Bu hafta Sam Altman’ın milyarlarca dolarlık startup OpenAI’nin zirvesinden atılmasıyla tüm startup dramlarının anası olarak kutsandık (lanetlendik mi?). Orada olduğunu nasıl biliyoruz? dram mı? Eşit Vanity Fair yığıldı.

Bakın, OpenAI yönetim kurulu toplantılarının hiçbirine katılmadım, dolayısıyla orada neler olup bittiğini Tanrı bilir. Ancak beyin sapımı kaşındırmaya devam eden bir ayrıntı da Altman’ın “yönetim kuruluyla iletişiminde tutarlı bir şekilde samimi olmadığı” yönündeki alıntıydı. Bu bana çok dikkat çekti, çünkü inşaat şirketlerinden öğrendiğim bir şey varsa o da yönetim kuruluna karşı dürüst ve açık sözlü olman gerektiğidir.

Özellikle kötü haberlerin pek çok nedenden dolayı yönetim kuruluna hızla ulaşması gerekiyor. Bazıları düpedüz sıkıcı geliyor (güvenlik görevleri, kimse var mı?), ama son derece ciddiler. OpenAI veya Sam Altman hakkında hiçbir içeriden bilgim yok ve kimseyi yalan söylemekle suçlamıyorum, ancak kurucuların tüm bu konuşmadan öğrenebilecekleri oldukça iyi bir ders var.

Startup’ların hızlı hareket etme ve işleri bozma konusunda bir itibarları vardır, ancak bu itibar genellikle yönetim kurulu odalarına kadar uzanmaz. Liderler ve yönetim kurulları arasındaki ilişki, bir şirketin başarı öyküsünün kritik bir bileşenidir. Bu ilişkinin altın kuralı nedir? Dürüstlük.

Hayır, kuruluna yalan söyleyemezsin. Bu sadece etik dışı olmakla kalmıyor, aynı zamanda işiniz, ekibiniz ve nihayetinde kendi güvenilirliğiniz üzerinde de geniş kapsamlı sonuçlar doğuruyor.



genel-24