Communications Earth & Environment dergisinde yayınlanan bir çalışmada bilim insanları, MÖ 664-663 civarında Dünya’yı vuran devasa bir güneş fırtınasının kanıtlarını ortaya çıkardılar. Raporlara göre, dendrokronolog Dr Irina Panyushkina ve radyokarbon uzmanı Dr Timothy Jull’un da aralarında bulunduğu Arizona Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu “Miyake Olayı”nın antik ağaç halkalarında izler bıraktığını söyledi. Bu bulgular, bu tür fırtınaların modern teknolojiye bağımlı toplumlar için oluşturduğu potansiyel tehlikeleri vurgulamaktadır.
Miyake Etkinlikleri Nelerdir?
Adını 2012 yılında ilk kez tanımlayan Japon fizikçi Fusa Miyake’den alan Miyake Olayları, radyokarbon izotoplarındaki keskin artışlarla karakterize ediliyor. Bu olaylar son derece nadirdir; son 14.500 yılda yalnızca altı onaylanmış olay vardır. En yenisi Sibirya’dan alınan ağaç halkası örneklerinde tespit edildi ve antik güneş aktivitesine dair önemli bilgiler sunuyor.
Radyokarbon, kozmik radyasyonun atmosferdeki nitrojenle etkileşime girmesiyle oluşur ve sonunda ağaçların fotosentez sırasında emdiği karbondioksite dönüşür. Dr Panyushkina açıkladı ifade Karbon-14’ün ağaç halkalarına ahşabın bir parçası olarak girdiğini ve her yıl güneş aktivitesini kaydettiğini görüyoruz.
Ağaçlardan ve Buz Çekirdeklerinden Kanıtlar
Onaylamak için bulgularEkip, ağaç halkası verilerini kutup bölgelerindeki buz çekirdeklerinde kilitli berilyum-10 izotoplarıyla karşılaştırdı. Her iki izotop da artan güneş aktivitesi sırasında artar ve geçmiş olayların ikili kaydını sağlar.
Araştırmacılar, olayın yaklaşık 2.700 yıl önce gerçekleştiğini belirlemek için verileri eşleştirdiler. Dr Panyushkina başka bir açıklamasında, kutup buzundaki berilyum-10 ile birlikte ağaç halkalarındaki radyokarbonu analiz ederek bu nadir güneş fırtınalarının zamanlamasını doğrulayabileceklerini söyledi.
Modern Teknolojinin Etkileri
Büyüleyici olsa da, bu tür olaylar günümüzün teknolojiye dayalı dünyasını mahvedebilir. Kaynaklara göre bilim insanları, bu büyüklükte bir fırtınanın şu anda meydana gelmesi durumunda uydu ağları, elektrik şebekeleri ve iletişim sistemlerinin önemli risk altında olacağı konusunda uyardı.