Araştırmacılar genç yıldızların ilginç bir olay sergilediğini keşfettiler: gaz ve toz açığa çıkaran bir tür “hapşırma”. Bu patlamalar yıldız gelişiminin önemli bir parçasıdır ve etraflarında gezegen oluşturma potansiyelleri de dahil olmak üzere evrimsel süreçleri hakkında birçok şeyi ortaya çıkarabilir.
Bu fenomen, çevresinde gezegenlerin oluştuğu genç yıldızları çevreleyen gaz ve toz diskleri olan protostellar diskleri incelemek için ALMA radyo teleskop dizisini kullanan Japonya’daki Kyushu Üniversitesi’nden bir bilim insanı ekibi tarafından keşfedildi.
Bir yıldız oluştuğunda, yoğun, soğuk malzeme bölgeleri, devasa yıldızlararası gaz ve toz bulutları halinde toplanır. Bu madde yığınlarının kütlesi yavaş yavaş artar ve sonunda çökerek madde diskleriyle çevrelenmiş ilk yıldızları oluşturur.
Önyıldızlar kütle kazanmaya devam ederek çevredeki alandan ilave malzeme çekiyor. Bu süreç, yıldızın çekirdeğindeki basınç, hidrojenin nükleer füzyonunu helyuma dönüştürmeye yetecek seviyeye gelene kadar devam eder. Bu aşama Güneş’e benzer bir anakol yıldızının ortaya çıkışını belirler. Yaklaşık 4,6 milyar yıl önce yıldızımız da benzer bir doğum ve gelişim aşamasından geçti.
Ancak genç yıldızların evrimi sırasında astronomik bir gizem ortaya çıkar: Manyetik alanları, olgun durumdaki önyıldızların manyetik alanlarından çok daha güçlüdür. Araştırma ekibinin lideri ve Kyushu Üniversitesi’nden bir bilim adamı olan Dr. Kazui Tokada’nın açıkladığı gibi: “Bu yapılar sürekli olarak manyetik akı gerektiren manyetik alanlarla doludur. Ancak eğer bu akış yıldızın evrimi sırasında sürdürülürse, bilinen ilk yıldızlarda gözlemlenenlerden çok daha güçlü manyetik alanlar yaratacaktır.”
Bu, manyetik enerjinin bir şekilde sistemden çekilmesi gerektiği anlamına gelir. Yıldızların fazla enerjiden kurtulmasına yardımcı olan ve yıldızın daha düzgün bir şekilde gelişmesini sağlayan şey “hapşırmadır”.
Bu sürecin mekanizmalarını anlamak için araştırmacılar, Dünya’dan yaklaşık 450 ışıkyılı uzaklıkta bulunan MC 27 bölgesine odaklandılar. 66 ALMA radyo teleskopundan oluşan bir diziyi kullanarak, protostellar diskten önemli mesafelere (Güneş ile Dünya arasındaki ortalama mesafeden birkaç kat daha uzağa) uzanan “sivri uçlu yapılar” keşfettiler.
Tokada’nın açıkladığı gibi: “Bu olguyu daha detaylı incelediğimizde bunların manyetik akı, toz ve gaz emisyonları olduğunu fark ettik. Bu olay, manyetik alanın kararsızlığının, protostellar diskteki farklı gaz yoğunluklarına tepki vermesiyle ortaya çıkıyor ve bu da manyetik akının dışarıya doğru salınmasına yol açıyor.”
Buna ek olarak bilim insanları, MC 27’nin protostellar diskinin yakınında, Dünya ile Güneş arasındaki mesafeden binlerce kez daha uzağa uzanan sivri uçlu başka yapılar da keşfettiler. Bilim insanları bu keşifleri daha önce bu bölgedeki genç yıldızlar arasında meydana gelen yıldız “hapşırıklarının” kanıtı olarak görüyor.
Dr. Tokada şunları umduğunu söyledi: “Benzer yapılar diğer genç yıldızlarda da bulunacak ve bu daha yaygın bir astronomik gözlem haline gelecektir. Bu “hapşırmaya” yol açan koşulları inceleyerek yıldızların ve gezegenlerin oluşumuna ilişkin anlayışımızı genişletebiliriz.”