2025 yılı SEO ve yapay zekanın evriminde belirleyici bir adım olacak. Yapay zeka, aramadaki kartları yeniden karıştırdıkça, geleneksel SEO stratejilerinin de etkili kalabilmesi için uyum sağlaması gerekiyor. Dil modellerinin yükselişi, yapay zekanın günlük araçlarımıza entegrasyonu ve arama sonuçlarının kalitesinin dönüşümü, şirketleri yaklaşımlarını gözden geçirmeye zorluyor.
Yapay zeka için önemli bir yıl
Yapay zeka ile ilgili yenilikler açısından 2025 yılı yine heyecan verici bir yıl olacağa benziyor. 2024’te olduğu gibi, büyük oyuncular dil modellerinin (LLM) geliştirilmesine büyük yatırımlar yapmaya devam ediyor. İster OpenAI’den ChatGPT, Gemini’den Google, LLaMA’dan Meta, Grok’tan xAI ve hatta Fransız külçesi Mistral AI olsun, her oyuncu hem bireyler hem de işletmeler için çeşitli ihtiyaçları karşılar.
Ancak, özellikle eğitim modellerinin katlanarak artan maliyetleri nedeniyle, ufukta bir konsolidasyon olgusu görünebilir. Eğer bazı oyuncular Ar-Ge’ye büyük miktarlarda fon sağlamaya devam ederse, diğerlerinin de stratejilerini ekonomik gerçeklere yanıt verecek şekilde ayarlaması gerekecek. Kârlılık hızla önemli bir konu haline gelecektir.
Google, yapay zeka yarışında merkezi bir oyuncu olmaya devam ediyor. Mountain View firması, Yapay Zeka’yı ekosistemine giderek daha fazla entegre ederken Arama’daki hakimiyetini korumak için Yapay Zeka Genel Bakışları gibi yeni özellikler kullanıyor. Ancak Google, özellikle Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki antitröst davaları nedeniyle ve aynı zamanda rekabetin organize hale gelmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıyadır.
- OpenAI, yapay genel zekaya (Google ile doğrudan rekabet etmeyi amaçlayan AGI) yönelik bir proje olan “o1”i geliştirirken aramaya girmek için SearchGPT’yi başlattı.
- Microsoft, Bing ve Copilot aracılığıyla sesli aramalara ve yapay zekanın araçlarına entegrasyonuna yatırım yapıyor. Pazar payı dünya çapında hiç bu kadar yüksek olmamıştı.
- Perplexity, yapay zeka motorundan para kazanmaya ve geleneksel arama sonuçlarına doğrudan, kanıtlanmış yanıtlarla güvenilir bir alternatif sunmaya odaklanıyor.
- Anthropic, Claude ile birlikte etik yapay zekaya güveniyor, güvenlik ve ahlaki davranışa odaklanıyor ve bu konulara duyarlı şirketlerin ilgisini çekiyor.
- Fransız tek boynuzlu at Mistral AI, daha kesin ihtiyaçlar için, özellikle veri egemenliğiyle ilgilenen Avrupalı şirketlere uygun LLM’ler geliştiriyor.
- xAI (Elon Musk) tarafından geliştirilen Grok, X ekosistemindeki (eski adıyla Twitter) ürünlere entegre, insanın niyetlerini daha derinlemesine anlayan yapay zeka yaratmayı hedefliyor.
Her taraftan saldırıya uğrayan dev Google, Arama’daki bu çalkantılara hızla uyum sağlamalıdır.
Arama sonuçlarının kalitesi ve alaka düzeyi
Arama sonuçlarının kalitesi sorunu Google için giderek daha merkezi hale geliyor. Günümüzde iyi içerikleri kötü içeriklerden ayırmak çok daha zor. Yapay zeka, daha önce görülmemiş bir ölçekte iyi kalitede metinler üretmeyi mümkün kılıyor. Bu, arama motorlarının arama sonuçlarını adil bir şekilde sıralamasını önemli ölçüde zorlaştırır.
Üretilen içeriğin hacmi hiç bu kadar büyük olmamıştı. Yapay zeka araçlarıyla herkes herhangi bir konuda doğru metinler oluşturabilir, bu da arama sonuçlarının kalite ve alaka düzeyini kaybetme riskini artırır. Bir arama motoru sonuçları doğru bir şekilde sıralamayı başaramazsa, kullanıcılarının başka alternatiflere yönelmesi riskiyle karşı karşıya kalır ve bu da reklama dayalı ekonomik modelinin sorgulanmasına yol açar.
