Yeni araştırmalara göre, Birleşmiş Milletler barışı koruma misyonları, özellikle Afrika’da, gelişmiş ulus-devlet destekli tehdit aktörleri tarafından giderek artan bir uzlaşma riskiyle karşı karşıya ve kendilerini savunmak için temel siber güvenlik altyapısının en iyi uygulamalarını ve araçlarını benimsemeleri gerekiyor.

Bir göre, bunu yapmamanın sonuçları ölümcül olabilir Uluslararası Barış Enstitüsü’nden makale.

Bu barışı koruma misyonları, aktivistlerin, muhaliflerin ve diğerlerinin kimlikleri ve yerleri de dahil olmak üzere önemli miktarda hassas veri topluyor; bu da onları dünya çapındaki hükümetlerin yanı sıra paralı askerler gibi gevşek bağlantılı aktörler için arzu edilen bir hedef haline getiriyor. Wagner Grubu.

Raporun yazarı, Montreal’deki McGill Üniversitesi’nde yardımcı profesör olan Dirk Druet’e göre, bölgedeki giderek artan jeopolitik durum nedeniyle Orta Afrika’daki BM misyonları özellikle risk altında. Kendisi, bu BM barışı koruma misyonlarının potansiyel ihlallerinin ölümcül sonuçlara yol açabileceği konusunda uyardı.

Druet, “BM’nin Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Libya ve diğer yerlerdeki misyonları giderek jeopolitik mücadelelere kapıldıkça, BM’nin topladığı veriler üzerinde bağımsız kontrol sağladığını inandırıcı bir şekilde göstermesi giderek daha önemli hale gelecektir” diyor. “Buna insan hakları savunucularının, şiddet mağdurlarının ve aksi takdirde hapis, zulüm ve şiddetle karşı karşıya kalabilecek siyasi aktivistlerin kişisel verileri de dahildir.”

Druet şunu tavsiye ediyor: BM tehdit avlama yeteneklerini geliştiriyorve yazılım tedarik zincirlerinin güvenliğinin sağlanmasına ve veri gözetim zincirlerinin oluşturulmasına özel dikkat gösterilmelidir.

Druet, “Çok uluslu barış operasyonları benzersiz bir siber güvenlik ortamıdır” diye ekliyor. “İç güven doğası gereği sınırlıdır, oysa BM her zaman ağlarına sızmak isteyen güçlü devletlerin yeteneklerini yakalamakta zorlanacaktır.”



siber-1