Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Discovery programının bir parçası olarak ve mimarlık firması Hassell ile işbirliği içinde geliştirilen büyük ölçekli bir ay üssü için kavramsal planını açıkladı. Bu proje, ay ekonomisinin bir parçası haline gelebilecek keşif, turizm ve madencilik de dahil olmak üzere gelecekteki Ay sakinlerinin karşılaşabileceği çeşitli sorunları çözmek için ihtiyaç duyulan yapı alanlarındaki teknolojik gelişime odaklanıyor.
Projenin temel amacı, insanların Ay yüzeyinde uzun süre kalmasından kaynaklanan olası sorunları çözmektir. Bu, astronotların radyasyon, toz ve aşırı sıcaklıklar gibi zorlu ortamlardan korunmasını sağlayacak önlemlerin geliştirilmesinin yanı sıra su, oksijen ve enerji gibi temel kaynakların sağlanmasını da içeriyor.
Sunulan taban tasarımına dayanarak, sakinlere aşındırıcı toza maruz kalmayı azaltmak için minimum yüzey temasına sahip şişirilebilir modüllerde konaklama olanağı sunuluyor. Radyasyona karşı koruma, modüllerin üzerinde birbirine bağlanabilen, ay regolitinden üç boyutlu baskı kullanılarak yapılan bloklardan oluşturulan bir kabuk tarafından sağlanacak. Ayrıca astronotlar ay regolitinden su ve oksijen çıkarabilecekler. Sıcaklık dalgalanmalarını yumuşatmak ve güneş enerjisi kullanımını en üst düzeye çıkarmak için taban, ayın güney kutbundaki Shackleton Krateri’nin kenarına yerleştirilecek ve bu sayede daha uzun süre doğrudan güneş ışığına maruz kalacak.
Ancak hem ESA hem de Hassell, tasarımlarının gerçeklikten uzak olduğunu ancak ana prensibinin esneklik olduğunu kabul ediyor. “Henüz yürüyemeden ileri doğru koşmaya çalıştığımızda durum böyle değil. Bu gibi projeler planlama aşamasında çok zaman gerektirir. Projenin bilimsel yönlerini keşfetmeye devam edeceğiz” diye vurguluyor Hassell’in baş tasarımcısı ve baş mimarı Xavier De Questellier.