TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde TÜBİTAK 1004 Programı Kapsamındaki Yüksek Teknoloji Platformları Değerlendirme Toplantısı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal katılımıyla gerçekleştirildi.
TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı kapsamında desteklenen 20 Platform Yöneticisi ve Ortaklarının katıldığı toplantıda platformlarda yürütülen projelere ilişkin sunumlar yapıldı.
Toplantıda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Önümüzdeki dönemde bu kaynakları artıracağız Sizler yeter ki güçlü şekilde yolunuza devam edin. Yeter ki bu çalışmalar Türkiye’nin kalkınma yolculuğunda çarpan etkisi oluşturacak, katma değer yaratacak işlere dönüşsün” ifadelerini kullandı.
Bakan Kacır, “Türkiye’nin milli teknoloji hamlesini gerçekleştirmekten başka seçeneği yok Türkiye kritik teknolojilerde bir sıçrama, bir atılım ortaya koymadığı müddetçe biz orta gelir tuzağını aşamayız. Kişi başına gelirimizi otuz, kırk bin dolarlara çıkaramayız. Ha daha zengin olmamız çok önemli değil. Mevcutla yetinelim diyorsak dahi Şu coğrafyada tam bağımsızlık iddiamızı sürdüremeyiz. Yani bizi bu coğrafyada da rahat bırakmazlar. Dolayısıyla bizim her alanda muhakkak bu hamleyi gerçekleştirme zorunluluğumuz var.” diye konuştu.
“Pek çok alanda aslında Türkiye son 20 yılda büyük bir atılım gerçekleştirdi. Bu atılımda şüphesiz bilim insanlarımızın, araştırmacılarımızın da eşsiz katkıları oldu. Ama biraz vites yükseltmeliyiz. Biraz daha heyecanımızı ve hızımızı artırmak zorundayız iş birliklerimizi daha ileri düzeylere çıkarmak zorundayız.” hatırlatması yapan Kacır, “Ben bu programı önemsiyorum. Bakan yardımcılığım döneminde de dikkatle takip ettim. Ve elimizden gelen desteği de her daim sunmaya çalıştık. Dünyayla kıyasladığımızda mütevazı görülebilir. Ama Türkiye şartlarında da şimdiye kadar bu alana odaklanmış en önemli kaynağı aslında sağlamış olduk. Biz önümüzdeki dönemde bu kaynakları artıracağız Sizler yeter ki güçlü şekilde yolunuza devam edin. Yeter ki bu çalışmalar Türkiye’nin kalkınma yolculuğunda çarpan etkisi oluşturacak, katma değer yaratacak işlere dönüşsün.” değerlendirmelerinde bulundu.
“Bilimsel çalışmalara sunduğumuz destekleri sanayi alanına sunduğumuz yatırım teşvikleriyle ve teknoloji ekosistemine sunduğumuz AR-GE teşvikleriyle bütünleştireceğiz”
Bakanlığın isminden 2018 yılında “Bilim” çıkmış olsa etki alanı ve sorumluluk yetki alanından bilim faaliyetlerinin çıkmadığını vurgulayan Kacır, “ TÜBİTAK, Türkiye Bilimler Akademisi, AR-GE teşviklerindeki çalışmalar halen bilimsel faaliyetlerle çok yüksek bir münasebetimiz bu alanlarda yüksek bir sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğumuzun da bilincindeyiz. Ve bilim, sanayi ve teknoloji politikalarının bir arada olmasının da Türkiye için çok hayati olduğunun bilincindeyiz. Bu anlayışla halihazırda bilimsel çalışmalara sunduğumuz destekleri önemli ölçüde sanayi alanına sunduğumuz yatırım teşvikleriyle ve teknoloji ekosistemine sunduğumuz AR-GE teşvikleriyle önümüzdeki dönemde bütünleştireceğiz.” dedi.
Bakan Kacır, “Sizlerin çalışmalarına Sanayi ve Teknoloji ekosistemindeki özel sektörün daha fazla katkı vermesini sağlayıcı düzenlemeler yapacağız. Böylelikle ümidimiz özel sektörün yatırımlarının ve AR-GE faaliyetlerinin de bilimsel tabanlı olarak hızlanmasını sağlamaktır. İnşallah bunu başardığımızda mevcut kaynaklar da bugünkünün birkaç misline hızla erişecek” diye konuştu.
