Gökbilimcilerden oluşan uluslararası bir ekip, uzun zamandır bilinen ancak gizemli bir X-ışını ikili sistemini incelemede çığır açan bir ilerleme kaydetti. Nature Astronomy dergisinde yayınlanan araştırmaya göre Cygnus X-3 olarak bilinen nesnenin gizli bir ultra parlak X-ışını kaynağı (ULX) olduğu ortaya çıktı.
Sıradan bir yıldız ve kompakt bir nesneden (kara delik veya nötron yıldızı) oluşan X-ışını ikili dosyaları, Evrendeki en enerjik olaylardan bazılarıdır. Galaksimizde, yerçekimi enerjisini serbest bırakmanın oldukça verimli bir süreci ile ayırt edilen bu tür yüzlerce sistem keşfedilmiştir.
1970’lerin başında keşfedilen Cygnus X-3 sistemi, olağandışı davranışı nedeniyle bilim adamlarını uzun süre şaşırttı. Periyodik olarak uzaydaki en yoğun radyo kaynaklarından biri haline geldi, ancak birkaç gün sonra karardı veya tamamen ortadan kayboldu. Robert Hjellming’in 1973’te “Cygnus X-3 astronomik gizemi” olarak adlandırdığı bu fenomen, astronomik gözlemleri koordine etmeye yönelik ilk uluslararası çabaları teşvik etti.
Bu gizemi çözmenin anahtarı, NASA tarafından Aralık 2021’de fırlatılan Görüntüleme X-ışını Polarimetri Gezgini (IXPE) uydusunun kullanılmasıyla bulundu. Finlandiya’daki Turku Üniversitesi’nden çalışmanın başyazarı Dr Alexandra Veledina şöyle açıklıyor: “X-ışını polarize ‘görüşünü’ kullanmak, kompakt bir nesne etrafındaki maddenin konfigürasyonunu daha iyi anlamamızı sağladı. Yoğun bir madde kabuğuyla çevrili olduğunu keşfettik. Gözlemlediğimiz ışık, etrafını saran gazın oluşturduğu, içi aynalı bir kaseye benzeyen bir huninin iç duvarlarından gelen bir yansımadır.”
Bu keşif, Cygnus X-3’ün ultra parlak X-ışını kaynakları sınıfının bir üyesi olarak tanımlanmasına yol açtı. Bu cisimler maddeyi o kadar büyük bir hızla emerler ki, maddenin önemli bir kısmı olay ufkunun içine düşmez, sistemden dışarı atılır.
Araştırmanın ortak yazarı Profesör Juri Poutanen şunları ekliyor: “ULX’ler genellikle galaksi görüntülerinde parlak noktalar olarak gözlemleniyor. Radyasyonları, bir megafon gibi davranan kompakt bir nesnenin etrafındaki huninin odaklanma etkisi ile güçlendirilir. Ancak Samanyolu’nun binlerce katı büyüklüğündeki çok uzak mesafeleri nedeniyle, X-ışını teleskoplarına nispeten sönük görünürler. Keşfimiz, kendi galaksimizdeki bu uzak ULX’lerin parlak bir benzerini ortaya koyuyor.”
Bu keşif, aşırı kozmik olayların incelenmesinde yeni bir sayfa açıyor ve maddenin süper kütleli nesneler tarafından emilme süreçlerinin daha derinlemesine incelenmesi için bir fırsat sunuyor. Cygnus X-3 ile ilgili daha fazla çalışmanın, bilim adamlarının ULX’lerin doğasını ve galaksilerin evrimindeki rollerini daha iyi anlamalarına yardımcı olması bekleniyor.