Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sepsis dünya çapında en sık görülen ölüm nedenlerinden biridir. 2020’de yayınlanan verilere göre, dünya çapında 48,9 milyon vaka ve 11 milyon sepsis bağlantılı ölüm rapor edildi; bu, tüm küresel ölümlerin yüzde 20’sini temsil ediyor. Sepsis, küresel sağlığı endişe verici bir sıklıkta etkilemeye devam ederken, onun karmaşıklıklarını ve zorluklarını anlamak büyük önem taşıyor. Firstpost, bu kritik konuya ışık tutmak için risk faktörlerini ve erken teşhis ve önleme stratejilerinin önemini anlamak için bir doktorun görüşünü ortaya koyuyor.
devamını oku
Bir enfeksiyona karşı aşırı aktif bağışıklık tepkisinin neden olduğu yaşamı tehdit eden bir durum olan sepsis, özellikle erken tanınıp derhal tedavi edilmezse organ hasarına, şoka ve hatta ölüme yol açabilir. Sağlık hizmetlerindeki ilerlemelere rağmen sepsis, özellikle yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve hamile kadınlar gibi savunmasız popülasyonlarda yüksek ölüm oranlarıyla ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sepsis vakalarının neredeyse yarısı 5 yaşın altındaki çocuklarda görülüyor. Dr.Sandeep DewanFortis Memorial Araştırma Enstitüsü’nün (Gurugram) Kıdemli Direktörü ve Yoğun Bakım Başkanı, sepsisle ilgili zorlukları tartışıyor.
Sepsisin ne olduğunu ve neden önemli bir küresel sağlık sorunu olmaya devam ettiğini açıklayabilir misiniz?
Dr.Dewan: Sepsis, vücudun belirli bir bölümünde enfeksiyonun meydana geldiği ve kan yoluyla yayılarak organ fonksiyon bozukluklarına neden olduğu bir sendromdur. Sepsisin çeşitli formları vardır, sepsisin erken evresine SIRS adı verilir, burada sadece inflamasyon vardır ve sepsisin geç evresine septik şok denir, enfeksiyonun kana yayılması nedeniyle hastanın kan basıncı düşmeye başlar.
Sepsise bağlı mortaliteyi azaltmada erken teşhis neden önemlidir ve sağlık profesyonelleri hangi işaretleri aramalıdır?
Dr.Dewan: Sepsis, sağlık hizmetlerindeki ilerlemelere rağmen hastaların %40-50’sinin hastalığa yenik düşmesiyle yüksek bir ölüm oranına sahip olmaya devam ediyor. Antibiyotik reçetelemedeki bir saatlik gecikme bile mortaliteyi %4-5 oranında artırabildiğinden, zamanında tespit çok önemlidir. Sepsisin erken belirtileri ateş, nefes almada zorluk, bazen bulantıdır. Hastalar ayrıca kan basıncının düşmesi nedeniyle uyuşukluk da yaşayabilirler. Sağlık profesyonelleri bu erken belirtileri gözlemlediğinde derhal sepsisten şüphelenmeli ve bu tür hastaları tedaviye kabul etmelidir.
Ayrıca Okuyun: Yoğun egzersizler ve yaşam tarzı seçimleri gençler arasında kalp krizlerini nasıl tetikliyor?
Sepsisin ilerlemesi hastadan hastaya nasıl farklılık gösterir ve risk faktörleri nelerdir?
Dr.Dewan: Sepsis, hastanın bağışıklığına da bağlı olduğundan hastadan hastaya farklılık gösterir. Yaşlı olan veya kalp yetmezliği, astım veya kanser gibi önceden mevcut rahatsızlıkları olan veya steroid tedavisi gören hastalarda genellikle bağışıklık sistemi zayıflar. Bu gibi durumlarda, küçük enfeksiyonlar bile yaşamı tehdit eden durumlara dönüşebilir ve potansiyel olarak ölüme yol açabilir. Bu durum bireylerin, özellikle de 65 yaş üstü kişilerin dikkatli olmalarını ve sepsisin başlangıç semptomlarını göz ardı etmemelerini zorunlu kılmaktadır.
