Cenevre Üniversitesi’nden (UNIGE) ve Paul Sabatier Üniversitesi’nden bilim adamları, Karanlık Enerji Araştırması’ndan elde edilen verileri kullanarak, en büyük bilimsel gizemlerden biri olmaya devam eden Evrenin genişlemesi ve hızlanması hakkında yeni fikirler önerdiler. Ekip, Albert Einstein’ın genel görelilik teorisindeki denklemlerin “evrenin sınırında” hâlâ geçerli olup olmadığını inceledi.
Karanlık Enerji Araştırması, bilim adamlarının Evren tarihinde dört farklı noktada 100 milyon galaksiyi analiz etmelerine olanak sağladı. Bu ölçümler yerçekimi kuyularının zaman içinde nasıl geliştiğini gösterdi. “Uzak geçmişte, yani 6 ve 7 milyar yıl önce, kuyuların derinliğinin Einstein’ın tahminleriyle oldukça uyumlu olduğunu bulduk. Ancak bugüne, yani 3,5 ve 5 milyar yıl öncesine daha yakın olduklarında, bunlar Einstein’ın öngördüğünden biraz daha sığdır” diyor çalışmanın başyazarı Isaac Tutusaus.
Modern çağa daha yakın olan bu dönem, Evrenin genişlemesinin hızlanmasının başlangıcına denk geliyor. “Sonuçlarımız, Einstein’ın tahminlerinin ölçümlerle 3σ tutarsızlığa sahip olduğunu gösteriyor. Fizik dilinde böyle bir eşik ilgi çekicidir ve daha fazla araştırma gerektirir. Ancak bu aşamada böyle bir uyumsuzluk Einstein’ın teorisini çürütecek kadar büyük değildir. Bunu yapmak için 5 σ eşiğine ulaşmamız gerekiyor” diye açıklıyor çalışmayı yöneten UNIGE Fen Fakültesi Teorik Fizik Bölümünde Doçent olan Camille Bonvin.
Bu sonuçları doğrulamak veya çürütmek için ekip, bir yıl önce fırlatılan Öklid uzay teleskopundan gelen yeni verileri analiz etmeye hazırlanıyor. Öklid Evreni uzaydan gözlemlediği için kütleçekimsel merceklenme ölçümleri önemli ölçüde daha doğru olacaktır. Ayrıca altı yıllık misyonu boyunca yaklaşık 1,5 milyar galaksiyi gözlemlemesi bekleniyor. UNIGE Teorik Fizik Bölümü araştırmacısı ve araştırmanın ortak yazarı Nastassja Grimm şunları ekliyor: “İlk sonuçları doğrulamak veya çürütmek için daha kesin ölçümler yapmak ve teorinin çok uzak mesafelerde geçerli kalıp kalmadığını bulmak önemlidir.” çalışmak.
Işığın yerçekimi tarafından bükülmesi olayı olan yerçekimsel merceklenme, bilim adamlarına Evrenin bileşenleri, tarihi ve genişlemesi hakkında değerli bilgiler sağlar. Bu etkinin 1919’da bir güneş tutulması sırasında alınan ilk ölçümü, ışığın Isaac Newton’un tahmininden iki kat daha fazla büküleceğini öngören Einstein’ın teorisini doğruladı. Bu fark, Einstein’ın yeni bir temel unsuru devreye sokmasından kaynaklanmaktadır: uzay bükülmesine ek olarak zaman bükülmesi.
Yeni araştırma, Evrenin hızlanan genişlemesinin daha iyi anlaşılmasına ve belki de büyük ölçeklerde işleyen yeni fiziksel yasaların keşfedilmesine yol açabilir.