Hindistan, birçok yerel ve küresel girişimci ve yatırımcıdan eleştiri aldıktan sonra yakın zamanda sunulan yapay zeka tavsiyesinden vazgeçiyor.
Elektronik ve BT Bakanlığı, Cuma günü endüstri paydaşlarıyla, Güney Asya pazarındaki kullanıcılara bir AI modeli başlatmadan veya dağıtmadan önce artık hükümet onayını almalarını istemeyen güncellenmiş bir AI tavsiyesini paylaştı.
Gözden geçirilmiş kılavuzlara göre firmalara, kullanıcıları potansiyel yanılma veya güvenilmezlik konusunda bilgilendirmek için yeterince test edilmemiş ve güvenilmez yapay zeka modellerini etiketlemeleri tavsiye ediliyor.
Bu revizyon, Hindistan’ın BT bakanlığının bu ayın başlarında birçok yüksek profilli kişiden ciddi eleştiriler almasının ardından geldi. Girişim şirketi Andreessen Horowitz’in ortağı Martin Casado, Hindistan’ın hamlesini “gülünçlük” olarak nitelendirdi.
1 Mart’taki tavsiye kararı aynı zamanda Hindistan’ın yapay zeka düzenlemesine yönelik daha önceki müdahalesiz yaklaşımından da bir geri dönüşe işaret ediyordu. Bir yıldan kısa bir süre önce bakanlık, sektörün Hindistan’ın stratejik çıkarları açısından hayati olduğunu belirterek yapay zeka büyümesini düzenlemeyi reddetmişti.
Yeni tavsiye, bu ayın başındaki orijinali gibi çevrimiçi olarak yayınlanmadı ancak TechCrunch bunun bir kopyasını inceledi.
Bakanlık bu ayın başlarında, tavsiye niteliğindeki tavsiyenin yasal olarak bağlayıcı olmamasına rağmen, bunun “düzenlemenin geleceği” olduğuna ve hükümetin buna uyması gerektiğine işaret ettiğini söyledi.
Tavsiye belgesinde, AI modellerinin Hindistan yasalarına göre yasa dışı içeriği paylaşmak için kullanılmaması gerektiği ve önyargıya, ayrımcılığa veya seçim sürecinin bütünlüğüne yönelik tehditlere izin verilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Aracıların ayrıca, yapay zeka tarafından üretilen çıktıların güvenilmezliği konusunda kullanıcıları açıkça bilgilendirmek için “açılır onay pencereleri” veya benzer mekanizmalar kullanmaları tavsiye edilir.
Bakanlık, aracılara içerikleri benzersiz meta veriler veya tanımlayıcılarla etiketlemeleri veya yerleştirmeleri konusunda tavsiyelerde bulunarak, derin sahte bilgilerin ve yanlış bilgilerin kolayca tanımlanabilmesini sağlama konusundaki vurgusunu korudu. Artık firmaların herhangi bir mesajın “yaratıcısını” belirlemek için bir teknik geliştirmesini gerektirmiyor.