Endüstri 4.0 üretim süreçlerini dönüştürüyor, tedarik zincirlerini optimize ediyor ve verimliliği artırıyor. Ancak aynı zamanda artan siber güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor; bu nedenle siber tehditlere karşı dayanıklılık oluşturmak çok önemli.

Riskleri değerlendirin ve koruyucu önlemleri uygulayın

Endüstri 4.0’ın başarısı bilgi sistemlerinin (IT) ve endüstriyel kontrol sistemlerinin (ICS) korunmasıyla yakından bağlantılıdır. Her imalat şirketi, üretimin sürekliliği için gerekli olan sistemleri tanımlayarak başlamalıdır. Daha sonra, özellikle operasyonel teknoloji (OT) ortamlarında, sistemler arasındaki güvenlik açıklarının ve etkileşimlerin haritasını çıkarmak gerekir.

Giderek birbirine bağlanan bu ortamları korumak için “Sıfır Güven” yaklaşımını benimsemek şarttır. Bu güvenlik modeli, her bağlantının sıkı bir şekilde doğrulanmasına dayanır, böylece farklı ağ bölümleri arasındaki yanal hareket saldırıları riski en aza indirilir.

NIS2 Direktifi: kritik altyapılara yönelik yükümlülükler

Enerji, sağlık ve finansal hizmetler gibi kritik altyapıların güvenliğini güçlendiren Avrupa NIS2 direktifi, artık temel hizmet üreticilerine de benzer gereklilikler getiriyor. Şirketlerin, düzenli değerlendirmeler, yeterli teknik ve organizasyonel önlemlerin yanı sıra önemli güvenlik olaylarını yetkili makamlara bildirmeyi de içeren risk temelli bir yaklaşım benimsemesini gerektirir.

Uyumlu olmayan şirketler yalnızca önemli para cezaları almakla kalmaz, aynı zamanda yöneticilerin ve BT yöneticilerinin kişisel sorumluluklarını da göze alır.

Sıfır Güven sayesinde siber tehditlere karşı dayanıklılık

Sistemlerin birbirine bağlılığının artmasıyla birlikte Purdue modeli gibi geleneksel güvenlik modelleri daha az etkili oluyor. İkincisi, fiziksel güvenlik duvarlarıyla ayrılmış güven katmanlarına dayanıyordu ancak bu yapı, IIoT’nin (Endüstriyel Nesnelerin İnterneti) evrimi karşısında geçerliliğini yitiriyor. Artık her şey birbirine bağlı ve yalnızca ağı korumak artık yeterli değil. Bunun yerine üreticiler, ortamlarındaki her sistem ve varlık için en az ayrıcalık ilkesini uygulamalıdır.

En büyük risklerin belirlenmesi ve savunmaların buna göre önceliklendirilmesi Sıfır Güven stratejisinin önemli bir yönüdür. Yüksek değerli uygulamalar ve üretim varlıkları, kesinlikle gerekli olanlara erişim sınırlandırılarak izole edilmeli ve korunmalıdır. Sıfır Güven Segmentasyonu (ZTS) veya mikro segmentasyon olarak adlandırılan bu yaklaşım, ağ içindeki bir saldırının ilerleyişini sınırlamak ve olası ihlalleri kontrol altına almak için gereklidir. Özellikle hızlı yayılan ve maksimum kesintiye neden olan fidye yazılımı gibi saldırılara karşı etkilidir.

OT (Operasyonel Teknolojiler) güvenliği için bütçe oluşturma

Şirketler, OT siber güvenlik bütçelerini işletmelerine yönelik genel risklerle uyumlu hale getirmelidir. Büyük aksamalara yol açması muhtemel yüksek riskli sistemler, daha büyük yatırımlar gerektirir. Bunun aksine, daha düşük riskli sistemler mevcut siber güvenlik bütçesine entegre edilebilir. Gelişen tehditler karşısında bütçe önceliklerini ayarlamak için düzenli risk değerlendirmeleri ve denetimler şarttır.

Avrupa’da, Siber Dayanıklılık Yasası (CRA) tarafından tanımlanan minimum siber güvenlik gereksinimlerinin, bu gelişen teknolojilerle ilişkili riskleri azaltmak için herhangi bir IoT cihazı için karşılanması gerekiyor.

Yaşlanan sistemlerin risk yönetimi

Birçok işletme, güncelliğini yitirmiş, çoğunlukla güncellenmemiş OT ve IIoT cihazlarını kullanmaya devam ediyor. Bu sistemler önemli bir güvenlik açığını temsil etmektedir. Riskleri azaltmak için bunların envanterinin çıkarılması ve erişimlerinin sınırlandırılması önemlidir.

Şirketlerin bu ekipmanı daha güvenli modellerle değiştirmeye öncelik vermesi gerekiyor. Değiştirme mümkün değilse, ağ bölümlendirmesi ve sıkı bir şekilde kontrol edilen erişim gibi telafi edici kontroller güvenlik açıklarını azaltabilir.

ICS ortamlarının güvenliğini sağlamaya yönelik kapsamlı bir yaklaşım

ICS ortamlarının güvenliğini sağlamak risk bazlı bir yaklaşım gerektirir. Sıfır Güven gibi ilkeleri benimseyen ve operasyonel verimliliğin yanı sıra güvenliği de ön planda tutan şirketler, güvenlikten ödün vermeden Endüstri 4.0’ın avantajlarından tam olarak yararlanabiliyor.



genel-16