Yasa koyucular, sosyal medya platformlarının ve arama sonucu toplayıcılarının, kullanıcıların yayınladığı ve daha sonra kullanıcının ilgi alanına göre bir algoritma tarafından farklı kullanıcılara önerildiği sakıncalı içerikten sorumlu tutulup tutulmayacağı konusunda sık sık tartışmışlardır.

Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi şimdi Google’a karşı, tartışmayı sonlandırabilecek ve potansiyel olarak interneti sonsuza kadar değiştirebilecek bir davayı değerlendirecek.

Google davayı kaybederse, sosyal medya platformları, karşılaştıkları davaların çoğundan kendilerini koruyan bir tüzüğün korumasını kaybedecek. Resim Kredisi: Pexels

Gonzalez – Google – Durum nedir?
ABD Yüksek Mahkemesi, Gonzalez – Google davasını dinleyecek. Dava, 2015’te Paris’te IŞİD saldırısında öldürülen Nohemi Gonzalez’in ailesi tarafından açıldı.

Gonzalez’in ailesi, Google’a ait olan YouTube’un, algoritması diğer kullanıcılara ISIS videoları önerdiğinde Terörle Mücadele Yasası’nı ihlal ettiğini iddia ederek Google’a dava açıyor. Şikayet, YouTube’un yalnızca IŞİD tarafından teröristleri işe almak için kullanılan videoları barındırmakla kalmayıp, aynı zamanda bu videoları içerik denetleme politikalarına göre kaldırmak yerine kullanıcılara önerdiğini belirtiyor.

Karmaşık bir konu
Google ve birkaç sosyal medya şirketine daha önce de platformlarında barındırdıkları içerik nedeniyle dava açılmıştı. Bununla birlikte, hiçbir bilgisayar hizmet sağlayıcısının, başka bir içerik sağlayıcısı, yani kullanıcıları tarafından yayınlanan “herhangi bir bilginin yayıncısı veya konuşmacısı olarak muamele görmeyeceğini” belirten İletişim Ahlakı Yasası’nın 230. Bölümü uyarınca koruma talep etmişlerdir.

Bölüm 230, 1959’da bir kitapçı sahibini yasadışı bir kitabı taşımaktan sorumlu tutan ve aynı zamanda ahlaksız olduğu gerekçesiyle dışlanan bir dava nedeniyle dahil edildi. Söz konusu kitap adı verilen bir kitaptır. Hayattan Daha Tatlı, erotik bir roman. Kitapçının sahibi, kitabı elinde bulundurduğu için 30 gün hapis cezasına çarptırıldı. Bununla birlikte, bir sivil özgürlükler avukatı davasını, cezanın Birinci Değişikliği ihlal ettiğine karar veren Yüksek Mahkemeye kadar götürdü.

Google ve diğer sosyal medya platformları, birçok durumda, kitabı basan yayıncı değil, kitabı taşıyan kitapçı gibi olduklarını savundu. Gonzalez ailesinin şikayeti, yalnızca YouTube ve Google’ın bu tür videoları platformlarında barındırmakla kalmayıp, aynı zamanda platformlarındaki kullanıcıları bu videolara tavsiye ederek bu tür videolara yönlendirdiğini belirterek bu iddiayı geçersiz kılıyor.

ABD Yüksek Mahkemesinin Gonzalez v. Google davasında duyacağı argümanlar
Davayı açan Reynaldo Gonzalez, herhangi bir platformun yasal sorumluluğunun içeriği yayınlama, geri çekme veya değiştirme gibi geleneksel editoryal işlevlerle sınırlı olması gerektiğini savunuyor. Ancak içerik önermek, geleneksel editoryal işlevlerin bir parçası değildir. Öte yandan Google, önerilerinin İletişim Ahlakı Yasası’nın 230. Bölümü kapsamında korunduğunu savunuyor.

Google, mahkeme YouTube tavsiyelerinin yasal sorumluluktan korunamayacağına karar verirse, 230. bölümün geçersiz olacağını savunuyor. Ayrıca Mahkeme’nin 230. maddenin “modern internetin temel örgütsel kararlarını tehdit edecek” bir okumasını hafife almaması gerektiğini savundular.

Bölge ve temyiz mahkemeleri bu davada Google’ın tarafını tutmuştur. Bununla birlikte, diğer temyiz mahkemeleri, teknoloji şirketlerinin tavsiyelerden sorumlu tutulması lehinde karar verdi.

Google, Gonzalez – Google’ı kaybederse ne olur?
Google’ın davayı kazanması durumunda hiçbir şey değişmez. Ancak, Google davayı kaybederse sonuçları çok büyük olabilir.

Google, YouTube ve çeşitli sosyal medya platformları, barındırdıkları içerik nedeniyle yargılandıkları davalarda, Bölüm 230’u ve temellerini sık sık dile getirdi. Ayrıca, algoritmanın belirli içerik türlerini zorladığını ve algoritmanın önyargısız olduğunu ve esas olarak insanların neyle meşgul olduğunu dikkate aldığını nazlı bir şekilde belirtmelerine izin verdi. Google davayı kaybederse, sosyal medya platformları artık Bölüm 230’dan alıntı yapamayacak. Ayrıca, yalnızca barındırdıkları içerikten değil, aynı zamanda algoritmalarının önerdiği içerikten de sorumlu tutulacaklar.

Bunu, yalnızca Google’a karşı değil, Twitter, Meta ve diğer birçok dijital platforma karşı açılan davalar takip edecek gibi görünüyor. Teknoloji platformları, kendilerine karşı açılan her davayı çözmeye çalışsalar bile, toplam ödeme çok büyük olacaktır.

Her halükarda, bu yalnızca Instagram, YouTube ve Facebook gibi teknoloji platformlarını algoritmalarının içerik önerme şeklini değiştirmeye zorlamakla kalmayacak, önerileri bir arada görmemiz için çok iyi bir şans var. Ayrıca, SEO uygulamalarında da önemli değişiklikler olacaktır.



genel-5