Kendine özgü bir yıldız sistemi olan Cygnus X-3’ün yeni bir analizi, NASA’nın katılımıyla Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı (JAXA) liderliğindeki bir işbirliği olan XRISM (X-ışını Görüntüleme ve Spektroskopi Misyonu) tarafından üretildi. XRISM, bu benzersiz ikili sistemden gelen X-ışını emisyonlarını inceleyerek gökbilimcilere, iş başındaki enerjik gaz akışlarının bugüne kadarki en net tasvirini sağladı.
Cygnus X-3’ün İlgi Çekici Özellikleri
Sistem, yüksek kütleli bir Wolf-Rayet yıldızı ve muhtemelen bir kara delikten oluşuyor ve bu da onu X-ışını astronomisinde en sık incelenen nesnelerden biri yapıyor. ayrıntılı NASA.
Maryland Üniversitesi ve NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Ralf Ballhausen, NASA’ya yaptığı açıklamada sistemin Wolf-Rayet yıldızının önemi hakkında yorum yaptı ve gazı dışarı doğru salan güçlü yıldız rüzgarlarına dikkat çekti.
Sistemin içindeki kompakt yardımcı, bu malzemenin bir kısmını çekerek, onu yüksek enerjili X-ışınları yayacak şekilde ısıtıyor. XRISM’in Resolve spektrometresinin yardımıyla bilim insanları artık bu süreçte yer alan karmaşık gaz dinamiklerini gözlemleyerek daha önce mevcut olmayan ayrıntıları yakalayabiliyor.
XRISM’in Resolve Aracı Yeni Spektral Ayrıntıları Ortaya Çıkarıyor
NASA Goddard’da astrofizikçi olan Timothy Kallman, Cygnus X-3’ün XRISM’in gözlemleri açısından önemini vurguladı ve NASA’nın resmi web sitesinde XRISM’in enerji hassasiyeti aralığındaki uygun parlaklığı nedeniyle onu görevin yetenekleri için ideal bir nesne olarak tanımladı.
18 saatten fazla süren gözlemler, Wolf-Rayet yıldızından çıkan akışlar ve olası kara delik ile etkileşimler de dahil olmak üzere karmaşık gaz dinamiklerini gösteren bir spektrumu ortaya koyuyor.
Doppler Etkisi Gaz Hareketine İlişkin İpuçları Sağlıyor
Gazın sistem içindeki hızlı hareketinden dolayı, X-ışını spektrumunun belirli özelliklerinde enerji kayması olmuştur; bu durum Doppler etkisi ile açıklanmaktadır. NASA’nın görevdeki proje bilimcisi Brian Williams, bu etkinin araştırmacıların yıldızın yıldız rüzgarı dinamiklerine, soğurma düzenlerine ve olası kara delik özelliklerine ışık tutan yüksek hızlı değişimleri gözlemlemesine olanak sağladığını belirtti.