Austin’deki Texas Üniversitesi’nden (UT Austin) bir araştırmacı ekibi, Evrenin kökeni hakkındaki mevcut teorileri değiştirebilecek yeni bir model önerdi. Araştırmaya göre evrenin yaklaşık %27’sini oluşturan karanlık madde, Büyük Patlama’dan kısa bir süre önce, kozmik enflasyon döneminde ortaya çıkmış olabilir.

Teori, fizikçi Alan Guth’un 1981’de ortaya attığı kozmik enflasyon fikrine dayanıyor. Bu teoriye göre, Evren “bebeklik döneminde” hızla genişledi ve bu da “donma” senaryosu olarak adlandırılan senaryo yoluyla karanlık maddenin oluşmasına yol açabilir. Baş araştırmacı Katherine Freese, modellerinin benzersizliğini şöyle açıkladı: “Karanlık madde, diğer modellerin çoğunun aksine, şişme sırasında başarılı bir şekilde yaratılıyor; bu aşamada yaratılan her şey, esasen Evrenin üstel genişlemesi tarafından yok ediliyor.”


Kaynak: DALL-E

Ekip, karanlık maddenin sıcak şişme sırasındaki bir “termal banyodan”, yani Evrenin oluşumu sırasında belirli bir sıcaklığı koruyan etkileşimli parçacıklardan ortaya çıktığını öne sürüyor. Bilim insanları bu termal kaynaktaki karanlık maddenin kökenine dair iki olası senaryo sunuyor. “Donma” olarak adlandırılan ilk senaryo, karanlık madde parçacıklarının başlangıçta sıradan maddeyle termal dengede olduğunu, ancak Evren genişledikçe ve soğudukça sıradan maddeyle etkileşimi bıraktıklarını ve yoğunluklarının sabit hale geldiğini öne sürüyor. Ancak araştırmacılar bu teoriyi reddetti çünkü termal dengenin enflasyon ve Büyük Patlama gibi yoğun olaylarla bozulması muhtemeldir.

İkinci senaryo, karanlık madde parçacıklarının hiçbir zaman termal dengede olmadıklarını, ancak erken Evren’de ultraviyole radyasyon içerenler gibi nadir yüksek enerjili etkileşimler yoluyla oluştuklarını öne sürüyor. Ultraviyole donma yoluyla sıcak enflasyon (WIFI) olarak adlandırılan modele göre, karanlık maddenin oluşumu Büyük Patlama’dan önce, evrenin kozmik enflasyon nedeniyle katlanarak genişlediği kısa bir süre zarfında meydana geldi.

Çalışmanın ortak yazarlarından Barmak Shams, “WIFI, örneğin Evrenin erken evriminde çok önemli bir rol oynayabilecek diğer parçacıkların üretiminde daha geniş uygulanabilirlik önerdiğini” belirtti. Yeni model, Evrenin kökenine ilişkin mevcut teorilerin çoğunu değiştirebilir ve karanlık maddenin anlaşılmasına yönelik yeni olasılıkların önünü açabilir.

Bu çalışma için beklenen sonuçlar ve beklentiler arasında, karanlık madde ve onun sıradan madde ile olan etkileşimleri üzerine daha fazla çalışma yapılmasının yanı sıra, modelin gelecekteki deneyler ve gözlemler yoluyla test edilme olasılığı da yer almaktadır. Bu olayın bağlamı ve önemi, evrenin kökenine ilişkin mevcut teorilerin revizyonuna yol açabilecek ve uzay araştırmalarında yeni ufuklar açabilecek olmasıdır.



genel-22