Fransa’daki Paul Sabatier Üniversitesi’nden gökbilimciler, Samanyolu’ndaki yakın yıldızların güneş sistemi üzerindeki olası etkisini araştırdı. Gaia uydusunun öz hareketleri ve yıldız paralaksları hakkında bilgi içeren SIMBAD veritabanını, Güneş’in varsayımsal yoldaşları olan “Nemesis” olarak adlandırılan yıldızları aramak için kullandılar.


Kaynak: NASA/ESA/STScI.

Araştırmacılar dikkatlerini, dış güneş sisteminin buzlu kuyruklu yıldız cisimlerinin popülasyonlarını içeren bir bölgesi olan dış Oort Bulutu’ndan geçen yıldızlara çevirdiler. Bu kadar yakın geçişlerin bir sonucu olarak yıldız ve kuyruklu yıldızlar arasındaki çekimsel etkileşimler dış gezegenlerin yörüngelerini değiştirebilir ve kuyruklu yıldızları güneş sistemine gönderebilir.

Oort Bulutu, Güneş’ten 3,2 ışıkyılı kadar uzanan, birçok buzlu kuyruklu yıldız gövdesinin bulunduğu heterojen bir bölgedir. Oort Bulutu’nun içinde kuyruklu yıldızları ve Plüton gibi küçük cisimleri de içeren Kuiper Kuşağı bulunur. Oort Bulutu ile Kuiper Kuşağı arasında Hill Bulutu adı verilen bir bölge de bulunmaktadır. Bu bölgeler uzun yörüngeli kuyruklu yıldızların ana kaynaklarıdır.

Gökbilimciler periyodik olarak Güneş Sistemi’ne çok yaklaşan ve kuyruklu yıldızları Oort Bulutu’ndan iç Güneş Sistemi’ne iten yıldızları arıyorlar. Bu tür yakın geçişler yaklaşık her yüz bin yılda bir meydana gelir; daha nadir olaylar ise yıldızın Güneş’e yaklaşık 52.000 astronomik birim yakınına geldiği her birkaç milyon yılda bir meydana gelir. Bu olaylar, kuyruklu yıldız çekirdeklerinin yörüngelerinden fırlamasına ve ardından dış güneş sisteminin derinliklerine doğru hareketlerine yol açan yerçekimsel rahatsızlıklara neden olur.

Araştırmacılar, SIMBAD veritabanındaki verilere dayanarak potansiyel aday yıldızların bir listesini derlediler. Ayrıca periyodik olarak güneş sistemine çok yaklaşabilecek ve Oort Bulutu ile Kuiper Kuşağını etkileyebilecek diğer yıldızları da incelemeye devam ediyorlar. Bu yıldızların kesin yörüngelerini ve hareketlerini belirlemek, Güneş Sisteminin evrimi ve yapısının daha derinlemesine anlaşılmasına olanak sağlayacaktır.

Olası bir “düşman”, kahverengi cüce arkadaşıyla birlikte yaklaşık 70.000 yıl önce Oort Bulutu’nun kenarını “sıyırdığı”na inanılan bir kırmızı cüce olan Scholz’un yıldızıydı. Şu anda Güneş’ten yaklaşık 22 ışıkyılı uzaklıkta ve muhtemelen iç Güneş Sistemine ulaşması bir milyon yıldan fazla sürecek bir kuyruklu yıldız sürüsü üretti. Bu yaklaşım aynı zamanda Kuiper Kuşağı nesnelerinin yörüngelerini de etkileyebilir. Bu çalışmada vurgulanan bir diğer yıldız ise G tipi yıldız HD 7977’dir. Dünya’dan yaklaşık 247 ışıkyılı uzaklıkta yer alır ve yaklaşık 2,8 milyon yıl önce olası bir yakın karşılaşma yaşanmıştır.

Gökbilimciler yalnızca geçmiş olaylarla değil aynı zamanda gelecekteki karşılaşmalarla da ilgileniyorlar. Olası yaklaşımlardan biri Gliese 710 yıldızıdır. Onun Güneş’in yanından yaklaşık 1,29 milyon yıl içinde, yaklaşık 10.520 astronomik birim uzaklıkta uçması bekleniyor. Oort Bulutu’ndan geçme ihtimali yüksek, bu da kuyruklu yıldızların Güneş’e doğru akışında bir kaymaya yol açabilir. Bazı araştırmacılar bunun yılda yaklaşık 10 çıplak gözle görülebilen kuyruklu yıldızla sonuçlanabileceğini tahmin ediyor.

Bu çalışma Samanyolu yıldızlarının güneş sistemi üzerindeki etkisine dair yeni bilgiler sunuyor. Bu süreçleri anlamak, Güneş Sistemi’nin tarihini ve gelişimini incelemek için yeni fırsatlar açar ve aynı zamanda kuyruklu yıldız cisimlerinin gelecekteki hareketlerini tahmin etmeyi de mümkün kılar.



genel-22