Çin Bilimler Akademisi Kentsel Çevre Enstitüsü ve İsrail’deki Reichman Üniversitesi’nden kentsel ekolojistlerden oluşan bir ekip, üretken yapay zeka uygulamalarının uygulanması nedeniyle önümüzdeki birkaç yıl içinde üretilecek e-atık miktarını tahmin eden bir çalışma yürüttü. Araştırmanın sonuçları Nature Computational Science dergisinde yayınlandı.
Çalışmanın amacı, üretken yapay zeka uygulamalarını desteklemek için kullanılan tüm devre kartlarını, pilleri ve diğer elektronik ekipman parçalarını, eskidikçe saymaktı. ChatGPT gibi uygulamalar kaynak ve enerji yoğundur ve genellikle veri merkezlerinde ve sunucu çiftliklerinde bulunan özel GPU’larda çalıştırılır. Arıza durumunda çalışmayı sağlamak için büyük miktarda pil rezervine ihtiyaç duyulur ve bu da e-atıkların artmasına katkıda bulunur.
Değerlendirmeyi gerçekleştirmek için araştırma ekibi, tipik bir veri merkezinde üretken yapay zeka uygulamalarını çalıştırmak için kullanılan donanım miktarını ve bileşenlerinin her birinin ortalama raf ömrünü değerlendirdi. Daha sonra bu tür veri merkezlerinin sayısını belirlediler ve önümüzdeki yıllarda bu tür uygulamalara ve hizmetlerine yönelik beklenen talep hakkında bilinçli tahminler yaptılar. Tüm veriler bu tür değerlendirmeleri gerçekleştirmek için programlanmış bir bilgisayar modeline entegre edildi.
Model, eğer işler mevcut seviyelerde kalırsa, yapay zeka endüstrisinin on yılın sonuna kadar 1,2 ila 5,0 milyon metrik ton arasında e-atık üretebileceğini gösterdi. Yıllık e-atık üretimi 2023’te 2,6 lakh metrik tondan artacak ve on yılın sonunda potansiyel olarak yılda 2,5 milyon mt’a ulaşacak.
“Sonuçlarımız, donanımın geri dönüştürüldüğü yapay zeka sektöründe döngüsel ekonomi yaklaşımının benimsenmesi ihtiyacını vurguluyor. Bu, yalnızca e-atıkların azaltılmasına yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda yeni ekipman üretmek için gereken kaynak ve enerjiden de tasarruf sağlayacaktır” diyor çalışmanın yazarlarından biri olan Çin Bilimler Akademisi Kentsel Çevre Enstitüsü’nden Dr. Li Wang.
Çalışma aynı zamanda yeni teknolojilerin çevresel etkilerini dikkate almanın önemini de vurguluyor. “Teknolojilerin üretim, kullanım ve imhası da dahil olmak üzere tüm yaşam döngüsünü dikkate almalıyız. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamanın ve çevre üzerindeki olumsuz etkiyi en aza indirmenin tek yolu budur” diye ekliyor Dr. Wang.