İklim değişikliğinin etkilerinin ve beraberinde getirdiği gıda, su, enerji arzı gibi çeşitli güçlüklerin derinden yaşandığı bir dönemde, iklim değişikliğine uyum ve adaptasyon alanında ülke çapındaki araştırmaları koordine edecek kurumsal bir yapı kuruldu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı himayelerinde, İklim Değişikliği Başkanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi iş birliği ve stratejik ortaklığında, TÜBİTAK bünyesinde Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü Konya’da kuruldu. Enstitü, Türkiye’nin yeşil kalkınma sürecinde iklim değişikliği odaklı çalışmalar yürütecek.
Enstitünün tanıtım törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum; TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Sayın Leyla Şahin Usta; Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay; TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve İklim Değişikliği Başkanı Orhan Solak katıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü Tanıtımı ve İş Birliği Protokolü İmza Töreni’nde, konumundan ötürü kente kazandırılacak tesisin, dünyanın önemli merkezlerden biri olacağına inandıklarını söyledi. Varank, Konya’ya her geldiğinde açılışlar yaptığını vurgulayarak, “Konya; turizmiyle, tarımıyla, sanayisiyle Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden bir tanesi. Bu şehre hizmet etmekten gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Varank, dünyanın büyük bir değişim ve dönüşümden geçtiğini ve bu değişimin en önemli tetikleyicilerinden bir tanesinin de iklim değişikliği krizi olduğunu belirterek, “Biz de Türkiye olarak iklim değişikliğiyle mücadelede Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ilgili bakanlıklar olarak elimizi taşın altına koyarak bir gayret gösteriyoruz. Türkiye dünyayla kıyasladığımızda bu alanlardaki farkındalığı en yüksek ülkelerden bir tanesi. İnşallah yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarda da Türkiye’yi hem emisyonlarının azaltılması hem de daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir bir ülke haline getirmek için de güzel neticeler alacağız. İşte bugün ilan ettiğimiz, tanıtımını yaptığımız bu enstitü de Türkiye’de bu alanlarda yapılacak çalışmalarda en önemli oyunculardan bir tanesi olacak” dedi.
Enstitünün kurulmasında neden Konya’yı seçtiklerini anlatan Bakan Varank, “Özellikle buradaki iklim şurasından sonra ve Konya’nın özel konumu sebebiyle aslında burada kuracağımız bir enstitüyü sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli merkezlerinden bir tanesi haline getirebileceğimize inanıyoruz. Onun için özellikle Konya’yı seçtik” ifadelerini kullandı.
“Lise öğrencilerini Antarktika’ya gönderiyoruz”
Türkiye’yi kalkındırmak ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarabilmek için çalıştıklarını anlatan Varank, şöyle konuştu: “Bugün Antarktika’ya bilim seferi düzenleyecek bilim insanları yola çıkacaklar. Antarktika’yla ilgilenmeye Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu sayesinde başladık. Antarktika’da şu anda 50’den fazla ülkenin araştırma merkezi ve üssü var. Baktığınızda dünyanın geçmişiyle ve geleceğiyle de ilgili eğer bilimsel araştırma yapacaksanız, bunun doğal laboratuvarı, Antarktika. Bizden önce kimse buralarla ilgilenmemiş. Ta ki; Sayın Cumhurbaşkanımız, burada böyle önemli bir durum varken ‘Türkiye olarak biz geride kalamayız’ deyip oraya bilim seferleri başlatana kadar.”
