Microsoft’un satın aldığı profesyonel sosyal ağ LinkedIn, yapay zeka trendinden muaf değil. Yapay zeka destekli yazma araçları artık gönderiler, profiller ve hatta doğrudan mesajlar yazmak için yaygın olarak kullanılıyor. AI içerik algılama girişimi Originality AI tarafından paylaşılan yakın tarihli bir analize göre, LinkedIn’deki uzun İngilizce gönderilerin %54’ünden fazlası muhtemelen botlar tarafından oluşturuluyor.
Yapay zeka tarafından oluşturulan içeriğin LinkedIn’de ortaya çıkışı
Son yıllarda LinkedIn kullanıcıları otomatik yazma araçlarının sunduğu avantajlardan yararlanmaya başladı. Bu teknolojiler yalnızca zamandan tasarruf etmekle kalmıyor, aynı zamanda daha gösterişli ve daha iyi yapılandırılmış mesajlar üretiyor. Ocak 2018 ile Ekim 2024 arasında yayınlanan uzun formatlı mesajların sayısı bu radikal değişimi kanıtlıyor. Originality AI, ChatGPT gibi modellerin piyasaya sürülmesinden sonra AI kullanımının neredeyse ihmal edilebilir seviyeden baskın hale geldiğini açıklıyor.
LinkedIn’in yayınla ilgili sorumlusu Adam Walkiewicz, WIRED’e, yapay zekanın bir taslağı gözden geçirmek veya boş sayfa sendromuyla mücadele etmek için yararlı bir araç olarak görülmesine rağmen platformun, düşük kaliteli veya mükerrer içeriklerin tanıtımını tanımlamak ve sınırlamak için önlemler aldığını söyledi. içerik. Onun için esas olan, üyelerin özgün düşünceleri ve benzersiz fikirleridir.
Yapay zeka araçlarının kitlesel olarak benimsenmesinin ardındaki motivasyonlar
Bu kadar çok profesyonelin bu teknolojilere yönelmesinin birkaç nedeni var. İlk olarak, bu araçlar, özellikle anadili İngilizce olmayan kişiler için dilbilgisi ve stilin mükemmelleştirilmesine yardımcı olur. Birçok kullanıcı, metinlerini daha profesyonel ve tutarlı görünecek şekilde iyileştirmek için yapay zekayı kullandıklarını söylüyor.
İkincisi, görünürlük ve katılımın çok önemli olduğu bir ortamda, bazıları yapay zekanın popüler konuları önermesine ve saniyeler içinde alakalı yorumlar oluşturmasına izin vermeyi tercih ediyor. Bu onların çevrimiçi varlıklarını daha az çabayla sürdürmelerini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda daha etkili bir şekilde dikkat çekmelerini de sağlıyor.
Etik sorunlar ve eleştiriler
Yapay zeka destekli yazının giderek artan kullanımı şüphesiz faydalar sunarken, aynı zamanda etik kaygıları da artırıyor. Pek çok yazar ve sanatçı, izinsiz veya karşılıksız olarak insan çalışmaları üzerinde eğitilen yapay zekaların, insan yaratıcıların mesleki fırsatlarına zarar verebileceğinden endişe ediyor. Bazıları bu eğitimi bir tür entelektüel hırsızlık olarak görüyor.
Dahası, LinkedIn’de blog yazarı ve bir teknoloji danışmanlık şirketinin kurucusu olan Rakan Brahedni gibi sesler, makineler tarafından açıkça yazılan içeriğe karşı büyük bir tiksinti olduğuna inanarak yapay zekanın sunduğu aşırı yardımı kınıyor. Bununla birlikte, eğer oluşturulan içerik alakalı ve ilgi çekici ise, kaynağın pek çok kullanıcının gözünde pek bir önemi olmadığı konusunda ince bir ayrıntı vardır.
LinkedIn: Yapay zeka destekli yazı için ideal laboratuvar
LinkedIn yapay zeka destekli yazma denemeleri için verimli bir zemin oluşturmuş olabilir. Kişisel ifadenin teşvik edildiği diğer sosyal ağların aksine, LinkedIn genellikle kibar ve zararsız iletişimi teşvik eder. Bu özellik, kullanıcıların kendilerinin gelişmiş bir versiyonunu sunmanın etkili yollarını aramasına ve böylece yazma yardımı teknolojilerinin benimsenmesine yol açar.
Buffer yazarı Tamore Oladipo, bir hafta boyunca gönderilerini oluşturmak için üç farklı yapay zeka kullanma deneyimini paylaştı. Her zamanki gönderileriyle karşılaştırıldığında gösterimlerde %11 artış ve etkileşimde %75 artış gördü. Bu sonuçlar, otomasyonun profesyonel sosyal medyadaki performansı nasıl önemli ölçüde artırabileceğini gösteriyor.
Yapay zeka tarafından oluşturulan içeriğin gelişimi, basit yayınlama verimliliğinin ötesine geçiyor. Bu aynı zamanda iş piyasasının gittiği yönü de sorguluyor. Metin yazarlığında yapay zekanın yükselişi, insan editörlere olan talepte ciddi bir düşüşe yol açarak sektörde gelecekte istihdam edilebilirlik konusundaki endişeleri artırıyor. Ayrıca becerileri geliştirmek ve bir makineye karşı rekabetçi kalabilmek için gereken çabalar, profesyonel sürdürülebilirlik açısından gerçek bir sorun teşkil etmektedir.
Bir diğer dikkate değer sonuç ise yaratıcılık ve özgünlük gibi içsel becerilerin kazanan üzerindeki etkisidir. Kullanıcılar, kendi yazma yeteneklerine olan güvenlerini kaybedecek kadar bu teknolojilere bağımlı hale gelirler. Bu, bakış açılarının ve ifade tarzlarının çeşitliliğini azaltarak içeriğin belirli bir homojenleşmesine katkıda bulunur.
Son gelişmeler, yapay zeka destekli yazma araçlarının zaman ve dil gelişimi açısından önemli faydalar sunduğunu gösteriyor. Ancak etkililik ve özgünlük arasındaki denge hala hassastır. Bu teknolojiler gelişmeye devam ettikçe, otomasyonun özgünlüğü ve insani coşkuyu gölgede bırakmamasını sağlamak için kolektif uyanıklığı sürdürmek hayati önem taşıyor.