Ulusal Fizik Laboratuvarı (NPL) ve Keysight Technologies, 3 Kelvin’e kadar kriyojenik sıcaklıklarda çalışan ticari bir radyo frekansı güç sensörünün dünyanın ilk başarılı gösterimine yol açan bir araştırma projesinde güçlerini birleştirdi. Araştırma sonuçları Denver’daki 2024 Hassas Elektromanyetik Ölçümler Konferansı’nda (CPEM) sunuldu ve ardından yayınlandı.
Bu buluş, kuantum gelişimini ve kriyojenik koşullar gerektiren diğer uygulamaları desteklemek için önemlidir. Kübitler gibi kuantum cihazları, kriyojenik sıcaklıklarda çalışmayı gerektirir, bu da sinyal bütünlüğünü korumayı ve doğru ölçümler yapmayı zorlaştırır. Keysight’ın orijinal olarak oda sıcaklığında çalışması için tasarlanan N8481S RF güç sensörünün kullanılması, kriyojenik sıcaklıklarda doğru ölçümlere olanak sağladı.
Sensörün termokupl tepkisi, çok zayıftan (-35 dBm) daha güçlüye (0 dBm) kadar çeşitli radyo frekansı (RF) sinyal güç seviyelerinde ve 100 kHz’den 10 GHz’e kadar geniş bir frekans aralığında kapsamlı bir şekilde incelenmiş ve analiz edilmiştir. Bu, araştırmacıların sensör ölçümlerini bilinen DC güç seviyeleriyle karşılaştırarak doğruluğunu ve izlenebilirliğini sağlamalarına olanak tanıdı.
NPL Kıdemli Araştırma Bilimcisi ve Bilim Başkanı Dr. Murat Selep şunları söyledi: “NPL, RF ve mikrodalga gücü izlenebilir metroloji araştırmalarında 60 yılı aşkın deneyime sahiptir. Bu deneyim, NPL’deki son teknolojiye sahip kriyojenik test tesisleri ve Keysight ile yapılan işbirliğiyle birleştiğinde, SI ile izlenebilir kriyojenik güç ölçümlerini göstermemize olanak sağladı. Bu heyecan verici bir an ve kuantum inovasyonunun devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.”
Keysight’ın Havacılık, Savunma ve Hükümet Çözümleri Grubu genel müdürü Greg Paschke şunları ekledi: “Birleşik çabalarımız, kuantum hesaplamada ve kriyojenik sıcaklıklarda doğru RF güç ölçümleri gerektiren diğer uygulamalarda ilerlemelerin yolunu açtı. Bu önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor ve bu çığır açıcı araştırmada NPL ile işbirliği yapmaktan heyecan duyuyoruz.”
Bu sonuç, kuantum hesaplama, iletişim ve kriyojenik koşullar gerektiren diğer uygulamalarda önemli ilerlemelere yol açabilir.