Varank, Türkiye’nin Antarktika’da geçici bilim üsleri olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: “Niyetimiz, oraya kalıcı bilim üssü kurabilmek. Bakın 50’den fazla ülkenin orada üssü var. Bir tane Müslüman ülkenin şu anda orada bilim üssü yok. İşte bunu kim yapacak, Allah’ın izniyle biz yapacağız. İşte bu vizyonu ortaya koyabilmek önemli. Bilim seferine giden bilim insanlarının arasında 3 lise öğrencisi var. TÜBİTAK Kutup Araştırmaları yarışmasında birinci olan öğrenciler. Biz, birinci olan lise öğrencilerini, Antarktika’ya gönderiyoruz. Kendi yaptıkları projelerini bizzat orada deneyecekler. İşte bizim ufkumuz bu kadar geniş. ’20 sene önce lise öğrencilerini yarışmada birinci olanları Antarktika’ya göndereceğiz’ desem herhalde bana inanmazdınız ama işte gerçekten niyetimiz bilim ve teknolojiyle kalkınan bir Türkiye inşa etmek. Bunun yolu da gençlere yatırım yapmaktan geçiyor.
Çevre Bakanı Kurum: “Enstitümüzün Konya’da kuruluyor olması çok anlamlı, çok kıymetli”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da imza töreninde yaptığı konuşmada “Son 3 yılda, iklim krizinin olumsuz etkilerini neredeyse her 6 ayda yeni bir afetle yaşadık. Sinop, Kastamonu, Bartın, Giresun, Rize ve Trabzon’da seller, Antalya ve Muğla’da ise büyük yangınlar yaşadık, canlarımızı yitirdik. Konya’mızda, kuraklık ve yer altı sularının çekilmesi nedeniyle oluşan obrukların sayısı 2500’ü aştı. Konya’mız, göllerini ve suyunu tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bu anlamda enstitümüzün Konya’mızda kuruluyor olması çok anlamlı, çok değerli, çok kıymetli bir adım olmuştur.” diye konuştu.
“İklim konusunda her karar daha hızlı alınacak, her adım daha hızlı atılacak”
Kurum, dünyada su savaşlarının konuşulduğu dönemde, Türkiye’nin su stresi yaşayan bir ülke olarak atık suların geri dönüşümü ve yeniden kullanımı konusunda çalışma yaptığını ifade etti. Bu kapsamda 2002’de 145 olan atık su arıtma tesisinin, bugün 1185 olduğunu, 2018’de yüzde 1,2 olan arıtılmış atık suyun yeniden kullanım oranını 2022 sonu itibarıyla yüzde 4,75’e çıkardıklarını anlatan Kurum, şunları kaydetti: “2030 yılında bu oranı yüzde 15’e hep birlikte, daha çok çalışarak çıkaracağız. Ülkemizin yeşil mirasını korumak adına, korunan alan miktarımızı yüzde 9,6’dan 12,63’e çıkardık. Bu oranı, 2030 yılında, OECD ortalaması olan yüzde 17’ye ve daha da üzerine çıkaracağız. İşte millet bahçelerimiz. Bugün tüm Türkiye’de şehirlerimizin yeşil dönüşümünü hızlandıracak tam 476 millet bahçesi kuruyoruz. Sıfır emisyon üreten, çevreyi kirletmeyen yerli ve milli otomobilimiz TOGG’un ihtiyaç duyduğu teknolojik altyapı, şarj istasyonları, otopark sistemleri ve simülasyon ortamlarını inşa ediyor, başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere, tüm ilgili kurumlarımızla şehirlerimizi TOGG’a hazırlıyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında İklim Kanunu’nun TBMM’den çıkması, ülkemizin, yavrularımızın geleceği adına en büyük arzumuz. İnşallah bu kanun sayesinde, iklim konusunda her karar daha hızlı alınacak, her adım daha hızlı ve etkin şekilde atılacak.”
