Yarı iletken girişimlerini geciktirebilecek siyasi bir açmaz, ABD’nin çip üretimi için ana konum olarak yaşayabilirliğine ilişkin endişeleri artırıyor.

Bir göre Bloomberg raporu Bilgideki kaynaklardan alıntı yapılan bir haberde, 2022 CHIPS Yasası tarafından finanse edilen projelerin federal çevre kontrollerini atlamalarına izin verecek bir hüküm, Cumhuriyetçi milletvekillerinin muhalefeti nedeniyle temel savunma mevzuatından çıkarıldı.

Çevresel incelemelerden muafiyet olmadan, Arizona’daki Taiwan Semiconductor (TSMC) ve Ohio’daki Intel’in (Çip Yasası finansmanından beklenen faydalanıcıları) dahil olmak üzere önemli yarı iletken girişimleri önemli gecikmelerle karşılaşabilir. İzin tedbirinin her iki taraftan ve her iki meclisten de destek alması dikkat çekicidir.

Analistler, çeşitli faktörlerin böyle bir siyasi hamleyi tetiklemiş olabileceğini düşünüyor. EIIRTrend & Pareekh Consulting CEO’su Pareekh Jain, bunların arasında yarı iletkenlere yönelik dalgalanan talebe ve ABD’de yaklaşan seçimlere ilişkin belirsizliklerin de yer aldığına dikkat çekti. Buna göre Dünya Yarı İletken Ticaret İstatistikleri’ne göre, küresel yarı iletken pazarı 2023’te yıllık bazda yüzde 9,4 oranında düşüş gösterebilir.

Küresel cips yarışında geride kalma riski

Analistlerin şu anda vurguladığı en büyük endişe, bunun ABD’nin mevcut küresel cips yarışındaki hırslarına zarar verebileceğidir. Özellikle Avrupa, Japonya ve Hindistan’daki diğer hükümetler çip üretim işindeki varlıklarını güçlendirmeye çalışıyor.

Bağımsız bir piyasa analisti olan Robert Quinn, ABD’nin yarı iletken çip projelerinin hızlandırılmasını durdurma kararının, geniş kapsamlı ekonomik sonuçları olan önemli bir hareket olacağına dikkat çekti.

Quinn, “Yurtiçi cephede bu karar teknolojik inovasyonda durgunluğa yol açabilir” dedi. “Özellikle yapay zeka ve Nesnelerin İnterneti (IoT) olmak üzere teknolojik yeniliklerdeki liderliğiyle tanınan ABD, büyük ölçüde gelişmiş yarı iletkenlere güveniyor. Bu kritik bileşenlerin üretimindeki herhangi bir gecikme, bu önemli sektörlerdeki geliştirme ve dağıtımı yavaşlatabilir.”

Uluslararası alanda bunun etkileri daha da derindir. Küresel teknoloji endüstrisinin sınırlı sayıda yarı iletken üretim merkezlerine, özellikle de Tayvan’a bağımlı olması, önemli tedarik zinciri riskleri oluşturuyor.

Jain, “Daha önce Tayvan bölgedeki talebin ana itici gücüydü” dedi. “Ancak artık nerede olursa olsun talebi karşılamak için üretimin küreselleşeceği kabul ediliyor. ABD varlığını hızla tesis etmezse Avrupa, Hindistan ve Japonya dahil diğer bölgeler avantaj elde edecek. Çok sayıda yaptırım nedeniyle Çin’in durumu benzersiz; Çin artık kendi çiplerini geliştiriyor. Bu değişim, diğer bölgelerin kendi yarı iletken girişimlerini hızlandırmasına olanak tanıyarak mevcut pazar liderleri için genel bir risk oluşturabilir.”

İlginçtir ki çevre izinleri ABD’de şirketlerin karşılaştığı zorluklardan sadece bir tanesi. Önceki raporlar TSMC’nin ABD tesisinde eğitimli personel azlığı ve Tayvan’a kıyasla daha yüksek işletme maliyetleri gibi birçok engel tespit etti.

Şirketler nasıl yanıt verebilir?

Yetenek eksikliği gibi zorlukların üstesinden gelmek için TSMC, personelinin bir kısmını Arizona tesisine transfer ediyor. Ancak Samsung, Intel ve diğerleriyle birlikte bu son engele nasıl tepki vereceklerini zaman gösterecek.

En son gelişmenin, Hollandalı çip yapım ekipmanı üreticisi ASM’nin Arizona’daki yeni ABD genel merkezine 324 milyon dolar yatırım yapmayı planlamasıyla birlikte ortaya çıkması dikkat çekicidir.

Ne Samsung ne de Intel yorum taleplerine yanıt vermedi. TSMC, en son Bloomberg raporu hakkında yorum yapmayı reddetti.

Zinnov’un ortağı Vijaykumar Hegde, bunun bir bütün olarak ekosistem için kesinlikle sevindirici bir haber olmasa da şirketlerin muhtemelen bu durumu aşmanın bir yolunu bulacağına dikkat çekti.

Hegde, “Mevcut durum göz önüne alındığında, Intel gibi büyük yatırımcılar için bu haberin etkisinin önemli olabileceğini düşünüyorum” dedi. “TSMC’ye gelince, yatırım yapmaya kararlı olsalar da aynı zamanda güçlü bir küresel tabana da sahipler. TSMC, Japonya’da ve potansiyel olarak Almanya’da üretime başlamayı bile tartıştı. Dolayısıyla onlar üzerindeki etki o kadar belirgin olmayabilir. Ancak inanıyorum ki onlar [the other companies] aynı zamanda bu zorlukların üstesinden gelmenin bir yolunu da bulacaktır.”

Telif Hakkı © 2023 IDG Communications, Inc.



genel-12