Siber saldırıların karmaşıklığının ve hacminin artmaya devam ettiği bir dünyada, işletmelerin güvenliğe yaklaşımlarını yeniden düşünmeleri hayati önem taşıyor. Çoğu siber güvenlik uzmanı “veri sızıntısı”, “istismarlar” veya “yapılandırma hataları” terimlerine aşinadır ancak bu kavramlar artık yalnızca uzmanların alanı değildir. Veri güvenliği şirketlerin kalbinde stratejik bir öncelik haline geldiğinden, artık bu konular yöneticileri ve teknik olmayan yöneticileri de ilgilendiriyor.
Saldırganların zihniyetinde değişiklik
Siber suçlular artık yalnızca kapıları zorlamakla veya güvenlik duvarlarını atlamakla yetinmiyor. Çalınan veya gasp edilen kimlik bilgileriyle yasal olarak oturum açmayı tercih ediyorlar. Bu gerçek, proaktif bir vizyon benimsememizi gerektiriyor: Bir saldırganın eylemlerini önceden tahmin etmek, daha hazırlıklı olmamızı sağlar. Sosyal mühendisliğin kilit rol oynadığı kimlik temelli saldırılar artık en yaygın saldırılar arasında yer alıyor.
Stratejik açıdan bakıldığında bu, saldırganların teknik bir güvenlik açığı aramak yerine bir kimliği taklit etmesinin genellikle daha basit ve daha uygun maliyetli olduğu anlamına gelir. Çoğu zaman meşru bir kullanıcı gibi davranmak çok daha etkilidir.
İnsanlar mı zayıf halka?
Güvenlik önlemlerini aşmak için insan doğasını istismar eden teknikler olan sosyal mühendislik, büyük bir tehdit olmaya devam ediyor. Teknolojik zayıflıkların aksine, insani zayıflıkların tamamen önlenmesi daha zordur. Sosyal mühendislik asla ortadan kalkmayacak bir taktiktir. Buna karşı koruma sağlayacak mucizevi bir teknolojik çözüm yoktur.
Bu gerçek, şirketlerde farkındalığı güçlendirmek için farkındalık kampanyalarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Güvenlik sadece araçlarla ilgili değildir: kültürle de ilgilidir.
Tespit hızı: bir zorunluluk
Siber tehditlerin hızla gelişmesiyle karşı karşıya kaldığımızda, bir saldırıyı hızlı bir şekilde tespit etme ve yanıt verme yeteneği hayati önem taşıyor. Anormal davranışları izlemek ve bilgisayar sistemlerindeki erişim ve izinleri düzenli olarak kontrol etmek gerekir. Saldırganlar bile hata yapabilir: Dikkatli izleme, “imkansız seyahat süresini” veya olağandışı konumlardan gelen bağlantıları tespit edebilir.
Ancak tek başına tespit yeterli değildir. Tepki vermeden önce bir saldırının yaklaşmasını beklememelisiniz. Daha sonra olayları daha erken tespit etmek için süreçleri değiştirmek gerekir. Veri indirme işleminin engellenmesini beklemek çözüm değildir: zaten çok geç olabilir. Yani ihlallerin felakete dönüşmemesi için sistemlerin sürekli izlenmesi ve düzenli denetlenmesi şarttır.
Yapay zeka ve proaktif savunma
Siber tehditlere karşı verilen bu aralıksız mücadelede yapay zeka (AI) giderek daha önemli bir rol oynuyor. Yapay zeka, yalnızca modaya uygun bir kavram olmanın ötesinde, olay tespit ve analiz yeteneklerinin güçlendirilmesine yardımcı olarak işletmelerin daha hızlı ve etkili bir şekilde yanıt vermesine yardımcı olur. Ancak her şeyden önemlisi yapay zeka, güvenlik ekiplerini en çok tekrar eden görevlerden kurtararak daha karmaşık konulara odaklanmalarına olanak tanır.
Yapay zeka sadece bir araç değil: “Sıfır Güven” ve “en az ayrıcalık” ilkelerini içeren daha geniş bir savunma yaklaşımına entegre edilmesi gerekiyor. İster kullanıcı ister makine olsun hiç kimsenin varsayılan olarak sınırsız erişime sahip olmaması gerektiği fikrine dayanan bu stratejiler, artık riskleri en aza indirmek için hayati önem taşıyor.
Bir sonraki saldırıyı beklemeyin
Saldırı sonrası tepki verebileceğimiz dönem bitti. Günümüzde siber suçluların motivasyonlarını ve taktiklerini önceden tahmin etmek ve anlamak, onlara daha iyi karşı koymak için zorunludur. İşletmelerin yalnızca sistemlerini güçlendirme konusunda değil, aynı zamanda bir siber güvenlik kültürü oluşturma konusunda da proaktif olmaları gerekiyor.
Bu, yöneticilerin farkındalığının artmasını, çalışanların sürekli eğitimini ve genellikle siber saldırganların ilk hedefi olan insanları ihmal etmeden en son teknolojilerin benimsenmesini gerektirir.
O zaman saldırganların zihniyetini benimsemek ve herhangi bir şirketin güvenlik duruşunu güçlendirmek uygun olacaktır. Bu, siber suçun azalmasını sağlamak için uygulamaya konulması ve takip edilmesi gereken stratejidir. Ve riskler yüksek.