Fransız bir kadının “uzaydan gelen bir taş” tarafından vurulduğunda nasıl yaralandığına dair hikayesi, ağda skandal bir popülerlik kazanıyor. Ancak uzmanlar, bu “göktaşı” hikayesinin göründüğü gibi olmadığını öne sürüyor.
Kuzeydoğu Fransa’daki Chirmec komününde yaşayan bir kişi, 6 Temmuz’da yerel saatle sabah 4 civarında terasında otururken çatıya bir darbe sesi duyduğunu söyledi. Sonra çatıdan bir taş düştü ve ona çarptı. Saldırının kurbanı DNA gazetesinden (Les Dernières Nouvelles d’Alsace) gazetecilere şunları söyledi:
Çatıda güçlü bir “patlama” duydum. Sonraki saniye, kaburgalarımda bir darbe hissettim. İlk başta bunun bir hayvan, yarasa olduğunu düşündüm. Fayanslara uyguladığımızı çimento sanmıştık ama rengi farklıydı.”
Gazete, iddia edilen uzay taşının siyah ve çok sayıda keskin kenarı olan bir fotoğrafını bile yayınladı.
Ancak “göktaşı” teorisi hakkında ilk şüphelere yol açan bu fotoğraflardı. Paris Gözlemevi astronomu Jeremie Vaubaillon, fotoğraftaki kayanın kesinlikle uzaydan gelmediğini açıkladı:
Resimler, bunun bir göktaşı OLMADIĞINI AÇIKÇA gösteriyor! Bu kayanın bir göktaşı olamayacak kadar çok açısı var. Atmosferde uçarken, çevreleyen süper sıcak plazma nedeniyle kayanın eridiğini unutmayın. Bir buz küpünün nasıl eridiğini hayal edin: Hızlı bir şekilde keskin parçalar kalmaz. Aynı şey, atmosferden geçerken bir göktaşına da olur.
Vaubion ayrıca taşın “kabarcıklı” ve pürüzlü bir yüzeye sahip olduğunu kaydetti. Bu özellik volkanik kayaçların karakteristiğidir.
FRIPON’dan (Fireball Recovery and InterPlanetary Observation Network) bir astronom olan François Colas, bir göktaşının gökten düştüğünde yüzeye yaklaşık 300 km/s hızla çarptığını açıkladı. 6 Temmuz’da düşen kaya bir göktaşı olsaydı çatıya zarar vermesi gerekirdi ama olmadı.
Ek olarak, FRIPON derneği meteorların neden olduğu ışık parlamalarını izliyor, ancak 6 Temmuz’da bölgede böyle bir parlama kaydedilmedi. Kolas’ın da belirttiği gibi, böyle bir nesne gözden kaçamazdı.