Bu, arama motorlarını sıralama kriterlerini ve dolayısıyla SEO stratejilerini profesyonel açıdan gözden geçirmeye zorlar. Gerçekten alakalı içeriği belirlemek ve önceliklendirmek için algoritmalarda önemli ayarlamalar yapılmasını bekleyebiliriz. Önümüzdeki aylarda bazı tarihsel SEO kriterleri yeniden düşünülürken yapay zekayla bağlantılı yeni faktörler ortaya çıkabilir.
Giderek artan bir pazarlama yaklaşımı
Google’ın bu zorluğa nasıl yanıt vermeyi planladığı konusunda hâlâ çok az görüşümüz var. Ancak kullanıcı için değer yaratmaya odaklanmak önemlidir. Stratejilerin her zamankinden daha fazla sağduyuya odaklanması gerekiyor: kullanıcı beklentilerini anlamak ve bunlara özgün bir şekilde yanıt vermek.
- Hedef kitlenizi tanıyın : Arama amacına ulaşmak çok önemlidir. Arama niyetlerini anlamak her zaman SEO’nun merkezinde olmuştur, ancak bu eğilimin 2025’te daha da belirgin hale gelmesi muhtemeldir.
- Markanızı geliştirin ve güçlendirin : Güçlü bir marka güven verici bir sinyaldir; özellikle de iletişimi hedefiyle tutarlı olduğu kadar özgünse. Bundan her zamankinden daha fazla yararlanmalıyız.
- Uzun kuyruğa odaklanın : Arama algoritmalarının karmaşıklaşması ve konuşma yönünün gelişmesiyle birlikte, rekabetçi sorgular üzerinde çalışmak ve aynı zamanda kalıcı büyüme için uzun kuyruğa odaklanmak önemlidir.
- İçerik ve formatları çeşitlendirin : İçerik metinle sınırlı değildir. Videolar, podcast’ler, görseller… Arama motorları format çeşitliliğine giderek daha fazla ilgi gösteriyor. Bu nedenle, hedef kitlenize farklı açılardan ulaşmak için yaklaşımları çeşitlendirmek önemlidir.
- İnsanlara öncelik verin : Bu yapay zeka bağlamında, arama algoritmaları insanları ilgi odağına yerleştirecek. İçerik ilgi çekici, özgün olmalı ve kullanıcı deneyiminin kalitesi önümüzdeki yıllarda daha da etkili olacaktır.
- Trafik kaynaklarınızı çeşitlendirin : Finansta olduğu gibi pazarlamada da tüm yumurtaları aynı sepete koymamak çok önemlidir. Trafik kazanımınızı (Ücretli Arama, Organik Arama, Sosyal Medya, E-posta) güvence altına almak için çok kanallı bir strateji gerekli olacaktır. İşletmeniz tek bir kanala bağlı kalmamalı!
Asıl zorluk, markaları karakterize eden özgünlüğü ve kişiliği kaybetmeden yapay zekanın bir pazarlama stratejisine nasıl entegre edileceğidir.
Belirsiz ama umut verici bir gelecek
Eğer 2025, arama motorlarının evriminde yeni bir aşamayı işaret ediyorsa, bunun daha yeni başladığı kesindir. Yapay zekanın demokratikleşmesi hem bireyler hem de profesyoneller açısından hızlanacak. Günümüzde çoğu şirket yapay zekayı yazılımlarına, süreçlerine, ekiplerine ve tekliflerine entegre ediyor.
Sosyal medya ortamını 5 yıldan kısa bir sürede yeniden tanımlayan TikTok gibi, bu yeni oyuncuların da yerleşik uygulamalardaki durumu değiştirmesi çok muhtemel. OpenAI ile Apple arasında yeni iPhone’un piyasaya sürülmesi için yapılan ortaklıklara benzer ortaklıklar, yapay zekanın günlük yaşamlarımıza giderek daha fazla entegre olacağını gösteriyor. Markaların değişen kullanımlara karşı uyanık ve duyarlı kalması gerekecek.