Kuasarlar Evrendeki en parlak nesnelerdir. Bunların en güçlüleri galaksilerden binlerce kat daha parlaktır. Galaksinin merkezinde bulunan süper kütleli bir kara deliğin görünür kısmını temsil ediyorlar. Yoğun ışık, kara deliğe çekilen gazdan geliyor ve ısıtıldığında farklı dalga boylarında yayılıyor. Ancak kuasarlar yalnızca parlak antik nesneler değildir. Karanlık madde hakkında bilgi sağlayabilirler.
Süper kütleli bir kara delik aktif olarak beslendiğinde buna aktif galaktik çekirdek (AGN) adı verilir. Kara deliklerin kendilerine çektiği gazın tamamı olay ufkunun ötesine kaçmaz. Gazın çoğu kara deliğin etrafında dönen bir birikim diski oluşturur. Diskteki malzeme döndükçe ısınır ve ısıtıldığında jetlerin yanı sıra değişen dalga boylarında elektromanyetik radyasyon yayar.
Gökbilimciler bu ışığı ilk keşfettiklerinde yalnızca radyo dalgaları yayan nesneler gördüklerini biliyorlardı. “Kuasar” terimi aslında “yarı yıldız radyo kaynağı” anlamına geliyordu. Ancak zamanla gökbilimciler daha fazlasını öğrendi ve “aktif galaktik çekirdek” terimi benimsendi. Bununla birlikte, “kuasar” terimi hala kullanılmaktadır ve artık en parlak olan AGN alt sınıfını ifade etmektedir. Kuasarlar, geniş karanlık madde haleleriyle çevrili galaksilerde bulunur. Gökbilimciler karanlık madde haleleri ile kuasarlar arasında bir bağlantı olduğunu öne sürüyorlar. Halo galaksinin merkezine daha fazla madde çekerek süper kütleli kara delikleri besleyebilir ve kuasarları ateşleyebilir, ayrıca daha büyük galaksilerin oluşumunu teşvik edebilir.
Bir araştırmacı ekibi, kuasarları, karanlık maddeyi ve süper kütleli kara delikleri incelemek için güçlü bir araç sağlayacak yeni bir kuasar kataloğu geliştirdi. Yeni kataloğun temel amacı astrofizikçilere bu nesneler arasındaki ilişkileri anlamaları için bir araç sağlamaktır.
Bu kuasar kataloğu öncekilerden farklı çünkü tarihteki en büyük Evren hacminin üç boyutlu haritasını sağlıyor. Haritanın ortak yazarı ve astrofizikçi David Hogg, kuasar sayısı açısından en kapsamlısı ya da kuasar ölçümleri açısından en doğru olanı olmasa da, Evren haritasındaki en büyük toplam hacme sahip olduğunu söylüyor. New York dan.
Katalog, verileri Gaia uzay teleskopundan elde edildiği için Quaia olarak adlandırıldı. Gaia’nın görevi Samanyolu’ndaki çoğu yıldız olmak üzere yaklaşık bir milyar nesnenin haritasını çıkarmaktır. Görevi sırasında Gaia, Samanyolu dışında bulunan birçok kuasar hakkında veri elde etti ve bu da Quaia isminin temelini oluşturdu.
İspanya’daki Donostia Uluslararası Fizik Merkezi’nin başyazarı ve araştırmacısı Kate Storey-Fisher, “Evrenin erken dönemlerinde maddenin nasıl biriktiğini bazı büyük uluslararası araştırma projeleriyle aynı hassasiyetle ölçebildik” diyor.
Kuasarların dağılımını incelemek, galaksilerin etrafındaki halelerde birikme eğiliminde olan karanlık maddenin dağılımını açıklamaya yardımcı olabilir. Evrendeki büyük ölçeklerde, karanlık madde bir ağ halinde düzenlenmiştir ve kuasar kataloğu bu ağın haritalanmasına yardımcı olur.
Ayrıca Quaia kataloğu, Büyük Patlama’nın ikna edici kanıtlarını sağlayan Kozmik Mikrodalga Arka Planını (CWB) incelemek için de önemlidir. Bir karanlık madde ağı, teleskoplara giderken CWB’nin ışığını büküyor. Bilim insanları kuasarların dağılımını CWB verileriyle karşılaştırarak karanlık madde ile kuasarlar arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarabildiği gibi, maddenin Evrende nasıl biriktiğini de öğrenebilirler.
Kuasarlar “kozmik ağın” izlenmesine yardımcı olur ve bunların dağıtımı, başka kaynaklarda bulunmayan bilgiler sağlar. Örneğin, maddenin dağılımını galaksi haritasıyla mümkün olandan daha yüksek kırmızıya kaymalarda izlemek. Ayrıca Quaia kataloğu, Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması (SDSS) gibi diğer kuasar çalışmalarının karşılaştığı veri kirliliği sorununu da ortadan kaldırıyor.
Quaia ilk kuasar haritası olmasa da, veri sürümü 16’ya eşlik eden SDSS kuasar kataloğu olan DR16Q SDSS’den daha kapsamlıdır. Quaia’nın içerdiği veriler halihazırda diğer araştırmacılar tarafından kullanılıyor.