Dijital teknoloji tüm toplumsal kaygıların merkezinde yer alıyor. İşin geleceği, görev otomasyonu, yeni değişim biçimleri ve tabii ki karbon ayak izi. Çünkü evet, dijital teknolojinin çevresel bir maliyeti var. Sorumlu bir şekilde kodlamayı benimsemek ve daha sürdürülebilir bir dijital dünya yaratmak için en iyi uygulamalara göz atalım.

Arcep’e göre dijital teknoloji, bugün dünya çapındaki sera gazı (GHG) emisyonlarının %3 ila 4’ünü ve ulusal karbon ayak izinin %2,5’ini temsil ediyor. Eğer rakam, örneğin sanayi veya tekstil sektörleriyle karşılaştırıldığında mütevazı görünüyorsa, daha yakından bakmamız gereken şey büyümedir. Kurumun raporuna göre dijital teknolojinin çevresel ayak izi hakkında bilgi misyonu Senato kararına göre, yeni önlemler alınmadığı sürece dijital emisyonların önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artması bekleniyor. Bu, 2040 yılına kadar %60’lık bir büyümeyi veya Fransız sera gazı emisyonlarının %6,7’sini temsil edecektir.

İşte “sorumlu kodlama” için beş altın kural.

1. Algoritmanıza dikkat edin

Bir bilgisayar programı, bir algoritma tarafından temsil edilen bir dizi talimat ve veriden oluşur. Bu, belirli bir işlevi olan matematiksel bir hesaplamadır: Sözlükte bir kelimeyi bulmak mükemmel bir örnektir. Birkaç yöntem mümkündür. İlk sayfadaki ilk kelimeyle başlayın ve geçenleri birer birer ortadan kaldırın. Çok daha etkili bir diğer yöntem ise sözlüğü iki parça halinde açıp en alakalı sayfaları bulmaktır. Bu iki yöntem iki farklı algoritma ile modellenebilir. Bununla birlikte, artık en verimli, yani en az kaynak harcayacak ve dolayısıyla görevini yerine getirmek için daha az hesaplama gücüne ihtiyaç duyacak algoritmanın tercih edilmesi zorunludur.

2.RGAA’ya saygı gösterin

Web sitesinin erişilebilirliği geliştiriciler için nadiren bir önceliktir. Bunu rakamlar da gösteriyor: Web sitelerinin neredeyse %97’sinin ana sayfasında dijital erişilebilirlik eksikliği var. Bu da, bugün bunların yalnızca %3’ünün engelli kişiler tarafından erişilebilir olacağı anlamına geliyor. Engelli Kişiler Ulusal Danışma Konseyi. RGAA (Erişilebilirliğin İyileştirilmesine İlişkin Genel Çerçeve) sıklıkla “bir kenara atılıyor”. Ya ek geliştirme süresi (ve dolayısıyla para!) gerektirdiğinden ya da daha basit bir şekilde konuyla ilgili açık bir farkındalık eksikliğinden dolayı. Ancak RGAA, grafik sözleşmesinin renk körlüğü olan kişilere uyarlanabilirliği gibi tüm iyi uygulamaları bir araya getirdiği için mazeret yoktur.

3. Depolama alanınızı optimize edin

Site oluştururken ilk refleks, çok kaliteli görselleri, videoları ve sesleri internete koymaktır. Ancak en önemli kararlar aynı zamanda en fazla enerji yoğun olanlardır; çünkü bunlar sunucularda barındırılmanın yanı sıra İnternet kullanıcıları tarafından da indirilecektir. Böylece çevresel etki katlanarak artıyor. Bu nedenle, en uygun formatları kullanarak sitenizin depolama alanını optimize etme meselesidir. Örneğin fotoğraflar için en iyi formatlar, şeffaflığı ve veri sıkıştırmayı yöneten JPEG veya Webp’dir.

4. Kodunuzu temizleyin

Bir web sitesi veya bilgisayar programı (iyi) geliştirmek için, müşterinin ihtiyaçlarına odaklanmamalı, daha geniş bir şekilde görmeli ve onu her zaman optimize etme amacıyla üretilen kodu eleştirmelisiniz. Çünkü internet kullanıcısının arayüzü kullanırken içinde bulunacağı durumu önceden tahmin etmek imkansızdır. Bu nedenle kodun temizlenmesi sitenizin erişilebilirliğini artırmanın ilk ön koşuludur. Örneğin görme engelli veya görme engelli kişiler, HTML kodunu satır satır okuyarak bunu kelimelerle yorumlayan sesli açıklama araçlarını kullanır. Bu nedenle H1, H2 veya H3 başlıkları gibi etiketleri doğru şekilde yerleştirerek bu sıraya dikkat etmek çok önemlidir.

5. Sayfanızı aydınlatın

Yeni başlayanların ilk hatalarından biri, web sitenizi harici kütüphanelerden alınan animasyonlarla aşırı yüklemektir. Ancak sayfa, öğelerin çoğalması nedeniyle kaçınılmaz olarak ağırlaşır… ve ağa, tarayıcıya ve kullanıcının makinesine daha da fazla yük bindirir, dolayısıyla daha çabuk yıpranır. Bu nedenle, kullanıcı deneyimine hizmet etmiyorlarsa harici kütüphaneleri aşırı kullanmamalısınız. Öte yandan HTTP isteklerini uzak sunuculara sınırlamak için site verilerini lokal olarak içerecek bir önbellek sistemi kurmak da mümkündür. Veri alışverişi, dolayısıyla sayfanın boyutunun küçültülmesi sınırlı olacak ve sitenin çevresel etkisi büyük ölçüde azalacaktır.



genel-15