Gökbilimci Karen O’Neill şöyle açıklıyor: “Bunun inanılmaz derecede gaz açısından zengin bir galaksi olduğunu biliyoruz. Muhtemelen gazı çok seyrek olduğu için yıldız oluşumu sergilemiyor.”
J0613+52’yi keşfeden bilim insanları alışılmadık bir olayla karşılaştı. Çalışmaları sırasında düşük yüzey parlaklığına sahip galaksileri incelemek için gökyüzünü araştırdılar ancak yeni nesne orijinal planlara dahil edilmedi. O’Neill şöyle diyor: “Green Bank kazara yanlış koordinatlara yönlendirildi ve bu yeni ve bilinmeyen galaksiyi keşfetti.” J0613+52 çevresinde 112 parseklik bir yarıçap içinde başka gökada bulunmaması onu izole bir istisna haline getiriyor.
Şaşırtıcı olan, J0613+52’nin sıradan sarmal gökadalarla benzer kütle ve gaz içeriği özelliklerine sahip olmasıydı. Ancak yıldızların yokluğu gerçek bir gizemi ortaya çıkarıyor. Cüce gökada J0613+52, alışılmadık şekli ve azaltılmış parlaklığıyla olağan sarmal ve eliptik gökadalardan farklı bir türdür. O’Neill’e göre bu tür nesneler nadirdir ve bol miktarda karanlık maddeyle ilişkilendirilebilir: “J0613+52, %95’e kadar karanlık madde içerebilir.”
J0613+52’de yıldızların bulunmaması, çok seyrekleşmiş ve düzensiz dağılmış olan nötr hidrojen gazının özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Düşük yüzey parlaklığına sahip gökadalar zayıf yer çekimine sahiptir, bu da onların kendi başlarına yıldız oluşturmasını zorlaştırır. Zorlukla evrimleşiyorlar ve gazı yıldızlara dönüştürmek için çok zaman harcıyorlar. O’Neill şöyle diyor: “J0613+52 az gelişmiş bir durumda gibi görünüyor. Bu, ilkel gazdan oluşan yakındaki bir galaksinin ilk keşfi olabilir.” Ek olarak galaksi, komşu galaksilerden yeterli uzaklıkta yer aldığından yerçekimsel olarak onu etkileyemezler, olası çarpışmaları ve birleşmeleri sınırlandırır, bu da yıldız oluşumunun olmamasına neden olur.
J0613+52’nin keşfi karanlık madde hakkındaki bilgiyi genişletiyor. Karanlık maddenin kendisini gözlemlemek imkansız olsa da bilim insanları onun kütleçekimsel etkilerini ölçebiliyor. Karanlık madde, cüce gökadaların oluşum bölgelerinde öncü bir rol oynuyor gibi görünüyor ve gökbilimcilere bu bileşenin Evrendeki dağılımına ilişkin bir tahmin sağlıyor.
Karanlık madde, J0613+52 gibi galaksilerin neden diğer galaksilerle çok sınırlı bir şekilde etkileşime girdiğini de açıklayabilir. O’Neill şunu belirtiyor: “Karanlık madde kabukları, galaksileri ayıran bekçi görevi görüyor. “Temas”ın olmaması, çarpışmalar yoluyla dev yıldızların oluşmasını engelleyebilir. Bunlar ilk oluşanlar arasında yer alan yıldızlardır. Yaşamlarının sonunda süpernova olarak patlarlar ve çevreyi daha sonra yıldızların ve gezegenlerin oluşumu için gerekli olan ağır elementlerle “doldururlar”. J0613+52 ve diğer benzer gökadalarda bu tür elementlerin bulunmaması, yıldız oluşumunun olmayışının nedenleri hakkında daha fazla ipucu sağlıyor.”
Bu, J0613+52 gibi karanlık galaksilerin keşfedildiği ilk sefer değil. 2005 yılında gökbilimciler Başak Kümesi’ndeki VIRGOH1 21 galaksisini keşfettiler. Bu galaksinin de esas olarak karanlık maddeden oluştuğu düşünülüyor. Ancak mahiyeti hakkında farklı görüşler vardır. VIRGOH1 21’in eski bir galaktik çarpışmanın yarattığı gaz ve enkazdan oluşan gelgit kuyruğunun bir parçası olması mümkündür. Bu bağlamda, J0613+52’nin ek gözlemleri bu tür gökadaların doğasının daha iyi anlaşılması açısından önemlidir.
J0613+52’yi ve özelliklerini daha fazla incelemek için daha gelişmiş araçlara ihtiyaç vardır. Yakın gelecekte L-bant kamera ALPACA (Astronomi için Gelişmiş L-Bant Aşamalı Dizi Kamera) Green Bank radyo teleskopuna kurulacak. ALPACA’nın fırlatılması teleskobun görüş alanını genişleterek gökbilimcilerin J0613+52 ve diğer düşük yüzey parlaklığına sahip gökadaları daha derinlemesine incelemesine olanak tanıyacak.