Bir erkek Japon Çalı Ötleğeninin şarkı söylemesi. Kredi: Wikipedia kullanıcısı Alpsdake (CC BY-SA 3.0)

Dünyadaki yaşam, verilerin görkemli bir dansıdır. Arka bahçedeki kuşların şarkılarından orman ağaçlarının kimyasal alışverişine kadar, canlılar arasındaki bilgi alışverişi, varlığın ve evrimin önemli bir parçasıdır. Sabah kahvesindeki arkadaşlık sohbetleri, gazetelerdeki cesur manşetler ve gençlerin TikTok videolarıyla insanlar da bu dansın bir parçası. Şu anda insan verileri, Dünya’nın canlı veri alışverişinin yalnızca bir kısmı, ancak yakında ezici bir baskın kısım haline gelebilir. Eğer aynı şey tüm gelişmiş uygarlıklar için geçerliyse, bu durum uzaylı yaşamı arayışımızı etkileyebilir.

Karasal organizmalar arasındaki veri alışverişinin hızına ilişkin kesin bir ölçüm elde etmek neredeyse imkansız olsa da, oranı büyüklük sırası olarak tahmin edebilirsiniz. Bunu yapmanın bir yolu, Dünya üzerindeki yaşamın büyük kısmını oluşturdukları için canlı hücrelerin sayısına ve onların veri alışverişine bakmaktır. Çeşitli araştırmalara göre, bakteriler gibi prokaryotların toplam sayısı yaklaşık 10’dur.29 hücreler. Bu hücreler yaklaşık üç saat içinde tek bir bitlik bilgi alışverişinde bulunurlar, yani çok geniş anlamda Dünya’nın biyosferi yaklaşık 10 saat boyunca bilgi alışverişinde bulunur.24 Her saniye bir parça bilgi.

Buna karşılık teknosferin veya insanlar tarafından değiştirilen dijital bilgilerin toplamının tahmin edilmesi biraz daha kolaydır. İnternet veri alışverişine dayanarak bit hızımız yaklaşık 10’dur15 bit/saniye, yani biyosfer oranının milyarda biri. Ancak biyosfer zaman içinde nispeten istikrarlı olsa da (ara sıra meydana gelen kitlesel yok oluşlar dışında), dijital verilerimiz üstel bir hızla büyüyor. Teknosferimiz tarihsel hızlarda genişlemeye devam ederse, bir asırdan kısa bir sürede biyosferi geride bırakacak. Bu araştırma dergide yayınlandı Hayat.

Peki bunun uzaylı uygarlıklarla ne ilgisi var?

Veriler fiziksel düzeyde değiş tokuş edilir. Kimyasal etkileşimler, optik fiber veya elektrik devreleri yoluyla olsun, tüm verilerin oluşturulması ve sürdürülmesi güç gerektirir. Şu anda bu enerji biyosfer verilerine odaklanıyor, ancak kozmik göz açıp kapayıncaya kadar teknosfer verilerinin hakimiyeti altına girebilir. Bu eğilim gelişmiş uygarlıklara özgüyse, akıllı yaşama sahip bir gezegenin güç spektrumunun biyolojik değil teknolojik olması daha olasıdır. Bu nedenle, belirgin bir sentetik termal imza arayarak yabancı bir uygarlığın dünyalarını ayırt edebiliriz.

Ama biz bile uzaylılarla ilgilenmiyoruz, büyüyen teknosferin Dünya’daki yaşam için önemli sonuçları olacak. İnsanların halihazırda Dünya’nın biyolojik çeşitliliği ve küresel sıcaklıklar üzerinde muazzam bir etkisi var. Üstel büyüme eğilimimizi sürdürürsek, insan dışı yaşama ilişkin veri kaynaklarını önemli ölçüde azaltabiliriz. Belki de bu konuşmamız gereken bir konu.

Daha fazla bilgi:
Manasvi Lingam ve diğerleri, Biyosfer ve Teknosferde Gezegensel Ölçekte Bilgi İletimi: Sınırlar ve Evrim, Hayat (2023). DOI: 10.3390/life13091850

Universe Today tarafından sağlanmıştır


Alıntı: Araştırmacılar (2023, 7 Eylül) 9 Eylül 2023 tarihini https://phys.org/news/2023-09-humanity-out-communicate-life-earth adresinden aldı, insanlığın 90 yıl içinde Dünya üzerindeki tüm yaşamdan daha iyi iletişim kuracağını söylüyor -yıllar.html

Bu belge telif haklarına tabidir. Özel çalışma veya araştırma amacıyla yapılan her türlü adil işlem dışında, yazılı izin alınmadan hiçbir kısmı çoğaltılamaz. İçerik yalnızca bilgilendirme amaçlı sağlanmıştır.



uzay-1