İşte yaşlıyı gençten, zayıfı güçlüden ayıracak ilginç bir konu… Şaka yapıyorum elbette. İlk cep telefonunun icat edilmesinden bu yana (ya da bundan çok kısa bir süre sonra) bile mesajlaşma mevcuttu ve bu, Z kuşağının ticari markası olan bir şey değil.

Aramak için de aynı şey geçerli. İnsanlar konuşmayı seviyorlar ve belki de bu nesile bağlı değildir. Ancak yaşam tarzına ve her saniye aldığımız sürekli büyüyen bilgi akışına bağlı bazı modeller olabilir.

Eskiden internetin bir masaüstü bilgisayar ve sabit hat gerektiren yavaş bir iş olduğu zamanlarda, birisini arayarak falan şeye ihtiyacınız olduğunu söylemek çok daha kolaydı. Günümüzde aynı anda birden fazla sosyal platformda olduğunuzda 10 dakikalık bir arama yapmak zaman ve enerji kaybı olabilir.

Müşterilerle iletişim kurmanın daha iyi bir yolu ve çok daha kişisel bir yol olduğu için iş çağrılarını kullanan insanlar da var. Diğer bir açı ise iletişimin gerçek zamanlı yönüdür. Bazı insanlar utangaçtır veya baskı altında çalışamazlar. Birini aradığınızda hızlı hareket etmeniz ve az çok doğaçlama yapmanız gerekir.

Öte yandan mesajlaşmak, hazırlanmanız, düşüncelerinizi yapılandırmanız, kendinizi ayırmanız ve birçok potansiyel tuzağı (sesinizin titremesi, ani tıkanmalar vb.) ortadan kaldırmanız için size zaman verir.

Yani siyah ve beyaz değil. Konuyla ilgili hızlı bir anket yapmaya ve akıllı telefon kullanırken tercih ettiğiniz iletişim yönteminin ne olduğunu görmeye karar verdik.

Konuştuğunuz kişinin sesini mi duymaktan hoşlanırsınız, yoksa mesajınızı yazılı olarak mı iletmeyi tercih edersiniz? Biri daha kişisel, diğeri ise çok daha yapılandırılmış olabilir ve aynı zamanda düşüncelerinizi organize etmek için de zamanınız olur.



telefon-1