İklim değişikliği alanında çalışan araştırmacılara burs müjdesi
Geçen yıl Konya’da düzenlenen Türkiye’nin ilk İklim Şurası’nda yer alan 7 komisyondan biri olan Bilim ve Teknoloji Komisyonunu TÜBİTAK’ın desteğiyle çalıştırdıklarını hatırlatan Kurum, TÜBİTAK Temiz Enerji İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsünün ilk adımlarının bu şurada atıldığını söyledi. Kurum, Türkiye’de yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama, karbon tutma ve depolama, şehir planlama teknolojileri, yeşil altyapı çözümleri başlıklarında çalışmalar yürütüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti: “Bu enstitümüzde neler çalışılacak? İklim değişikliği, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik atılması gereken adımlar burada istişare edilecek. Buradan çıkan sonuçla aslında tarımda, turizmde, sanayide, bina sektöründe, iklim değişikliğiyle mücadele ve koordinasyon bağlamında atılması gereken adımlar atılacak. Buradan çıkacak neticeyle belki 2-3 yıl içinde Konya’daki tarımdaki üretim tekniklerimizi gözden geçireceğiz. Su kaynaklarımızın sınırsız olmadığı bilinciyle hareket edeceğiz. ‘Daha az suyla, daha az enerjiyle daha fazla ürünü nasıl üretebiliriz burada tartışacağız. Çıkacak sonucu da sahada uygulayacağız. İnşallah ülkemizin geleceği adına çok önemli planlar, projeler bu enstitüden çıkacaktır. İnanıyorum ki enstitümüz, ülkemizi yeşil sanayi, temiz enerji üretimine büyük katkılar sağlayacaktır. Buradan genç araştırmacılarımıza da bir müjde vermek istiyorum. İklim değişikliği alanında çalışan genç araştırmacılarımız için, enstitümüzle birlikte burs programını açacağız, gençlerimizi destekleyeceğiz. Daha yeşil bir Konya, daha temiz bir Türkiye, daha güzel bir dünya için hep birlikte çalışacağız.”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal: “İklim değişikliği dünyamız için en büyük tehdit”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, törende yaptığı konuşmada uluslararası kuruluşlar tarafından önümüzdeki 5-10 yıllık dönemde iklim değişikliğinin ve beraberinde getireceği aşırı hava olaylarının, kuraklığın, biyoçeşitlilik kaybının, doğal kaynakların azalmasının dünyamız için en büyük tehdidi oluşturduğunu ifade etti. İklim değişikliğinin etkilerinin tüm ülkelerin enerji, su ve gıda arz güvenliğini tehdit ettiğini, tedarik zincirlerini bozduğunu, ticaret hacmini düşürdüğünü belirten Mandal, şöyle devam etti: “Bununla birlikte, iklim değişikliği ile mücadele ve uyuma yönelik çözüm bekleyen konuların büyük çoğunluğu bugünün teknolojileri yerine geleceğin teknolojilerinde yapılacak çalışmalar ve yatırımlar ile çözülebilecek konulardır. Yeşil hidrojen ve amonyak, karbon yakalama, kullanma ve depolama, ileri enerji depolama, yeni nesil nükleer reaktörler, dijital tarım, düşük karbonlu çelik, alüminyum, çimento ve yeşil kimya dahil pek çok alanda çığır açıcı teknolojilerin geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.”
Konya ve çevresi iklim değişikliğinin etkilerini derinden yaşıyor
Bölgelerin iklim değişikliğinden etkilenme durumlarının tek tip olmadığına, Konya ili ve çevresinin Türkiye’de iklim değişikliğinin etkilerini en derinden yaşayan bölgelerden biri olduğuna işaret eden Prof. Dr. Mandal, “Örneğin, iklim değişikliğine bağlı kuraklık ve yağış azlığı ile kontrolsüz su kullanımı gibi antropojenik etkilerin birleşmesi sonucu görülme sıklığı artan obruklar buna ilişkin önemli göstergelerden. Bu açıdan ön plana çıkan Konya, yeşil dönüşüm alanında yürütülecek araştırmaları koordine edecek kurumsal bir yapıya, Konya Teknoloji ve Endüstri Bölgesi içinde konuşlanacak şekilde kavuşmuş oluyor” diye konuştu.
