Nottingham Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, farklı iklim koşullarında güneş enerjisi üretimini doğru bir şekilde tahmin edebilen yenilikçi bir yapay zeka modeli geliştirdi. Bu başarı, güneş enerjisinin şu anda toplam enerjinin neredeyse %6’sını oluşturduğu ve önümüzdeki beş yıl içinde iki katına çıkacağı tahmin edilen Birleşik Krallık’ın elektrik şebekesine entegrasyonunu kolaylaştıracak.
Birleşik Krallık’ın iklimi, özellikle de sürekli bulut örtüsünün miktarı, güneş enerjisi üretimi için zorluk teşkil etmektedir. Bu nedenle güneş aktivitesini tahmin etmek ve belirli bir bölgenin alabileceği güneş ışığı miktarını tahmin edebilmek daha önemli hale geldi. Nottingham Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ndeki araştırmacılar, çok kısa menzilli (VST) güneş enerjisi tahminini kullanarak bu sürece yeni bir yaklaşım buldular. Bu yöntemin, özellikle hızla değişen yerel bulut hareketleri için güneş radyasyonundaki hızlı ve doğru değişiklikleri tahmin etmede etkili olduğu kanıtlanmıştır.
Farklı coğrafi ve iklim koşullarını ele almak için araştırmacılar, başlangıçta Kaliforniya’nın güneşli ikliminde eğitilen bir modelin, ıslak ve yağışlı koşullarıyla bilinen Nottingham’daki güneş enerjisi çıkışını etkili bir şekilde tahmin edebildiğini gösterdi. Bu yaklaşım, doğru tahminler yapmak için gereken yerel veri miktarını önemli ölçüde dört aydan iki haftaya düşürdü.
Nottingham Üniversitesi’nden araştırma görevlisi Liwenbo Zhang şunları söyledi: “Bu buluş, yeni lokasyonlarda güneş enerjisi üretiminin tahminini önemli ölçüde hızlandırabilir ve basitleştirebilir, enerji şebekelerinin dengelenmesine ve güneş enerjisinin daha verimli bir şekilde entegre edilmesine yardımcı olabilir. Bu, güneş enerjisi tahmininin farklı iklim koşullarına daha uyumlu olabileceği anlamına geliyor ve bu, dünya çapında yenilenebilir enerjiye daha fazla güvenmeye çalıştığımız için kritik önem taşıyor.”
Araştırmacılar, başka yerlerden gelen verileri kullanarak, sabit güneş ışığına sahip bir bölgede eğitilen bir modelin, Nottingham gibi daha öngörülemeyen güneş ışığına sahip bir bölgeye uyarlanabileceğini ve gelecekteki enerji hedefleri için faydalı olabileceğini umuyor. Bu atılım, güneş enerjisinin daha verimli kullanılmasına ve dünya çapındaki elektrik şebekelerine entegrasyonuna önemli ölçüde katkıda bulunabilir.