Tartu Üniversitesi Tartu Gözlemevi’ndeki gökbilimcilerin liderliğindeki uluslararası bir bilim insanı ekibi, Evrende birçok üstküme keşfetti. Bu üstkümelerden biri, adını bu araştırma alanında öncü olan ve 23 Şubat’ta 95. yaş gününü kutlayan Profesör Jaan Einasto’dan alan “Einasto Süperkümesi”dir.


Kaynak: Shishir Sankhyayan

Üstkümeler, Evrendeki en büyük ve en büyük gökada kümeleridir. Araştırmanın sonuçları, bu yapıların anlaşılmasını önemli ölçüde genişletti ve aynı zamanda oluşumlarıyla ilgili soruların yanıtlarının bulunmasına da yardımcı oldu.

Araştırmada bilim insanları, üstkümelerin tipik kütlesinin Güneş’in kütlesini 6 milyon kat aştığını, ortalama büyüklüğünün ise 200 milyon ışıkyılı olduğunu belirledi. Karşılaştırıldığında, bu üstkümeler Samanyolu galaksimizden 2000 kat daha büyüktür.

Şimdiye kadar keşfedilenlerin en büyüğü olan Einasto Üstkümesi, Dünya’dan yaklaşık 3 milyar ışıkyılı uzaklıkta bulunuyor. Bu devasa yapı, yaklaşık 26 trilyon Güneş’e eşdeğer bir kütle içermektedir.

Einasto Üstkümesi’nin bir ucundan yayılan bir ışık ışınının diğer uca ulaşması 360 milyon yıl sürecektir. Profesör Jaan Einasto’nun üstkümelerin incelenmesine yaptığı önemli katkı, bu özel yapıya onun onuruna isim verilmesini mümkün kılıyor.

Bir gökbilimci ekibi 662 üstkümenin özelliklerini inceledi. Üstkümelerin içindeki gökada kümelerinin dışarıdakilerden daha ağır olduğunu buldular. Bu, kümelerdeki galaksilerin evriminin ve büyümesinin, onların dışında meydana gelenlerden farklı olduğunu gösterir.

Üstkümelerin önemli kütlesine rağmen, hacim boyunca eşit bir şekilde dağılmış olmaları, onları galaksilere kıyasla daha az yoğun hale getiriyor. Ancak bu yoğunluk, üstkümelerin yerçekiminin, karanlık madde de dahil olmak üzere içlerindeki maddenin hareketini etkilemesi için yeterlidir.

Keşifler aynı zamanda üstkümelerdeki galaksilerin, Evrenin genel genişleme hızına kıyasla daha yavaş genişleme oranları sergilediğini de gösterdi. Bu, galaksileri “tutan” ve genişlemeye direnen üstkümenin çekimsel çekiciliğiyle açıklanmaktadır. Ancak bu çekim, üstkümelerin yerçekimsel olarak bağlı bir sistem haline gelmesine yetecek kadar güçlü değildir. Sonuçta karanlık enerjinin etkisi, üstkümenin çekim kuvvetinin üstesinden gelir.

Araştırmacılar ayrıca üstkümelerin yoğunluğu ve boyutu arasında bir korelasyon buldu ve bu da ters ikinci dereceden bir ilişkiyi ortaya çıkardı.

Çalışma yazarları uluslararası işbirliğinin önemini vurguladılar. Bu çalışmanın sonuçları Estonya, Hindistan, Japonya, İspanya ve Finlandiya’dan bilim adamlarının katılımıyla kolaylaştırılmıştır.



genel-22