Enstitü, ülkemizin yeşil kalkınma sürecine hizmet edecek
TÜBİTAK’ın, ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda hem küresel riskleri hem de ulusal ihtiyaç ve önceliklerimizi gözeterek milli ve yerli çözümler oluşturmaya odaklandığına değinen Mandal, “Ar-Ge ve yenilik destek ve burs programlarımızı bu alana güçlü bir şekilde yönlendirdik. Araştırma Merkez ve enstitülerimiz de yine bu alanda önemli çalışmalar ortaya koymaya devam ediyor. Bugün ise yine ülkemizin yeşil kalkınma sürecine hizmet etmek üzere kurduğumuz Enstitümüz için hem sorumluluk hem de heyecan içindeyiz. Enstitü iklim değişikliğinin etkilerini dikkate alarak enerji, sanayi, ulaştırma, tarım, atık, binalar, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık alanlarında iklim değişikliği etkilerine karşı daha dirençli hale gelinmesine yönelik ihtiyaçların tanımlanması ve çözümlerin geliştirilmesine odaklanacak. İklim değişikliğinin etkilerini yönetebilme ve fırsatlar yaratarak faydaya dönüştürme konusunda yararlanılmak üzere yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesini koordine edecek. Ayrıca, iklim değişikliğinin sosyal, ekonomik ve toplumsal alanlara yansımalarına ilişkin araştırmalar yapılmasını sağlayacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere kamunun politika yapma ve karar alma süreçlerinde kullanılabilecek kanıt niteliğinde bilgi üretecek. İklim Şurası Bilim ve Teknoloji Komisyonunda alınan kararların takibine katkı sağlayacak. Bu konularda ekosistem paydaşları ile ortak çözümler geliştirmek üzere işbirliği ve eşgüdüm sorumluluğunu üstlenmiş bulunmaktayız. Bu bilinçle, gerçekleştirdiğimiz tanıtım töreni öncesinde 10 Ocak günü bölgedeki akademi, sanayi ve kamu paydaşları ile bir araya gelerek ‘Paydaş Değerlendirme Toplantısı’ gerçekleştirdik. Enstitünün çalışma modelinin ortak akıl düsturu ile ortaya çıkarılmasını amaçladık ve odak alanlara ilişkin görüş ve önerileri aldık” diye konuştu.
“Enstitümüz ile geleneksel yöntemlerin ötesine geçeceğiz”
Küresel güçlüklere bilim ve teknoloji tabanlı çözüm üretmenin, ancak üniversite, sanayi, kamu ve toplum arasındaki çok katmanlı, dinamik, çift yönlü etkileşimlerle mümkün olacağını vurgulayan Prof. Dr. Mandal, şunları söyledi: “Enstitümüz ile geleneksel yöntemlerin ötesine geçerek, tüm paydaşların kaynaklarının ulusal seviyede ortak araştırma ve ürünleştirme yol haritaları doğrultusunda eşgüdüm içinde kullanımını sağlayacağız. Bu sayede, bu alana ilişkin ülkedeki tüm Ar-Ge ve yenilik yetkinlikleri arasında sinerji oluşturulmasını tetikleyeceğiz. Yeşil dönüşüm alanında geleceğe yönelik insan kaynağı yatırımı için genç araştırmacıların yürütülen çalışmalarda görev alabilmelerine yönelik burslar vereceğiz.”
Mandal, sözlerine şöyle son verdi: “Enstitünün kurulum sürecinde değerli katkılarını esirgemeyen başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum olmak üzere Ziya Altunyaldız vekilimize destekleri için hürmetlerimi sunuyorum. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a ve İklim Değişikliği Başkanı Orhan Solak Bey’e iş birlikleri ve stratejik ortaklıkları için teşekkür ediyorum. Kurulan “Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitümüzün” hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”
Konuşmaların ardından Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, İklim Değişikliği Başkanı Orhan Solak ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü’nün Konya’da kurulması için iş birliği protokolünü imzaladı.
