Siber güvenlik sektörü, tele-çalışmanın ortaya çıkmasıyla büyümeye devam eden birkaç yıldır güçlü bir büyüme yaşadı. Uzaktan çalışmanın birçok faydası vardır, ancak özellikle iş cihazlarının ev ağlarına bağlanması nedeniyle siber tehditleri de artırmıştır.
KPMG’den bir araştırma Yöneticilerin %29’unun artık işleri üzerinde en büyük etkiye sahip sorun olarak siber güvenlikten bahsettiğini ortaya koyuyor. Ve iyi bir nedenle, veri ihlallerinin maliyetleri ankete katılan şirketler için 4,35 milyon dolarlık rekor bir seviyeye ulaşıyor. en son IBM Security yıllık raporuna göre.
Günümüzde şirketler bu siber saldırılara karşı aktif bir şekilde mücadele ediyor ve cihazlarının ve bağlantılarının güvenliğini günlük olarak çalışanların evlerinden sağlıyor. Kimlik avı ve siber saldırı riskleriyle kaynağında mücadele etmek zorunlu hale geldi.
Siber güvenlikte bir risk faktörü olan tele-çalışmanın ortaya çıkışı
Bilgi sisteminin dışarıya açılması, tüm şirketin güvenliğini tehlikeye atabilecek ciddi riskler oluşturabilir. Siber saldırıların büyük çoğunluğunun özellikleri bilinmektedir ve her şeyden önce insan uygulamalarında ihmale dayanmaktadır.
Şirketin maruz kaldığı başlıca risklerin başında kimlik avı gelmektedir. Kötü niyetli kişiler, çalışanlara gönderilen mesajları kullanarak güvenilir bir üçüncü tarafın kimliğini ele geçirerek şirketlerden gizli verileri (şifreler, kişisel veya bankacılık bilgileri) çalmayı başarabilirler. Amaçlar çeşitli olabilir: profesyonel e-posta hesaplarını hacklemek, bilgi sistemlerine erişmek veya şirket ağına girmek.
Diğer bir risk, en az değil, fidye yazılımı veya fidye yazılımıdır; bu, şirketin ağına başarılı bir şekilde girdikten sonra şirket verilerinin şifrelenmesi veya bunlara erişimin engellenmesi ve fidye talep edilmesinden oluşur. Bu saldırılara veri hırsızlığı ve yedeklerin önceden imha edilmesi eşlik edebilir. Bunu yapmak için bilgisayar korsanı, uzaktan erişim veya hatta bir çalışanın iş istasyonu aracılığıyla ağa veya şirketin barındırılan sistemlerine girer.
Yöneticiler, bilgi sistemleri güvenlik yöneticileri (RSSI) ve BT hizmetleri müdürleri (DSİ), bu nedenle çalışanların eğitiminde ve bu saldırılara karşı korunmalarında önemli bir role sahiptir.
Uçtan uca zincirin güvenliğini sağlama
Uzaktan çalışma için tek bir platform kullanmak, saldırı riskini büyük ölçüde sınırlar. Daha az farklı araç ve yazılım kullanmak, siber suçlular tarafından kullanılabilecek güvenlik açıklarının kurbanı olma olasılığını azaltır.
Bununla birlikte, şirketlerin, tedarikçilerinin güvenlik, veri koruma ve uyumluluk konularını nasıl ele aldığını dikkatli bir şekilde düşünmesi çok önemlidir. Birinci temel eksen, özellikle bulut sunucularının fiziksel güvenliği, veri işleme politikası ve düzenli güvenlik değerlendirmesi süreçleri düzeyinde bilgilerin korunmasıdır. Uygunluk sertifikaları ve sertifikaları, tedarikçinizin bu hususlara bağlılığını doğrulamanın iyi bir yoludur.
Platformlar, işletmenizi veri kaybından ve kötü niyetli kişilerden korumak için katılımcılar için zorunlu kimlik doğrulama, parola erişim kontrolü ve sanal bekleme odaları gibi toplantı yönetimi seçenekleri de sunmalıdır.
Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ve bununla bağlantılı olarak giderek artan yüksek cezalar, veri koruma verileri açısından tedarikçi tarafından uygulanan süreçlerin ve araçların dikkatli bir şekilde incelenmesinin temel niteliğini de vurgulamaktadır. Özellikle şirketlerin %62’si, özellikle GDPR tarafından kendilerine dayatılan veri koruma kurallarına “tamamen uymadığından”.
Tehdit yelpazesi, veri gizliliği ve GDPR’nin ötesine geçer. UCaaS sağlayıcısının güvenlik altyapısı, özünde güvenlik stratejisinin kritik bir parçasıdır. Sağlayıcı, kullanıcıları ve verileri her gün güvenlik tehditlerinden ve veri kaybından korumak için yaptığı yatırımlar konusunda şeffaf olmalıdır.
UCaaS hizmet sağlayıcısının sunduğu güvenlik zayıfsa, şirket, markasının ve işinin değerine zarar verebilecek veri ihlallerinin risklerine daha fazla maruz kalacaktır.