TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü’nde bulunan Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet (MEDİBİYO) ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi (BKTM), TÜBİTAK Gebze Yerleşkesinde düzenlenen törenle açıldı. Açılış törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal katıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, açılış töreninde yaptığı konuşmada, TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü’nün, aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncül merkez olacağını belirterek, “Farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik ilaç ve aşı adaylarını hücreden başlayarak üretilebileceğiz. Kanser tedavisinde önemli yere sahip hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz.” dedi.
KBRN tehditlere karşı savunma ürünlerinin testleri kampüsteki merkezde yapılacak
Bakan Varank, Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nde de Türkiye’nin milli güvenlik ihtiyaçlarının önemli kısmını karşılayacaklarını aktararak, Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) tehditlere karşı savunma ürünlerinin, uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarının bu merkezde yapacaklarını kaydetti. AR-GE faaliyetlerinin de yürütüleceği merkezin, Milli Savunma Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının desteği ve iş birliğiyle hizmet vereceğini söyleyen Varank, şunları kaydetti: “Kampüsümüzün aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncül merkez olacağından emin olun hiç şüphemiz yok. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, Türkiye’nin uluslararası arenada sağlık inovasyonu ve biyoteknoloji liderliğini destekleyecek. Ayrıca sağlık alanındaki sıra dışı araştırmalara, yenilik ve ilerlemelere öncülük edecek. Burada gerçekleştirilecek çalışmaların, ülkemize, insanlığa ve dünyanın geleceğine büyük katkı sağlamasını temenni ediyorum.”
Varank, sağlığın da teknolojik gelişmelerden etkilenerek değişim geçiren sektörlerin başında geldiğini anlatarak, tedavi yöntemlerinin çok daha spesifik hale getirileceğini, biyoteknolojik aşı ve ilaç alanında çok daha etkin araştırmalar yapılmasının mümkün hale geleceğini bildirdi. Pandemi döneminde en çok konuşulan biyoteknolojik aşı ve ilaçları üretebilen ülkelerin bu sürece yön verdiğine işaret eden Varank, Türkiye’nin bu dönemde yerli üretime odaklanarak 14 günde vatandaşlara nefes olan yerli solunum cihazını seri üretim aşamasına getirdiğini anımsattı. Bakan Varank, hızlıca aşı ve ilaç çalışmalarına başladıklarını, bilim insanlarının önünü açtıklarını ve öğrencileri araştırma projelerine dahil etmek için STAR destek programını oluşturduklarını belirterek, bu projeler sayesinde aşı ve ilaç geliştirilmesi noktasında önemli insan kaynağı kapasitesine sahip olduklarını kaydetti.
Yüzde 70 bakanlık destekli kümelenme destek programı çağırısına çıkılacak
Yakın zamanda Akıllı Yaşam, Sağlık Ürün ve Teknolojileri Yol Harita’sını kamuoyuna ilan ettiklerini hatırlatan Varank, burada hedeflere ulaşabilmek için şimdiye kadar birçok adım attıklarını söyledi. Aşı ve ilaç sektörünü, öncelikli yatırımlar kapsamında teşvik ettiklerini bilgisini paylaşan Varank, şunları kaydetti: “TÜBİTAK burs ve destek programlarıyla, 2002’den günümüze aşı ve ilaç alanında 5 binden fazla projeye 10,5 milyar lira kaynak aktardık. İlaç alanında faaliyet gösteren AR-GE Merkezi sayısını 41’e çıkardık. Teknopark ve AR-GE merkezlerindeki aşı ve ilaç sektörüne yönelik çalışmalar yürüten firmalara bugüne kadar 5,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık. Biz sağlık alanına yaptığımız desteklerin kapsayıcılığını her geçen gün artırıyoruz. Bu noktada bugün bir müjdemiz de sizlerle yine paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki günlerde kümelenme destek programı kapsamında yeni bir kümelenme destek çağrısına çıkıyoruz. İlaç, biyoteknoloji ve medikal alanında çalışan şirketler ve start-uplar, bu çağrıya başvurup desteğimizden faydalanabilecekler. Burada ortak laboratuvar test analiz sertifikasyon hizmetleri ile akademik ve teknik danışmanlık hizmetlerinin yüzde 70’ini bakanlık olarak üstleneceğiz.”