**
**
Hamile kadınların sepsis geliştirme riski neden daha yüksektir ve hangi önleyici tedbirler alınabilir?
Dr.Dewan: Hamilelik bir xx bekleme süresidir, hamilelik aynı zamanda bağışıklık sistemi baskılanmış durum kategorisine girer, bu nedenle hamile kadınlarda sepsis gelişme riski daha yüksek olur. Önleyici tedbirler, özelliklerin erken tespiti ve erken tanınması ile aynı olabilir ve şüphe durumunda mümkün olduğu kadar erken bir doktora gösterilebilir.
Hamilelik sırasında sepsise yol açan en yaygın enfeksiyonlar nelerdir ve bunlar nasıl etkili bir şekilde kontrol altına alınabilir?
Dr.Dewan: Gebelikte en sık görülen enfeksiyonlar idrar yolu enfeksiyonları, zatürredir ve tabii ki bunlar erken teşhis ve doktora gösterilerek ve mümkün olan en kısa sürede antibiyotik başlanarak etkili bir şekilde tedavi edilebilir.
Sağlık hizmeti sağlayıcıları hem anneyi hem de çocuğu hamilelik ve doğum sırasında sepsis riskinden nasıl daha iyi koruyabilir?
Dr.Dewan: Ameliyat sonrası hastalarda sepsisin yaygın nedenleri temel hastalıklardır çünkü bazen hasta bir hastalıkla gelirse kendisi de enfeksiyona neden olur. Hastayı ameliyat etseniz bile ameliyat sonrası sepsisin etkileri hissedilebilir.
Ameliyat sonrası hastalarda sepsisin yaygın nedenleri nelerdir ve riski azaltmak için hangi adımlar atılabilir?
Dr.Dewan: Yüksek riskli hastalar temel bağışıklıklarının düşük olması nedeniyle sepsis ve sepsise bağlı ölümlere yatkındır. Yani herhangi bir cerrahi işlem vücuda stres verir. Bu stres, hastanın bağışıklık sistemi baskılanmış durumuyla birlikte postoperatif hastalarda sepsis gelişme olasılığını artırmaktadır.
Özellikle yüksek riskli hastalarda cerrahi işlemler sepsis gelişme olasılığını nasıl artırır?
Dr.Dewan: Sepsisin teşhisi için geleneksel yaklaşımlardan modern yaklaşımlara kadar çeşitli kan testleri mevcuttur. Tam Kan Sayımı (CBC) geleneksel olarak teşhise yardımcı olarak kullanılsa da, C-reaktif protein (CRP) ve Serum prokalsitonin gibi spesifik belirteçler vücudun inflamatuar yanıtı hakkında değerli ek bilgiler sunar. Son zamanlarda, PCR-RNA (Polimeraz Zincir Reaksiyonu-RNA) yöntemi ve BioFire gibi patojenlerin daha hızlı ve daha kesin tanımlanmasını sağlayan ve teşhisin hızını ve kesinliğini artıran yenilikçi araçları içeren ileri teşhis teknikleri ortaya çıkmıştır.
Sepsisin erken tespiti için şu anda hangi araçlar ve teknolojiler mevcut?
Dr.Dewan: Kaynakların sınırlı olduğu bölgelerde teletıp, nitelikli uzman eksikliğinin giderilmesinde çok önemli bir rol oynayabilir. Bu bölgelerdeki asıl zorluk, zamanında sepsis tedavisi için kritik önem taşıyan özel bakıma erişim eksikliğidir. Uzman doktorlar, kırsal bölgelerdeki hastaları teletıp aracılığıyla daha büyük hastanelerdeki deneyimli doktorlarla buluşturarak, sepsis teşhisi ve yönetimi konusunda asistan doktorlara veya sağlık çalışanlarına uzaktan rehberlik edebilir.