“Uluslararası iş birliklerinizi güçlendirin”
Bakan Kacır, Platform yöneticilerine bazı uyarılarda da bulundu: “Platform kendi içindeki en zayıf halkası kadar kuvvetli oluyor. Yönetişimi yapanların problemlerinin üstünü örtmek yerine varsa problemler gerekirse oyuncu değişikliklerini hızlı yapmak gibi bir sorumluluğu var. Bir başka önerim sizlere uluslararası iş birliklerini güçlendirmek olacak. İçimize kapandığımız bir araştırma faaliyetine dönüşmemeli bunlar. Avrupa Birliği programlarıyla ilgili bazı çalışmalar dinledik, sunumlarda. Bunları çok değerli gördüğümü ifade edeyim. Ama Dünya Avrupa Birliği’yle sınırlı değil. Dünya çok büyük küresel ar-ge harcamaları için de Avrupa Birliği’nin payı da eskisi kadar iddialı değil. Bazı sektörlerde, bazı alanlarda tek başına Çin, Avrupa Birliği’nden daha fazla. Hatta Avrupa Birliği’nin toplamının birkaç misli araştırma bütçesi harcıyor Kore, Japonya, Hindistan gibi ülkelerin çok ciddi araştırma fonları araştırma kurumları var. Yani dünyanın dört bir İş birliği yapmamız mümkün olabilecek pek çok müessese var. Bunların bence etkin şekilde farkında olmak ve onlarla birlikte bu portföydeki projeleri yürütmeye çalışmak bize hız kazandırabilir. Elde edeceğimiz neticeleri ekonomik ölçek kazandırabilir Onların bizden ileri olduğu işler vardır. Bizim onlardan ileri olduğumuz işler vardır. Karşılıklı bir kazan kazan ortaya çıkarabiliriz. Yani araştırma ekosistemimizin yüzünü Avrupa’ya dönmüş olmasından memnuniyet duymayla birlikte boynunun tutulmamasını tavsiye ediyorum. Her tarafa, herkesin bakmasında yarar var. “
Bakan Kacır ”Sadece Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak bilmenizi isterim ki sonuna kadar yanınızdayız, arkanızdayız. Yeter ki bu işlerden bir an evvel Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna katkı verecek. Tam bağımsızlık iddiasını güçlendirecek neticeler almak için sizler gayretlerinizi sürdürün. Bizler de elimizde ne varsa, hangi imkan varsa hem mevcutları harekete geçirmek hem de eksik kalanlar için de yeni imkanlar bulmak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz.” vurgusu yaptı.
“Yeni güçlüklere çözüm üretmede platform yapılar devreye giriyor”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, toplantıya ilişkin yaptığı değerlendirmede 1004 programının önemini anlattı: “Şimdi tabii şu an dünyada küresel boyutta ve ülkemizde karşılaştığımız güçlükler var. Yaşanan güçlükler. Bunun en iyi örneği pandemiyle birlikte başladı. Pandemi döneminde en gelişmiş ülkelerini dahi ne kadar hazırlıksız olduklarını gördük. İhtiyaçlara, sorunlara çözüm oluşturma amaçlı yeterli olunamadı. Ve şu an iklim odaklı başlıklara bakarsak gıda arz güvenliği, enerji güvenliği, su güvenliği işte kritik ham maddelere ulaşma noktasındaki güçlükler gittikçe artıyor. Geçmişteki bilgi üretme yaklaşımlarımız bugünün zorluklarına çözüm oluşturabilmede yeterli olamayacak. Çok acil ve ihtiyaç noktalarındaki başlıklarsa oldukça karmaşık sorunların içerdiği güçlükler Bu nedenle çözüm arayışının içerisinde ne sorusunun yanında, niçin sorusunun yanında, nasıl sorusunun cevabı çok daha kritik hale geliyor. Yani sorunun ne olduğunu biliyoruz. Niçin önemli olduğunu biliyoruz ama nasıl çözüm oluşturabileceğimiz noktasında yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç var. Işte 1004 platformları da tam bu amaca yönelik bizim 2018 yılında tasarlamış olduğumuz 2019 yılında başlangıcını yapmış olduğumuz ve bugün özellikle ilk 8 tanesi yürürlükte olan platformlarımızı dinlediğimiz zaman bunun amacına uygun katkı verme noktasında hızla ilerlediğini görüyoruz.”
Platformun ne olduğunu da açıklayan Mandal, “İlgili paydaşların tümünün bir araya gelerek birlikte çalıştıkları bir yaklaşım demek. Bu platformların içinde bilgiyi öğretecek olan üniversiteler var, çıkacak olan teknolojiyi kullanacak olanlar var. Yani dolayısıyla bilgiyi öğreten kurumlarla o bilgiyi kullanacak olan kurumların birlikte çalışıyor olması çok önemli. Sonuca ulaşma noktasında birbirinden öğrenmesi, birinin çıktısının diğerinin girdisi olması bunun teknolojik bir ürüne dönüşmesi noktasında ayrık yapıları biz bir platformla, platformlarla bir yere getirmeye çalıştık” dedi.
