Andreas Mogensen, “mavi jetler” (yukarı doğru yönlendirilen yıldırım) ve “kırmızı hayaletler” (mezosferdeki deşarjlar) gibi olayları yakalamayı umuyor. Bunun bilim ekibi için “en heyecan verici çalışmalardan biri” olacağına inanıyor. 2015 misyonu sırasında çekilen görüntüler, bilim camiasının prestijli dergileri Science and Nature’ın kapaklarını süsledi.
Yıldırım görüntüleri daha önce Amerikan GOES (Geostationary Operational Environmental Satellite) serisi uydular ve yeni Avrupa Meteosat Üçüncü Nesil uydu serisi gibi uydular tarafından yakalanmıştı. Bununla birlikte, insan araştırması, yıldırım gözlemlerinin planlanmasında daha fazla esnekliğe izin verir, çünkü bir fırtına meydana geldiğinde görevler Mogensen’e yeniden atanabilir (eğer yeniden programlanamayacak mevcut bir görevi yoksa).
Mogensen’in görevi 2015 yılında sadece 10 gün sürmüştü ancak şimdi uzayda en az altı ay kalmayı planlıyor. Ayrıca saniyede 100.000’e kadar görüntü çekebilen yeni bir Davis kamerası var.
Kamera nöromorfik prensibe dayanıyor, özel bir çekim yöntemi kullanıyor. Bir deklanşör aracılığıyla ışık toplayarak bir görüntü yakalamak yerine, ışıktaki değişiklikleri ölçer ve bu bilgiyi bir görüntü oluşturmak için kullanır.
Yeni çalışma, bu tür yıldırımların fırtına bulutlarının üst kısımlarının salınması, sera gazları ve aerosollerin stratosfere yayılmasıyla ne ölçüde ilişkili olduğunu analiz etme ve test etme fırsatı sunuyor.