Evrendeki en parlak nesneler arasında yer alan kuasarlar, süper kütleli kara delikler tarafından desteklenen aktif galaktik çekirdeklerdir. Bu kara delikler, etraftaki gazı saatte yaklaşık 58 milyon kilometre hızla iten güçlü radyasyon jetleri üretiyor.

Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden bilim adamlarının yakın zamanda yaptığı bir araştırma, süper kütleli kara deliklerin ve jetlerinin galaksilerin oluşumunda ve gelişiminde oynadığı kritik rolü ortaya koyuyor. Araştırmacılar, Bootes takımyıldızında 13 milyar ışıkyılı uzaklıkta bulunan SBS 1408+544 kuasarından sekiz yıllık verileri analiz etti.

SBS 1408+544, Büyük Patlama’dan sadece birkaç yüz milyon yıl sonra var oldu ve bu da onu bilinen en eski kuasarlardan biri yapıyor. Işığı 13 milyar ışık yılı yol kat ederek gökbilimcilerin Evrenin uzak geçmişine bakmasına olanak sağladı.

Kaynak: NASA / CXC / Nahks Tr’Ehnl

Bir kuasar kara deliğinin devasa kütleçekim alanı çevredeki maddeyi çekerek ısınan ve muazzam miktarda enerji yayan bir birikim diski oluşturur. Biriktirme diskinden gelen enerji aynı zamanda maddeyi ışık hızına yakın hızlara kadar hızlandırır ve onu jetler halinde dışarı atar.

Elektromanyetik radyasyonun eşlik ettiği kuasar jetleri çevredeki maddeyi çeşitli şekillerde etkiler. İlk olarak çevredeki gaz bulutlarını iterek onların yerçekimsel çökerek yeni yıldızlara dönüşmesini engellerler. İkincisi, galaksinin şeklinin belirlenmesine yardımcı oluyorlar, uzun yapılar yaratıyorlar ve diğer bölgelerdeki yıldız oluşum faaliyetlerini tetikliyorlar.

Kuasarlardaki süper kütleli kara deliklerin etrafındaki birikim diskleri sadece radyasyon yaymakla kalmıyor, aynı zamanda çevredeki galaksileri etkileyen güçlü rüzgarlar da üretiyor.

Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden bir ekip tarafından yapılan araştırma, SBS 1408+544 kuasarının birikim diskinden gelen radyasyonun çevredeki gazı dışarı iterek saatte 58 milyon kilometreye varan hızlarda akışlar yarattığını gösteriyor. Bu rüzgarlar o kadar güçlü ki yıldız oluşumunu engelleyebilir ve hatta ana galaksilerini “öldürebilir”.

Çalışma, süper kütleli kara deliklerden gelen rüzgarların yıldız oluşumunu kesintiye uğratabileceğini ve hatta galaksileri
Bootes takımyıldızındaki süper kütleli kuasar SBS 1408+544’ün görüntüsü. Kaynak: Jordan Raddick / SDSS işbirliği

Astrofizikçiler bu rüzgarları kuasarın radyasyonundaki karbonun spektral soğurma çizgilerini gözlemleyerek keşfettiler. Radyasyon gazı dışarı ittiğinde soğurma çizgileri kayarak rüzgar hızının arttığını gösterdi.

Bu rüzgarların galaksiler üzerindeki etkisi iki yönlü olabilir. Bir yandan yıldız oluşumu için gerekli olan gazı dışarı atarak galaksilerin büyümesini durdurabilirler. Öte yandan gazın rüzgarlarla sıkıştırılması galaksinin diğer bölgelerinde yıldız oluşumunu teşvik edebilir.

Ayrıca süper kütleli kara deliklerden gelen rüzgarlar galaksilerin ötesine geçerek komşu galaksileri ve hatta merkezlerindeki süper kütleli kara delikleri bile etkileyebilir. Bu, bu rüzgarların en büyük ölçeklerde galaksilerin oluşumunda ve evriminde önemli bir rol oynadığı anlamına gelir.

Ekip lideri Catherine Grier’e göre: “Süper kütleli kara delikler, galaksileriyle karşılaştırıldığında nispeten küçük olmasına rağmen, jetleri çevrelerini önemli ölçüde etkileyebilir.” Bu rüzgarlar, süper kütleli kara deliklerin birbirleriyle ve ev sahibi galaksilerle etkileşime girdiği güçlü bir kanaldır.



genel-22