İlk fragmanda Robert Pattinson’ın pek çok yönü sergileniyordu. Miki 17Bong Joon Ho’nun insan baskısını, kimliğini ve uzay kolonizasyonunu inceleyen yeni filmi.
Bong, fragmanı göstermek için CinemaCon’a ilk seyahatini yaptı ve Bong bunun “sonunda dünyayı kurtaran basit bir adamın” hikayesi olduğunu söyledi.
Miki 17 romana dayanmaktadır Mickey 7 Edward Ashton tarafından yazılan bu filmde, koloninin en tehlikeli işini yapan ve çoğunlukla bu süreçte ölen, ancak insan baskı teknolojisi aracılığıyla hayata döndürülen, gözden çıkarılabilir olarak bilinen bir uzay kolonisti olan Mickey 7’yi konu alıyor. Romanın kahramanı Mickey Barnes adında bir adamın yedinci versiyonudur, ancak filmde bu oran artırılmıştır.
“Sayı onun kaç kez öldüğüdür. Onu on kez daha öldürdüm,” dedi Bong, kalabalıktan gülüyordu. “Bu bir bilim kurgu filmi ama bir insan hikayesi.”
Odanın dışında yayınlanmayan fragman, Frank Sinatra’ya ayarlıydı; bu, Mickey’nin elini kaybetmesi ve (onun rızasıyla) canlı canlı sıvı metale atılması gibi oldukça şiddetli sahnelere hafiflik kattı.
Miki 17 Bong’un en iyi film kazanan filminin devamı olduğu göz önüne alındığında, büyük bir merak konusu oldu Parazitancak ilk görünümün ortaya çıkması biraz zaman aldı. Post prodüksiyondaki gecikmeler, filmin Mart 2024’teki gösterim tarihini 31 Ocak 2025’e erteledi; bu tarih, Oscar ödüllü Bong’un son filminin bir ödül yarışmacısı olarak konumlandırılmadığı göz önüne alındığında dikkatleri üzerine çekti. Filmde ayrıca Mark Ruffalo, Steven Yeun, Naomie Ackie ve Toni Collette de rol alıyor.
Warners’ın ortağı Pattinson’ın yıldızı Yarasaadam ve yakında çıkacak olan devam filmi, Bong’un senaryosunu “hayatımda okuduğum en komik, tuhaf bilim kurgu senaryolarından biri” olarak adlandırdı.
Pattinson esasen iki karakteri canlandırıyor: Mickey 17 ve Mickey 18. Genetik olarak aynı olmalarına rağmen Pattinson onlara farklı özellikler kazandırdı. Mickey 17’nin hayat tarafından mağlup edildiğini ancak bir takımın parçası olmaktan mutlu olduğunu, 18’in ise daha çok “kontrolden çıkmış” “kötü bir kardeşi oynamaya” benzediğini söylüyor.