Gelecekte karşılaşabileceğimiz virüslere, bakterilere hazırlıklı olabilmemiz için bu merkez önemli
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da törende yaptığı konuşmada pandemi dönemini hatırlatarak, “Üç yıl evvel yine bu zamanlarda evlerimizden dışarı çıkamıyor, dışarıda da maskeli dolaşıyorduk. Her gün akşam televizyonlarda kaç kişinin vefat ettiğini veya virüse yakalandığını izliyorduk. Belki bugün için unutmuş gözüküyoruz. Ama gelecekte bunları yaşayamayacağımızın hiçbir garantisi yok. Gelecekte belki iklim değişikliği başta olmak üzere değişik sebeplerle bu bağışıklığımız olmayabilir veya bugün için var olmayan virüslerle, bakterilerle karşı karşıya kalabiliriz. Bunlara hazırlıklı olabilmemiz için bugün açılışını yaptığımız kampus büyük önem taşıyor” dedi. Üç yıl evvel başlatılan çalışmalarda, laboratuvarda yapılan çalışmalarla özel sektördeki üretim çalışmalarının arasındaki ölçek büyütme ve pilot üretime ihtiyaç olduğunun tespit edildiğini ifade eden Mandal, Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezinin, bu çalışmalara ev sahipliği yapacağını belirtti. Merkezin, sadece TÜBİTAK’ın bünyesindeki araştırmacılara değil, Türkiye’deki hem üniversitelerimize hem de firmalarımıza katkı vermek üzere hazırlanmış bir altyapı olduğunu kaydeden Mandal, “Dolayısıyla üniversitede geliştirilen temel araştırma düzeyindeki çalışmaların üretim aşamasına geçerken ihtiyaç duyacağı gerekli donanım ve altyapıya sahip olduğu bir merkez” diye konuştu.
Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi çalışmaları pandemi döneminde başlatıldı
Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi çalışmalarının COVID 19 döneminde, TÜBİTAK koordinasyonundaki “COVID 19 Türkiye Platformu” kapsamında başlatıldığını hatırlatan Mandal, “Bugün gelmiş olduğumuz noktayı çok kıymetli buluyorum. Ülkemizin bölgesel ve küresel boyuttaki büyümesi önemli. Aynı zamanda artan tehditlere karşı geleneksel silah ve mühimmatların yanında biyolojik, kimyasal, radyolojik ve ya nükleer tehditlere de hazır olunması gerekiyor. Ülkemizde geliştirilecek olan cihazlar ve yine biyoteknolojik aşılar kapsamında geliştirilen ürünlerin testi ve bunların geliştirilmesi için olan ikinci alt yapımız Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezimiz olarak hizmet verecek. Biz esasında bunun nasılını yani gelecekte bu süreçlerin nasıl üstesinden geleceğimizi, COVID 19 Türkiye Platformundan elde ettiğimiz deneyimden yola çıkarak gerçekleştireceğiz. COVID 19 Türkiye Platformunda 436 araştırmacımız bir araya gelip, 17 farklı projeyi çalışmışlardı. Dolayısıyla bu altyapı bunun uygulama aşamasında önemli bir katkıda bulunacak” diye konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a teşekkürlerini ifade eden Mandal, “Birçok açılışı kendileriyle birlikte yapıyoruz ama buradaki açılışın benim açımdan çok kıymetli. Bakanımız bu sürecin en başından itibaren verdiği önemi hem heyecan noktasında, hem de sorumluluk noktasında ortaya koydu. Bakanımız başta olmak üzere bu sürece emek veren, katkı veren çalışma arkadaşlarıma; destekleyicilerimiz olarak başta Strateji Bütçe Başkanlığımıza, Avrupa Birliği’ne ve iş birliği yaptığımız kurumlar açısından da Milli Savunma Bakanlığımıza ve tüm ilgili paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmaların ardından Bakan Varank, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz ve davetliler kampüsün açılış kurdelesini kesti ve kampüsü gezdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Ağustos 2020 tarihindeki TÜBİTAK Mükemmeliyet Merkezleri Açılış Töreni’nde “Uçtan uca aşı ve ilaç geliştirilmesine imkan veren ileri seviye bir merkez kuruyoruz” ifadeleriyle TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü’nün açılacağını açıklamıştı.
