Microsoft, füzyon yoluyla üretilen elektriğin tedariki için ilk ticari sözleşmeyi imzaladı. Helion Enerji ile sözleşme imzalandı. Üstelik oldukça spesifik tarihlerin olması da dikkat çekiyor. Helion Energy, 2028 yılına kadar yükümlülüklerini yerine getirebileceğine inanmaktadır.



Helion Enerji’nin hedefi, en az 50 MW kapasiteli bir reaktörü şebekeye bağlamak. Bu fazla bir şey değil ama bu durumda güç hiç önemli değil.

Bir niyet anlaşması imzalamaktan bahsettiğimizi düşünebilirsiniz, ancak hayır: şirketler, diğer şeylerin yanı sıra, yerine getirilmemesi durumunda mali yaptırımlar içeren tam teşekküllü bir bağlayıcı anlaşma imzaladılar.

Buradaki sorun şu ki, şu anda hiç kimse pozitif enerji verimiyle, yani alınan enerji harcanandan daha fazla olan bir termonükleer füzyon reaksiyonu gerçekleştirmeyi başaramadı. Geçen yılın sonunda, Kaliforniya’daki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’ndan bilim adamları bu alanda bir atılım bildirdiler. Sonra harcanandan bir buçuk kat daha fazla enerji almayı başardıklarını söylediler. Bununla birlikte, önemli olan nokta, böyle bir tahminin yalnızca doğrudan reaksiyonun kendisi için geçerli olmasıdır. Ve “soketten” gücü, yani bu durumda lazerleri pompalamak için harcanan gücü hesaplarsak, o zaman yakınlarda bile pozitif bir enerji dengesi yoktu.

Bu arada Helion Energy, manyetik hapsetme füzyonu ile atalet hapsetme füzyonu teknolojilerini birleştiren, manyetik atalet füzyonuna dayalı bir füzyon tesisi üzerinde çalışıyor. Şirket, yakıtı 100 milyon dereceye kadar ısıtan ve plazmayı sıkıştırmak ve sınırlamak için manyetik alanlar kullanan, plazma yükseltici adını verdiği bir cihaz geliştiriyor.

Helion’un finansal açıdan bu kadar riskli bir adım atmasına hangi başarıların izin verdiği henüz belli değil. Bu bir pazarlama hilesi değilse, o zaman belki de şirketin termonükleer füzyonun beş yıl içinde ticari olarak bulunabileceğine inanmak için nedenleri vardır.

Ancak bazı bilim adamları, Helion’un açıklamalarının son derece cesur olduğuna inanıyor.

Duyduğum en cüretkar şey olduğunu söyleyebilirim. Böyle konularda asla asla demem. Ama başarılı olurlarsa harika olur.


Chicago Üniversitesi teorik fizikçisi Robert Rosner



genel-22