Ghost Whisperer’ı hatırlayan var mı? 2000’li yıllardaki tuhaf derecede sağlıklı şov mu? Şey, Thaumaturge bir bakıma buna benziyor ama sağlıklı olmak yerine, karamsarlığın sınırında; ve kesinlikle bayıldığım varoluşçu bir roman gibi oynuyor. Gelin bir göz atalım ve oyunun neler sunabileceğini görelim.
Adı Wiktor Szulski
The Thaumaturge’de, uzun bir mucizeler serisinin son soyundan gelen, adaşı Wiktor Szulski’yi canlandırıyorsunuz. Thaumaturges, insanların duygularını ve kusurlarının yanı sıra kendilerine çekilen selam verenleri de hissetme konusunda doğuştan gelen bir yetenekle doğmuş insanlardır.
Selam verenler, büyücünün kimliğinin diğer parçası olup, insanların kusurlarına kapılan ruhlardır. Kusurlar, sevgili okurum, travmatik bir olay sonrasında insanın ruhunda oluşan bir nevi “leke”dir.
Örneğin sevgili Wiktor’da beslemeyi veya olduğu gibi bırakmayı seçebileceğiniz Gurur kusuru var. Wiktor’un ilk selamı olan Upyr, aşırı gururu nedeniyle bir kumar anlaşmazlığında ölen geçmişteki Polonyalı bir asilzadenin ruhudur.
Selam verenlerin kendisi, en azından bağlı oldukları kehanetlere karşı zararlı değildir. Bunun yerine, dünyada gezinmelerine ve karşılarına çıkan zorluklarla yüzleşmelerine yardımcı oluyorlar.
Hepsini yakalamalıyım!
Oyun boyunca, güçlerini kazanmak için selam verenlerini ortaya çıkarmanız ve yenmeniz gereken birden fazla kişiyle karşılaşacaksınız. Bu şekilde oyunda ilerleme kaydediyorsunuz. İstatistiklerinizi artırarak güçlenmezsiniz; düşmanlarınıza karşı kullanabileceğiniz yeni hilelerin kilidini açarak güçlenirsiniz.
Bir selam vereni ortaya çıkarmak için kendinizi dünyaya yatırmanız, onun karmaşıklıklarına dalmanız ve önünüze çıkan her yolu keşfetmeniz gerekir. Bu Pokemon’a benzemiyor, öylece savaşarak sona ulaşamazsınız, oraya entrikalarla varmalısınız.
Savaş da oyunda tamamen yok değil, asıl mesele bu değil. Hareketler çok güzel bir şekilde canlandırılıyor ve bir film gibi oynanıyor, ilk birkaç karşılaşmadan sonra gerçekten çok hızlı eskiyorlar.
Savaşın kendisi zamana dayalı ve tur tabanlıdır. Bazı hareketlerin gerçekleştirilmesi belirli bir süre alır. Akıllı davranarak, saldırılarınızı zincirlerken, aynı zamanda düşmanın saldırılarını da bozabilirsiniz.
Zor yoldan öğrendiğim gibi, savaşta gerçekten akıllı olmanız gerekiyor. Tüm dünyaya karşı yalnızca siz ve sizi selamlayan kişi var, tek bir yanlış hamle ve oyun biter.
Thaumaturge Hakkında Sevdiklerim
Thaumaturge’ün varoluşçu bir romanı anımsattığını düşündüğüm ilginç bir hikaye anlatma tarzı var. Kişisel olarak hoşuma giden, kendi doğanızı iç gözlemlemeniz için size ilham veren çok çeşitli karakterlere sahip.
Kesinlikle sevdiğim bir diğer şey ise sanat tarzı, özellikle de oyundaki moda. Eğer yapabilseydim her zaman Wiktor gibi giyinirdim. Oyun istediği zaman muhteşem görünüyor ama sorunları da burada yatıyor.
Thaumaturge Hakkında Sevmediğim Şeyler
The Thaumature’u oynadığım süre boyunca sorunlu bulduğum 2 şey var; biri karşılaştığım performans sorunları, diğeri ise seslendirme.
Oyunun rastgele bölümleri gerçekten akıcıydı ve bilgisayarımın çalışmasını sağladı, diğerleri ise tereyağı kadar pürüzsüzdü. Bunun inceleme yapısından kaynaklanması mümkündür.
Ancak sesin oyunculuğu tamamen başka bir şey, çok tutarsız. Bazı karakterler mükemmel bir şekilde seslendirilirken, diğerleri konuşmayı duymaktan rahatsız oluyor, bu da sizi gerçekten etkiliyor.
Nihai Karar
Hikaye odaklı macera oyunlarına ilgi duyan biriyseniz The Thaumaturge tam size göre bir oyundur. Kabul ediyorum, bazı departmanlarda işler biraz zorlu, ancak bu sorunların çoğu bir veya iki yamayla kolayca çözülebilir.
Başa çıkılması çok zor olan büyüleyici bir deneyim arıyorsanız mükemmel bir oyundur. Hikaye sizi 20. yüzyılın başlarına götürüyor ve yer yer serpiştirilmiş birkaç kurgusal unsurla sizi dönemin gerçekleriyle karşı karşıya getiriyor.
Thaumaturge hakkında ne düşünüyorsunuz? Oynadıysanız görüşleriniz nelerdir? Aşağıdaki yorumları duymak isteriz.
Bu inceleme aşağıdakilere dayanmaktadır: PC versiyonu ile ilgili Thaumaturge. Anahtar sağlandı bsen Halkla İlişkiler’i geliştirin.