Microsoft, karbon ayak izini azaltmaya yardımcı olmak amacıyla Kuzey Virginia’da yeni bir veri merkezi inşa etmek için çapraz lamine ahşap (CLT) malzemesini deniyor. Çoğu ticari binanın yapıldığı alışılagelmiş çelik ve betonu kullanmak yerine şirket, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olmak için CLT’yi en yeni veri merkezlerine dahil etmeye karar verdi. Buna göre MicrosoftVeri merkezlerinin bazı kısımlarında ahşap kullanılmasının karbon ayak izini çelik yapıya kıyasla %35 azaltacağını tahmin ediyor. Sera emisyonları, prefabrik betonun yerine CLT kullanıldığında %65’ten daha büyük bir oranda azaltılır.
Ancak şirket, Kuzey Virginia veri merkezlerini tamamen ahşaptan inşa etmeyecek. Bunun yerine zemin ve tavanlarda kullanılan betonu CLT ile değiştirecek ve ardından ahşabın daha uzun süre dayanmasını sağlamak ve onu elementlerden korumak için daha ince bir beton tabakası uygulayacak. CLT çelik ve betondan daha pahalıdır. Ancak aynı zamanda daha hafif bir malzeme olduğundan, binanın büyük kısımlarında kullanılması, yapının destek için daha az çeliğe ihtiyaç duyması, dolayısıyla malzeme ve işçilikten tasarruf edilmesi anlamına gelir. Microsoft’un veri merkezi mühendislik ekibinin ekip lideri Jim Hanna, “Veri merkezlerimize giren bu malzemelerin ve bunları sağlayan ekipmanların değer zincirinin tamamında sistem düşünürleri olmamız gerekiyor” diyor.
Yapay zeka patlamasının devasa güç ve altyapı gereksinimleri birçok şirketin iklim hedeflerini geriletiyor; dolayısıyla Microsoft’un emisyonlarını alternatif inşaat teknikleri kullanarak dengeleme tekniği, şirketin yeniden yoluna girmesine yardımcı olabilir. Çevresel Sürdürülebilirlik Raporu’na göre emisyonlar 2020’ye göre %29,1 arttı ve şirket, bu istenmeyen yükselişin ana itici gücü olarak inşaatı suçladı. Ne yazık ki Microsoft bu konuda yalnız değil; Google da iklim hedeflerinin gerisinde kaldı; arama devinin sera gazı emisyonları 2019’a göre %48 arttı.
Yapay zeka şirketleri, yeni inşaat tekniklerini denemenin yanı sıra nükleer enerjiye de büyük miktarda yatırım yapıyor. Microsoft, Three Mile Island reaktörünü yeniden başlatmak için zaten bir anlaşma imzalarken, Google ve Oracle modüler nükleer reaktörlere yatırım yapıyor. Bu kaynakların 2030’ların başlarında çevrimiçi hale gelmesi bekleniyor; eğitim sırasında 5 gigawatt’a kadar güç tüketecek gelecekteki yapay zeka modellerinin de o dönemde çevrimiçi olması bekleniyor. Bu daha temiz alternatif kaynaklar olmadan, yapay zeka modelleri mevcut elektrik şebekesine aşırı yük bindirebilir ve potansiyel olarak şirketlerin verimli bir şekilde eğitim almasını imkansız hale getirebilir. Dolayısıyla, bu şirketlerin yapay zeka üstünlüğü için gerçekçi bir şekilde rekabet edebilmelerinin tek yolu, veri merkezlerinin yakınında taşınabilir ve kolayca dağıtılabilir temiz elektriğe sahip olmalarını sağlamaktır.