Guyana Uzay Araştırma Merkezi’nden Arianespace Vega-C roketinin fırlatılması 4 Ekim’de gerçekleşecek. Küp uydular, birbirlerinden 10 kilometrelik mesafeyi koruyarak Dünya’nın yaklaşık 500 kilometre üzerinde çalışacak. Aynı zamanda bu uydular kendi itiş sistemlerine sahip olmayacak ve bu sayede “sürüde” kalabilecekler.
Bunun yerine uydular, birbirlerine göre konumlarını korumak için konuşlandırıldığında açıklıkları 6 kat artan “kanatlarını” kullanacak. Bu kanatlar, uydunun konumunu kontrol etmek için Dünya atmosferinin kenarındaki ince hava akışını kullanacak.
İspanyol Havacılık ve Uzay Teknolojisi Enstitüsü (INTA) misyon direktörü Santiago Rodriguez Bustabad, “Ejderhanın Latince adı olan ANSER, misyonumuzun yeniden yarattığı lider-takipçi protokolüne dayanan, sürü halinde uçan kuşlara iyi bir örnektir” dedi. ).
Rodriguez Bustabad, uydu üçlüsünün bu görev için özel olarak geliştirilmiş özel bir Diferansiyel Kaldırma ve Sürükleme navigasyon mekanizması kullanacağını açıklıyor. Böylece uzay aracı, bu manevralar yardımıyla yörüngede hareket sağlamak ve “sürü” içindeki konumunu kontrol altında tutmak için sürükleme etkisini artırabilecek.
Küp uydular, işleyişi üç uyduya dağıtılan CINCLUS hiperspektral görüntüleme kameralarıyla donatılmıştır. Bu kameralar su kütlelerindeki kirliliği veya zararlı mikroorganizmaları tespit etmeye yardımcı olacak.
Rodriguez Bustabad, küp uydular veya nano uydular gibi çok küçük uyduların, minyatür sensörler ve bileşenlerle ve daha düşük maliyetlerle son yıllarda daha yetenekli hale geldiğini belirtiyor. Ancak yine de sınırlamaları var; örneğin güç ve çözünürlük açısından.
Böyle bir Dünya gözlem misyonunu gerçekleştirmek için, kümelerden ve “takımyıldızlardan” oluşan dağıtılmış sistemlere giderek daha fazla başvuruyoruz.
ANSER’in fırlatılması, 4 Ekim 2023’te yapılması planlanan Vega roketi üzerinde Küçük Uzay Aracı Görev Hizmeti programı kapsamında gerçekleştirilecek.