Twitter bugün, yaklaşık 100 bağımsız araştırmacı ve insan hakları aktivistinden oluşan bir danışma grubu olan Trust & Safety Council’i dağıttı. 2016’da kurulan grup, Çocuklara Yönelik Cinsel İstismar Materyalinin (CSAM) kaldırılması, intiharın önlenmesi ve çevrimiçi güvenlik gibi farklı içerik ve insan haklarıyla ilgili konularda sosyal ağ girdisi sağladı. Grup dünyanın dört bir yanından uzmanlardan oluştuğundan, bunun Twitter’ın küresel içerik denetlemesi üzerinde etkileri olabilir.
Göre çoklu raporlar, konsey üyeleri Pazartesi günü Twitter’dan, konseyin şirketin ürün ve politika stratejisi hakkında dışarıdan bilgi almak için “en iyi yapı olmadığını” belirten bir e-posta aldı. Şirket, meclis üyelerinden gelen fikirleri “memnuniyetle karşılamaya devam edeceğini” söylerken, bunların dikkate alınıp alınmayacağına dair herhangi bir güvence verilmedi. Fikir vermek için tasarlanan danışma grubunun dağıldığı göz önüne alındığında, sadece “teşekkürler ama hayır, teşekkürler” demek gibi geliyor.
gelen bir rapor Wall Street Journal e-postanın, konseyin yeni güven ve güvenlik başkanı Ella Irwin ve kıdemli kamu politikası direktörü Nick Pickles da dahil olmak üzere Twitter personeli ile planlanmış bir toplantısından bir saat önce gönderildiğini belirtiyor.
Bu gelişme sonrasında Trust & Safety konseyinin üç kilit üyesi istifa etti geçen hafta. Üyeler bir mektupta söyledi Elon Musk, platformda kullanıcı güvenliğine odaklandığını iddia etmesine rağmen grubu görmezden geldi.
“Konsey’in kurulması, Twitter’ın kullanıcı güvenliğine yönelik ABD merkezli bir yaklaşımdan uzaklaşma taahhüdünü, bölgeler arasında daha güçlü işbirliğini ve güvenlik ekibinde derinden deneyimli insanlara sahip olmanın önemini temsil ediyordu. Bu son taahhüt artık belirgin değil, çünkü Twitter’ın son açıklaması otomatik içerik denetimine daha fazla güveneceğini. Algoritmik sistemler, tespit edilebilir modeller gelişmeden önce kullanıcıları sürekli gelişen taciz ve nefret söyleminden korumada ancak bir yere kadar gidebilir” dedi.
Musk, Twitter’ı devraldıktan sonra “farklı görüşlere” sahip yeni bir içerik denetleme konseyi kuracağını söyledi ancak bu cephede herhangi bir gelişme olmadı. Meslektaşım Taylor Hatmaker’ın Ağustos’taki öyküsünde belirttiği gibi, sağlam bir içerik filtreleme sistemine sahip olmamak, LGBTQ topluluğu gibi yeterince temsil edilmeyen gruplara zarar verebilir.