KOVİD-19 salgını ve finansal zorluklar nedeniyle yıllarca süren beklentinin ardından NASA, sonunda Satürn’ün en büyük ayı olan Titan’a gezegenler arası Dragonfly misyonunun başlatılması için yeşil ışık yaktı. 2028 yılı için planlanan bu iddialı misyonun lansmanının duyurusu, dikkatli analizler ve uzun tartışmaların ardından yapıldı.

Dünya’dan yaklaşık 1,2 milyar kilometre uzakta bulunan Titan, güneş sistemindeki en gizemli nesnelerden biridir. Araştırmanın karmaşıklığı, yüksek maliyetlere ve teknik zorluklara rağmen bilim adamlarının dikkatini çekiyor. Titan, Satürn’ün en büyük uydusu olmasının yanı sıra, güneş sistemindeki en büyük ikinci uydudur ve iki uydu arasında Dünya’nınkinden daha yoğun bir atmosfere sahip olan tek uydudur.


Kaynak: NASA/John Hopkins/APL

Titan atmosferinin nitrojen ve metanla doymuş kimyasal bileşimi özellikle ilgi çekicidir. Güneş ışınımıyla dönüşen bu kimyasal bileşenler, yüzeye düşen karmaşık organik bileşikler oluşturarak, muhtemelen yaşam için uygun, eşsiz bir ortam yaratıyor. Titan’da yoğun bulutların ve metan okyanuslarının altında sıvı suyun bile saklanabileceğine inanılıyor.

Ancak bu kadar karmaşık arazileri keşfetmek yenilikçi bir yaklaşım gerektiriyor. Klasik iniş araçları “bataklık” yüzeyi nedeniyle Titan için uygun değildir. Bu nedenle NASA, gezici yerine Dragonfly uçağını geliştirdi. Titan’ın manzarasını ve atmosferini ayrıntılı olarak keşfederken uçmasını sağlayacak bir MMRTG radyoizotop termoelektrik jeneratörü ve alüminyum-titanyum rotorlarla donatılmıştır.

Bu Yusufçuk yalnızca genel araştırma yapmak için değil, aynı zamanda Titan’ın organik kimyasını incelemek ve biyolojik imzaları aramak için de tasarlanmıştır; ancak Titan genel olarak dünya dışı yaşamın varlığı için iyi bir aday olarak görülmemektedir. Daha ziyade, bilim adamlarına göre Dünya’da yaşamın ortaya çıkmasına neden olan “ilkel çorba”nın bir örneği olarak görülüyor.

Dragonfly, Titan’ın bileşimi ve yapısının daha kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak olan, radyasyon geri saçılım sensörleri, kütle spektrometresi ve hava koşullarını ve sismik verileri analiz etmeye yönelik araçlar da dahil olmak üzere çok çeşitli cihazlarla donatılmıştır.

NASA’nın Bilim Misyonu Bölümü yönetici yardımcısı Nicky Fox’a göre Dragonfly misyonu, gezegenler arası nesnelerin incelenmesinde yeni ufuklar açacak ve güneş sisteminin diğer kısımlarındaki yaşamı destekleyen koşullar hakkındaki farkındalığı artıracak.

Dragonfly’ın 2034’te Titan’a varması bekleniyor.



genel-22