“Avrupa Komisyonu bu programın bir örnek model olduğunu belirtiyor”
Bu programın ilk örneklerinin toplantıda sunum yaptığını hatırlatan Mandal,” Sağlık ve tarım gibi önemli ihtiyaç noktalarında görüyoruz. Türkiye’nin ihracatının yüksek olduğu kalemlerdeki başlıklarda görüyoruz Ve yine iklim odaklı başlıklarda görüyoruz enerjide, gıdada, suda gibi birçok başlık altında bu çözümlere yönelik bu başlatılan girişimlerin bir boyutuyla bilgi üretmek noktasında önemli boyutuyla da insan kaynağı yetiştirme noktasında. Çünkü bu platformların içerisinde deneyimli hocalarımız olduğu gibi aynı zamanda genç bilim insanlarımız ve bursiyerlerimiz de var. Dolayısıyla bu da geleceğe yatırım noktasında önemli.” diye konuştu.
Prof. Dr. Mandal, “Bunlar içine kapalı yapılar olarak değil uluslararası boyutta da bu sürecin içinde olan kurumlarla yani Avrupa’daki kurumlarla özellikle birlikte çözüm oluşturmaya çalışıyorlar. Biz bunu çok kıymetli buluyoruz ve Avrupa Komisyonu özellikle bu programın bir örnek model olduğunu, Türkiye modeli olduğunu belirtiyor. Çünkü biz bu modeli kendimiz geliştirdik. Bu modelin herhangi bir ülkeden alınıp uygulanması gibi bir referansımız yok. Yani ülkemiz Bu platformları kendisi geliştiriyor. Ve bugünkü toplantıya özellikle Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın katılmış olması, YÖK Başkanımızın katılmış olması da bu işin ana aktörler tarafından sahiplenilmiş olması önemli. Burada Türkiye’nin geleceği açısından beklentinin çok daha kritik olduğunu bir diğer ifadeyle de daha fazla sorumluluk alınması gerektiğini gösteriyor. 20 tane dinlediğimiz 8’i mevcut, artık önemli bir ölçüde yolun yarısını geçmiş olan platformlarımızla daha yeni Ağustos ayında dahil olabilecek 12 platformumuzun, yeni başlamış platformlarımızın ülkemizin geleceğinde kritik teknoloji geliştirilmesinde ama daha da önemlisi bu teknolojilerin ülkemizin ihtiyaçları için çözüm oluşturma noktasında önemli misyon edineceğini, görevler edineceğini düşünüyorum. Bundan dolayı da başarılı, etkin bir toplantı değerlendirdiğimizi gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Mandal, “Bu toplantının çıktılarını önce kendi aramızda değerlendireceğiz. Ve sonrasında da tekrar platform yöneticileriyle bir araya gelip daha iyi neler yapabiliriz bunları birlikte değerlendireceğiz.” Diyerek sürece ilişkin bilgi paylaştı.
TÜBİTAK 1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı nedir?
TÜBİTAK 1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı destekleri, Yükseköğretim kurumları araştırma altyapılarının, Sanayi Ar-Ge ve tasarım merkezleri ve kamu Ar-Ge birimleri ile iş birliği yaparak ihtisaslaşması ve mükemmeliyet merkezi haline gelerek geliştirdikleri ürün ve teknolojileri özel sektöre transfer edebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturuldu.
Ayrıca rekabete imkân sağlama ve kamu kaynağının doğru ve etkin kullanılmasının yanı sıra desteklenen çok sayıdaki araştırmacı ve bursiyer ile Ulusal hedef ve politikalar kapsamında belirlenen öncelikli alanlarda ve kritik teknolojilerde gerekli kritik kitle sağlanmış olacak.
1004 Programı kapsamında, yeni patentlerin çıkması, yerli ve milli ürünlerin geliştirilmesi ve Türkiye’nin uluslararası platformlarda rekabet gücünün artırılması amacıyla; ileri teknolojik malzemelerin ve yeni imalat teknolojilerinin kullanıldığı batarya paketi tasarımı ve üretimi, kronik kompleks hastalıklar ve kanser için mikro medikal ürünlerin geliştirilmesi, katma değerli ileri nanoteknolojik malzemelerin ve sistemlerin geliştirilmesi, gıda arzı güvenliği, sürdürülebilir tarım teknolojileri, nöroteknoloji ile akıllı şehirlerin alt yapısına yönelik yeni teknolojilerin geliştirilmesi gibi stratejik hedeflere yönelik olarak; 2018 yılında yayınlanan ilk çağrı kapsamında 8, 2021 yılında yayınlanan ikinci çağrı kapsamında 12 araştırma programı desteklendi.
Desteklenen 20 araştırma programı ile toplamda 252 farklı projede; 70 üniversite, 109 özel sektör kuruluşu, 6 araştırma altyapısı ve 6 kamu Ar-Ge birimi bünyesinde toplam 1550 araştırmacı ve 959 bursiyer yer alıyor. Söz konusu destekler Milli teknoloji hamlesi için gereken nitelikli insan kaynağı yetiştirme hedefine katkı sağlıyor.