İlaç ve Aşı Üretimi İçin Bir Pilot Tesis Niteliğinde Olacak
Biyoteknolojik ilaç ve aşı adaylarının hücreden başlayarak geliştirip, üretilebileceği ve laboratuvar analizlerinin yapılabileceği Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi’nde (MEDİBİYO), ihtiyaç duyulması halinde yeni bir üretim tesisi kurulmasına olanak sağlayacak ek bir kurulum alanı da bulunuyor. Merkezde, tek-kullanımlık teknolojilerin kullanıldığı ilaç regülasyonlarına uygun bir pilot ölçek üretim alanı ve biyoteknolojik ilaç geliştirmeye yönelik ArGe çalışmalarının gerçekleştirileceği laboratuvar alanı da mevcut.
Yeni Tanı ve Tedavi Sistemlerine Katkı Sağlayacak
MEDİBİYO, aşı ve ilaç adaylarının klinik öncesi çalışmalarının tamamlanabileceği bir merkez olarak öne çıkıyor. Bu ünite sadece bu merkezin çalışmalarına bütünlük sağlamanın yanı sıra ülke için yeni tanı ve tedavi sistemlerin geliştirilmesine yönelik vizyoner projenin oluşturulmasına katkı sağlayacak. MEDİBİYO nitelikli alt yapısı ile yurt dışındaki birçok benzer merkezlerle ortaklık kurabilecek, merkez alt yapısını yeni uluslararası projeler ile geliştirebilecek ve ilaç sektörünün ihtiyacı olan insan gücünü yetiştirebilecek kapasitede.
Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nde (BKTM), Türkiye’nin Milli Savunma ihtiyaçlarına yönelik yerli ve ithal Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) tehditlere karşı savunma ürünlerinin uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlar yapılacak. Yerli ve Milli Teknoloji ile üretilen ürünlerin bu merkez bünyesinde testlerinin yapılması hem yurtdışına döviz çıkışını azaltacak, ayrıca gizlilik mevzubahis olan konularda güvenliği sağlayacak.
MSB’nin İhtiyaçları Karşılanacak
Milli ve Askeri Savunmada ihtiyaç duyulan sistemlerin ve teçhizatın, biyolojik ve kimyasal ajanlara karşı performans ve etkilerinin incelenmesi, değerlendirilmesi amacıyla Dünyada kabul görmüş standartlara uygunlukları açısından kontrollerinin gerçekleştirilmesi merkezin vereceği hizmetlerin başında geliyor. Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerinin de yürütüleceği bu tesis, milli ve askeri savunmada ihtiyaç duyulan sistemlerin ve teçhizatın, biyolojik ve kimyasal ajanlara karşı performans ve etkilerinin incelenmesi, değerlendirilmesi amacıyla belirli otoritelerce kabul görmüş standartlara uygunlukları açısından kontrollerinin sağlanması kapsamında MSB desteği ve iş birliği ile hizmet verecek. Uluslararası bilinirliğin sağlanması ve dost-müttefik ülkelerin savunma ürünlerinin testleri bu merkezde yapılacak. 16 bin 200 metrekare kapalı toplam alana sahip merkez, 6 bin 700 metrekare Biyoloji Test Bloku, 6 bin 500 metrekare Kimya Test Bloku, 3 bin metrekare idari alandan oluşan büyük bir kompleks olarak dikkat çekiyor.