Avrupa Uzay Ajansı (ESA) temsilcilerine göre bu asteroit o kadar küçük ki Dünya için tehlike oluşturmuyordu. Asteroitin yörüngesi Dünya’nın yörüngesiyle kesişseydi, atmosferde yanarak muhteşem bir manzaradan başka bir şey sunmazdı. Teorik olarak gezegenin yüzeyine yalnızca birkaç küçük parça ulaşabilecektir. C9FMVU2 amatör gökbilimciler tarafından bile görülemeyecek kadar küçüktü.
ESA’nın gezegen koruma bölümü başkanı Richard Moysle’a göre, gezegenimize yakın bir yaklaşım, Dünya’nın çekimsel etkisi nedeniyle asteroitin yörüngesini önemli ölçüde değiştirecek.
Bugüne kadar Dünya’ya yaklaşan yalnızca 30.000’den fazla asteroit keşfedildi. NASA’ya göre bunlardan yalnızca 2.300’ü potansiyel olarak tehlikeli olarak değerlendiriliyor.
Bir asteroitin resmi “potansiyel olarak tehlikeli” statüsü alabilmesi için 140 metreden geniş olması ve Dünya’dan 20 ay uzaklığından daha az bir yörüngede olması gerekiyor. Ancak çok daha küçük asteroitler bile bir gezegene çarptığında ciddi yıkıma neden olabilir. Örneğin 2013 yılında 20 metrelik Çelyabinsk göktaşının düşmesi sonucu oluşan şok dalgası binlerce camı kırdı ve cam parçalarıyla yaklaşık 1.400 kişiyi yaraladı.
Bu bağlamda gökbilimciler sürekli olarak yakınımızdaki asteroitlerin haritasını çıkarmak için çalışıyorlar. Potansiyel olarak tehlikeli bir asteroit Dünya ile çarpışma rotasında olsaydı, dünya çapındaki uzay ajansları onu saptırmaya çalışırdı. Örneğin geçen yıl küçük asteroit uydusu Dimorphos’un yörüngesini başarıyla değiştiren DART uzay aracı gibi bir görevde.
Karşılaştırma için, ABD GPS navigasyon ve konumlandırma sistemi uyduları 20.200 kilometre yükseklikte yörüngede dönüyor.