Bilim adamları, Dünya’nın yaklaşık 466 milyon yıl önce, Ordovisiyen döneminde yoğun göktaşı bombardımanının başlangıcında oluşmuş bir halka sistemine sahip olabileceğine dair kanıtlar buldular.

Earth and Planetary Science Letters dergisinde yayınlanan bu hipotez, Dünya’nın kıtasal kabuğunun %70’inden fazlasının bu bölgenin ötesinde olmasına rağmen, ekvatorun 30 derecesinde yer alan 21 asteroit çarpma kraterini gösteren Ordovisiyen plaka tektoniğinin yeniden yapılandırılmasına dayanmaktadır.

Araştırmacılar, bu desenin, büyük bir asteroidin Dünya’nın yakınından geçip gelgit kuvvetleri nedeniyle parçalanarak gezegenin etrafında bir enkaz halkası oluşturmasından sonra oluştuğuna inanıyor.

“Milyonlarca yıl boyunca bu halkadan gelen materyal yavaş yavaş Dünya’ya düştü ve jeolojik kayıtlarda kaydedilen bir göktaşı çarpması patlaması yarattı. Monash Üniversitesi Dünya, Atmosfer ve Çevre Okulu’ndan başyazar Profesör Andy Tomkins, “Ayrıca bu döneme ait tortul kayalardaki katmanların olağanüstü miktarda gök taşı kalıntısı içerdiğini de görüyoruz” dedi.


Kıtasal kabuğun bölgeleri Ordovisiyen döneminde ekvatora daha yakın konumlanmıştır. Ordovisiyen’den daha yaşlı alanlar turuncu, Ordovisiyen kayalar koyu mavi ve daha genç kayalar gri renkte gösterilmiştir. Açık mavi, Avrupa ve Rusya’daki gölleri gösterir. Pembe noktalar Ordovisiyen dönemine ait kraterlerdir. Kaynak: Dünya ve Gezegen Bilimi Mektupları (2024). DOI: 10.1016/j.epsl.2024.118991

Araştırmacılar, farklı kıtalarda o dönemden kalma kraterlerin korunmuş olabileceği jeolojik açıdan uygun bölgeleri belirlemek için bir coğrafi bilgi sistemi kullandılar. Tortu veya buzun altındaki alanlar, aşınmış bölgeler ve tektonik aktiviteden etkilenenler hariç, Orta Ordovisiyen’den daha eski kayalara sahip sabit kratonlara odaklandılar.

Uygun arazi alanının yalnızca %30’unun ekvatora yakın olduğu belirlendi ancak bu döneme ait çarpma kraterlerinin tamamı bu bölgede bulundu.

Bunun gerçekleşme olasılığı, üç yüzlü bir parayı (eğer böyle bir şey varsa) havaya atıp 21 kez tura gelmesi gibidir.

Bu hipotez aynı zamanda yüzüğün Dünya’ya gölge düşürebileceğini, güneş ışığını engelleyebileceğini ve Hirnantian Buz Evi olarak bilinen önemli bir küresel soğuma olayına katkıda bulunabileceğini öne sürüyor. Ordovisyen’in sonunda meydana gelen bu dönem, Dünya tarihinin son 500 milyon yıllık tarihinin en soğuk dönemlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Profesör Tomkins, “Halka sisteminin küresel sıcaklıkları etkilemiş olabileceği fikri, uzaydaki olayların Dünya’nın iklimini nasıl şekillendirmiş olabileceğine dair anlayışımıza yeni bir karmaşıklık katmanı ekliyor” dedi.

Bu keşfin sonuçları jeolojinin ötesine uzanıyor ve bilim adamlarını gök olaylarının Dünya’nın evrim tarihi üzerindeki daha geniş etkisini yeniden düşünmeye sevk ediyor. Bu aynı zamanda Dünya’daki yaşamın gelişimini etkilemiş olabilecek diğer antik halka sistemlerinin potansiyeli hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

İklimden yaşamın dağılımına kadar birçok unsuru etkileyen benzer halkaların gezegenimizin tarihinin başka dönemlerinde de var olup olamayacağını araştıran bu araştırma, Dünya’nın geçmişine ilişkin çalışmalarda yeni ufuklar açıyor.



genel-22