Fakat, Bu agresif hamle bazı kaşları kaldırdı. T-Mobile çalışanlarından gelen raporlar teknik sorunlar olduğu bilinse bile müşterileri T-Life uygulamasını indirip yüklemeye ikna etmek için ciddi bir baskı olduğunu öne sürüyor. Bu da spekülasyonları alevlendirdi T-Mobile öncelikli olarak çevrimiçi bir müşteri tabanına geçmeye çalışıyor ve bu da potansiyel olarak mağazaların kapanmasına ve işten çıkarmalara yol açıyor. Diğerleri, şirketin müşterilerin uygulamayı indirmesi için bu kadar baskı yapmasının doğası gereği şüpheli olduğunu, hatta müşteri takibiyle bağlantılı gizli amaçlardan şüphelenecek kadar ileri gittiğini düşünüyor. Ancak bunun gerçek bir kanıtı yok.
T-Mobile’ın T-Life uygulaması | Resim kredisi – T-Mobile
Bu endişelere rağmen, T-Mobile T-Life uygulamasının başarılı olduğunu savunuyor. Dijital etkileşimlerde önemli bir artışa işaret ediyorlar. Bunun en iyi örneği iPhone 16 lansmanı. Şirketin tarihinde ilk kez, iPhone ön siparişlerinin çoğunluğu dijital olarak verildi ve yıldan yıla neredeyse %50 artış görüldü.
Bu durum telekom endüstrisinde müşteri hizmetlerinin geleceği hakkında ilginç soruları gündeme getiriyor. Hepsi bir arada uygulamanın rahatlığı inkar edilemez olsa da, bu geçişin kişiselleştirilmiş destek ve güvenilir hizmet pahasına olmamasını sağlamak önemlidir. Nasıl olacağı henüz bilinmiyor T-Mobile bu endişeleri ele alacak ve T-Life vizyonunun sonuçta hem şirkete hem de müşterilerine fayda sağlayıp sağlayamayacağını ele alacak.
Kişisel olarak bu olayı biraz endişe verici buluyorum. Hesabımı çevrimiçi olarak yönetmenin rahatlığını takdir etsem de, yardıma ihtiyacım olduğunda bir insanla konuşma seçeneğine de değer veriyorum; özellikle eSIM’leri cihazlar arasında aktarmam gerektiğinde ve bunu çevrimiçi yapmak kadar kolay olmadığında. Yalnızca çevrimiçi hizmete yönelik bu baskının, daha uzun bekleme sürelerine ve daha az kişiselleştirilmiş desteğe yol açabileceğinden endişeleniyorum. Sanırım bekleyip her şeyin nasıl sonuçlanacağını görmemiz gerekecek.