İklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapıldığı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) başladı. Konferans çerçevesinde, Global Environment Facility (GEF) tarafından desteklenen ve ülkemizde Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO) iş birliği ile TÜBİTAK tarafından yürütülecek Küresel Temiz Teknolojiler Girişimcilik Programı GCIP’nin 2. Faz Açılışı gerçekleştirildi. UNIDO ve GEF yöneticilerinin yanı sıra GCIP Programına katılan ülkelerin üst düzey temsilcileri de etkinliğe katıldı. Üst Düzey Bakanlar Oturumunda konuşan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için temiz teknoloji ekosistemine odaklanmanın önemine vurgu yaparak, bu konferansın düzenlenmesi için çabalarından ötürü Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ve Küresel Çevre Fonu (GEF)’e teşekkür etti.  

İklim krizi ve çevresel bozulmanın bugün dünyanın en kritik sorunlarından olduğuna dikkat çeken Mandal,  “Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) Altıncı Değerlendirme Raporu, küresel olarak 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 43 oranında azaltmanın aciliyetini açıkça vurgulamaktadır. İklim değişikliğinin etkilerinin yoğunluğu gezegenimizi riske atmaktadır. Bu zorlukların üstesinden gelmek, sürdürülebilir kalkınma için küresel çabalar ve liderlik gerektirir. Net-sıfır emisyon ve doğa-pozitif toplumlar elde etmeye yönelik toplu çabaların hızını belirlemekte teknolojinin, inovasyonun ve girişimciliğin hayati rolünü kabul ediyoruz.” değerlendirmelerinde bulundu.

“2053 yılı sıfır emisyon hedefi için yol haritasını ilk açıklayan kurumlardan biri TÜBİTAK oldu”

“Türkiye, önemli bir küresel oyuncu olarak uzun süredir küresel bazda çevre alanındaki çalışmaları desteklemektedir.” vurgusu yapan Mandal, “Ülkemizin Paris İklim Anlaşması’ndan doğan yükümlülüklerini yerine getirmek için belirlenen 2053 yılı sıfır emisyon hedefi için yol haritasını ilk açıklayan kurumlardan biri de TÜBİTAK oldu. Türkiye’de,  ekosistemdeki tüm ilgili aktörleri özel bir “Yeşil Stratejik Araştırma Gündemi” etrafında toplamayı amaçlayan çalışmalar devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

TÜBİTAK’ın yeşil dönüşüm odaklı özel çağrılar başlattığını ve bu konudaki çalışmalara öncelik verdiğinin altını çizen Mandal, “Hükümetin ekonominin yeşil dönüşümüne yönelik motivasyonu ve üst düzey sahiplenmesi, bu araştırma Gündeminin başarılı bir şekilde uygulanmasının önünü açacaktır.” dedi.

Prof. Dr. Mandal, “18 Eylül 2019’da açıklanan Türkiye’nin 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, AB Yeşil Anlaşması ile ilgili öne çıkan politikaları içeriyor. Strateji, 2030 yılına kadar Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadele ve yeşil ekonomiye geçişin desteklenmesi için hayati önem taşıyan kilit sanayi sektörlerinde çığır açan teknolojilerin geliştirilmesi ve bu teknolojilerin ticari uygulamalarının sağlanmasına odaklanaktadır.” diye konuştu.

“TÜBİTAK’ın Ar-Ge’sinde Yeşil Anlaşma Uyum Kapsamında Öncelikli Ar-Ge ve İnovasyon Konularına öncelik veriliyor”

2021 yılı başında “Yeşil Anlaşma Uyum Kapsamında Öncelikli Ar-Ge ve İnovasyon Konuları” yayımlandığını ve bu rehberin “İklim Değişikliği, Çevre ve Biyoçeşitlilik”, “Temiz ve Döngüsel Ekonomi”, “Temiz, Erişilebilir ve Güvenli Enerji Temini”, “Yeşil ve Sürdürülebilir Tarım” ve “Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım” konularına odaklandığını kaydeden Mandal, “TÜBİTAK’ın Ar-Ge’sinde bu konulara odaklanan projelere öncelik verilmektedir” değerlendirmelerinde bulundu. Mandal, “TÜBİTAK tarafından hem bilgi üretimi hem de insan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik İnovasyon Destekleri ve birlikte oluşturma modelleri harekete geçirilmektedir.” dedi.

“TÜBİTAK GCIP Türkiye’nin ulusal proje yürütücü kuruluşu”

Temiz teknolojinin önemine vurgu yapan TÜBİTAK Başkanı, “Temiz teknoloji, girişimcilere iklim değişikliğine yenilikçi çözümler üretme fırsatları sağlar, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik eder, istihdam yaratır ve düşük karbonlu ekonomiye geçişin ayrılmaz bir parçasıdır. Temiz teknoloji inovasyonu ve girişimciliği, Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olabilir.  TÜBİTAK, 2014 yılından bu yana Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde Küresel Temiz Teknolojiler Girişimcilik Programını yürütüyor ve UNIDO ile işbirliği yapıyor.” ifadelerini kullandı.

