Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, astrobiyologlara kırmızı cücelerin yörüngesindeki gezegenlerde yaşamın var olabileceğine dair umut veriyor. Daha önce bu yıldızların güçlü patlamalar da dahil olmak üzere faaliyetlerinin yakındaki gezegenlerin atmosferlerini sıyırıp yaşamın var olmasını imkansız hale getirebileceği düşünülüyordu.


Gezegenin atmosferini soyan genç bir kırmızı cüce yıldızın sanatçı tarafından çizilmiş çizimi. Kaynak: NASA, ESA ve D. Player (STScI)

Araştırmacılar, kırmızı cücelerin yaydığı ultraviyole radyasyonun mikroorganizmalar üzerindeki etkisini inceledi. İki bakteri türünü (Deinococcus radyodurans ve Escherichia coli) potansiyel yaşanabilirliğin en yüksek olasılıkları arasında sayılan TRAPPIST e, f ve g ötegezegenlerinin uzaklıklarına özgü ultraviyole radyasyona maruz bıraktılar.

Sonuçlar, ultraviyole radyasyona dirençli olduğu bilinen Deinococcus radyodurans’ın simüle edilen salgında hayatta kalmayı başardığını, radyasyona duyarlı Escherichia coli’nin ise sterilize edildiğini gösterdi. Bu, TRAPPIST sistemindeki erken yaşamın zorlu bir evrimsel yola sahip olmasına rağmen, süper parlamaların gezegeni mikroorganizmalardan mahrum bırakmayacağı anlamına geliyor.

Bu çalışma, kırmızı cüce yıldızların yörüngesindeki ötegezegenlerde yaşamın var olabileceğine dair umut veriyor. Bu gezegenlerdeki koşullar sert olsa da yaşamın önünde mutlaka aşılmaz engeller değildir.



genel-22