızca yerçekimsel olarak etkileşime girer ve manyetik alanlarla doğrudan etkileşime girmez. Bununla birlikte, manyetik alanlarla etkileşime giren elektronlar gibi yüklü parçacıklar, karanlık madde üzerinde yerçekimsel bir etki yaratabilir.

Sonuç olarak, galaksiler arası manyetik alanların, çizgileri boyunca elektronları ve iyonize galaksiler arası hidrojeni biriktirmesi ve bu bölgeleri galaksiler arası uzayın geri kalanıyla karşılaştırıldığında biraz daha yoğun hale getirmesi bekleniyor. İyonlaşmış maddenin manyetik alan çizgileri üzerindeki çekimsel etkisinden dolayı, karanlık madde de bu çizgiler boyunca birikecektir. Yerçekimi etkisi çok zayıf olsa da zamanla birikir. Dolayısıyla, eğer evrenin erken dönemlerinde manyetik alanlar gerçekten mevcutsa, bu alanlar boyunca uzanan karanlık madde iplikleri şeklinde izler bırakmaları gerekir.

Bu etki, ilksel manyetik alanlar çevresinde karanlık madde minigalaksilerinin oluşumuna yol açabilir. Tıpkı galaksilerin karanlık madde haleleriyle çevrelenmesi gibi, iyonize maddenin kütleçekimsel etkileşimi nedeniyle bu “zayıf” karanlık madde halelerinin manyetik alanların çevresinde mevcut olması gerekir. Ancak zamanla yüklü parçacıklar manyetik alanlarla etkileşime girecek ve büyük olasılıkla onları etkisiz hale getirecek.

Şu anda sıradan maddede bu erken manyetik alanların hiçbir izi kalmadı. Bununla birlikte, karanlık madde mikrogalaksileri hala mevcut olabilir ve uzak ışık kaynaklarının yerçekimsel merceklenmesinin etkili kaynakları olmaya devam edebilir, bu da onların tespit edilmesini mümkün kılar.

Bu fikir tamamen teorik olarak kalıyor. Mevcut teleskoplar henüz mikrogalaksilerin yerçekimsel merceklenmesini ölçecek kadar hassas değil; bu da bu hipotezi doğrudan test etmenin henüz mümkün olmadığı anlamına geliyor. Ancak bu fikir, erken dönem manyetik alanların incelenmesinde yeni bakış açıları açıyor ve karanlık maddenin, Evrenin geçmişi hakkında, hatta uzun süredir gözümüzün önünden kaybolmuş olsa bile, nasıl bilgi depolayabildiğini gösteriyor.



genel-22