GCIP’nin ilk aşamasının 2014 ve 2018 yılları arasında gerçekleştiğini ve temel olarak temiz teknoloji çözümlerinin hızlandırma faaliyetlerini kapsadığını hatırlatan Mandal, “GCIP Faz 1’in temiz teknolojilerin girişimciliğine, yarattığı kapasite ve bilgi birikimine ve programın devamına yönelik beklentilere olumlu katkılarından hareketle, programın ikinci fazı UNIDO ile iş birliğinde tasarlandı. Programın etkisini artırmak için ikinci aşama, hızlandırıcı faaliyetlere ek olarak, temiz teknoloji girişimcilerinin küresel pazarda rekabet edebilmeleri için teknoloji doğrulama ve yatırıma hazır olma boyutlarını da kapsayacak. GCIP’nin 2. Fazında, Yeşil Dönüşümün önemli bileşenlerinden olan girişimcileri pazara yaklaştıracak, değer zincirlerine entegre edecek ve yatırımcılarla buluşturacak faaliyetleri ulusal ve uluslararası paydaşlarımızla gerçekleştireceğiz. 5 yıllık proje süresinde GEF’in sağlayacağı 1.7 milyon USD desteği, ulusal kaynaklarımızla birleştirerek girişimcilerimizin yenilikçi ürünlerini geliştirmelerini sağlayacağız. Bu süreçte GCIP ağına dahil diğer ülkelerdeki iyi örnekleri kendi ekosistemimize taşıyacağız ve Türkiye’deki başarımızdan edindiğimiz deneyimleri de paydaşlarımıza aktaracağız. “GCIP olarak en kapsamlı Temiz teknoloji hızlandırıcı programına katılmaktan mutluluk duyuyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, üniversiteler ve paydaş olarak çeşitli özel kuruluşların yer aldığı programda TÜBİTAK GCIP Türkiye’nin ulusal proje yürütücü kuruluşu olacaktır.” açıklamasında bulundu.

TÜBİTAK Başkanı, “Yoğunlaştırılmış uluslararası işbirliğinden elde edilen güçle ve çevrenin yeşil dönüşümü ile ilgili Ar-Ge ve inovasyon projelerini desteklemekten sorumlu devlet kurumu olarak uzmanlığımızla birlikte birlikte çalışma ve birlikte başarma yaklaşımını benimseyerek erken aşamadaki yenilikçi temiz teknoloji çözümlerini ölçeklenebilir işletmelere dönüştürmek için uygun koşullar yaratmak için çalışacağız.” dedi.

Mandal konuşmasını “Bu konferansın, temiz teknolojide daha fazla ilerleme potansiyelini tartışarak ve ele alarak sürdürülebilir bir çevre için taahhüdümüzü ve sorumluluğumuzu yenilemek için önemli bir fırsat sunduğuna inanıyorum. Konferansın sürdürülebilir endüstriyel, ekonomik ve sosyal kalkınma için daha fazla işbirliğine yol açacağını umuyorum.” ifadeleriyle sonlandırdı.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, program sonrasında Türkiye pavilyonunu ziyaret ederek stanttaki etkinliklere ilişkin bilgi aldı.

Türkiye pavilyonu, sağlıktan tarıma sudan enerjiye tüm alanlarda yapılan söyleşi ve panellere ev sahipliği yapıyor.  Stantta dijital ebru sanatı, Caretta Caretta kaplumbağalarını denizle buluşturan dijital gösteri, “Atıktan sanata” sergisi büyük ilgi görüyor.

 “1995 yılından bu yana düzenlenen COP, BMİDÇS’nin en üst düzey karar alma organı”

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (BMİDÇS) en üst düzey karar alma organı olan COP, 1995 yılından itibaren ise uluslararası düzeyde iklim değişikliğiyle mücadele yollarının tartışıldığı bir platform olarak düzenleniyor. BMİDÇS’ne taraf olan ülkelerin katıldığı COP’da, Türkiye dâhil 197 taraf (196 ülke ve Avrupa Birliği) bulunuyor.

COP sayesinde ülkeler tarafından iklim değişikliği ile mücadele yolları tartışılabiliyor ve ulus üstü kararlar alınabiliyor. Böylece birçok ülkeden farklı bileşenler ortak bir amaçla, iklim değişikliğini konuşmak ve harekete geçmek üzere bir araya gelebiliyor.

Mısır’ın ev sahipliğinde düzenlenen ve 6-18 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen COP27’ye 197 ülke temsilcisi katılıyor.

 



kaynak: tubitak.gov.tr