Temelleri İklim Şurası’nda atıldı
Enstitünün kurulma süreci, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Konya’da bu yılın Şubat ayında düzenlenen İklim Şurası ile başladı. Şurada, bilim ve teknoloji odağında alınan kararların takibi için bir enstitünün kurulması gerektiği fikri olgunlaştı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yönlendirmeleriyle kurulum çalışmaları başladı.
Bu sayede, Türkiye’de iklim değişikliğini en derinden yaşayan illerin başında gelen Konya, bu alanda yürütülecek araştırmaları koordine edecek kurumsal bir yapıya kavuşmuş oldu.
Enstitü; 2053 net sıfır emisyon hedefine yönelik üniversite, kamu araştırma merkez ve enstitülerinde oluşan bilgi birikimi ve teknolojileri sanayi ile iş birliği yaparak Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda yenilikçi ürün ve çözümlere dönüştürecek.
İklim Şûrası Bilim ve Teknoloji Komisyonu’nun iklim değişikliği ile mücadele ve uyuma yönelik Ar-Ge ve yenilik temelli çözüm önerileri, enstitünün çalışmalarına taban oluşturacak.
Enstitü; yenilebilir ve temiz enerji, iklim değişikliği odaklı gelecek senaryoları ve modellemeler ile sosyal politika araştırmaları gibi alanlara odaklanacak. Temiz, erişilebilir ve güvenli enerji arzı araştırmalarına güneş, rüzgar, jeotermal enerjileri ve hidrojen çalışmaları dahil olacak. Ayrıca çevre, biyoçeşitlilik, yeşil ve sürdürülebilir tarım odağındaki gereksinimlere yönelik araştırma tabanlı çözümler geliştirilecek.
Bu odak alanlarda Ar-Ge çalışmalarını planlayacak, koordine edecek, kamunun politika geliştirme süreçlerine katkı sağlayacak. Asli görevlerini yerine getirirken ise “birlikte geliştirme ve birlikte başarma” düsturu çerçevesinde ekosistemin tüm paydaşları ile birlikte çalışacak.
İklim Şurası’nın bilim ve teknoloji bağlamında aldığı kararların takibini yapacak. İklim değişikliği ve uyuma katkı sağlayacak Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin ulusal seviyede koordinasyonu sağlayacak bir yapıya ilişkin İklim Kanunu hazırlık çalışmalarında ortaya konan ihtiyacı karşılayacak.
Yetkinlik Merkezleri Kurulacak
Enstitünün faaliyet gösterdiği her bir araştırma alanında ulusal seviyede yol haritası ve planlama çalışmaları için “yetkinlik merkezleri” oluşturulacak. Yetkinlik merkezleri, tematik alanlarda ekosistemimdeki üniversite araştırma laboratuvarları, özel sektör Ar-Ge merkezleri ve girişimciler ile kamu araştırma birimlerinde yürütülen çalışmaların eşgüdümü sağlayacak.
Enstitü, yapılan Ar-Ge’lerin ticarileşmesine de yoğunlaşacak. Bu amaçla teknoloji doğrulama çalışmalarının gerçekleştirileceği büyük çaplı saha gösterimi ve pilot üretim faaliyetlerini kolaylaştıracak. Bu sayede geliştirilen teknolojiler, model ve yaklaşımlar sektörün ihtiyaçları doğrultusunda uygulamaya alınacak.
Alanında yetkin araştırmacılar, enstitü bünyesinde görevlendirilecek. İklim değişikliği alanında çalışan genç araştırmacılar için burs verilecek.
Enstitü hem dünyanın en önemli güçlükleri ile ilgili Ar-Ge çalışmalarına yön verecek, hem de geleceğe en önemli yatırım olan insan kaynağı yetiştirilmesinde de kritik rol oynayacak.